"17 Aralık ve sonrası skandal"

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın İnsan Hakları Raporu Türkiye bölümünde 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu konusunda detaylı değerlendirmelere yer verildi.

17 Aralık ve sonrası skandal
27 Şubat 2014 Perşembe 22:50 tarihinde eklendi, 1.283 kez okundu.

Türk yargı sisteminin siyasallaştırıldığının ifade edildiği raporda, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve sonrasında polis ve savcıların görev yerlerinin değiştirilmesi 'skandal' olarak nitelendirildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı '2013 yılı İnsan Hakları Raporu' açıklandı. Raporun Türkiye bölümünde konuşma ve bir araya gelme özgürlüğüne hükümet müdahalesi, hukuk uygulamaları ve adalet yönetimi problemleri, savunmasız halkın korunmasındaki yetersizlik gibi konular en önemli insan hakları problemleri olarak gösteriliyor.

Raporda Türkiye’de suçların cezasız kalma probleminin hala sürdüğü ifade ediliyor. Kanunların yargıyı yöneten ve polis operasyonlarını yönlendiren hukuk insanları ve savcıların bağımsızlığını sağladığı vurgulanan raporda, Türkiye’deki bazı önemli davalarda yargının hükümete bağlı dış etkilere maruz kaldığına dair ciddi işaretler olduğu dile getiriliyor.

Kanunun, hükümetin savcılığa ait ve yargısal uygulamalar hakkında emir ve tavsiye vermesini yasakladığına dikkat çekilen raporda, “17 Aralık’ta yolsuzluk operasyonu başlatan savcıların üst düzey hükümet yetkilileri ile ailesel veya ticari bağı olan çok sayıda kişiyi gözaltına almasından bir gün sonra hükümet, soruşturma ile ilgisi olan savcıları ve 400 kadar polisin görev yerini değiştirdi veya görevden aldı.” ifadesine yer verildi.

"YOLSUZLUĞA DAİR CİDDİ İDDİALARIN OLDUĞU BİR SORUŞTURMA"

Raporda 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu, yolsuzluğa dair ciddi iddiaların olduğu bir soruşturma olarak nitelendirildi. Bazı kesimlerin hükümetin tepkisini, soruşturmayı itibarsızlaştırılma ve bastırma amacı şeklinde değerlendirdiği belirtildi.

Raporda son günlerin tartışma konusu HSYK'daki değişikliğe de değinildi. Hükümetin özel olarak belirlenmiş adayların HSYK’ya seçilmesini sağlamak amacıyla hakimler ve savcılar üzerinde baskı kurduğuna yönelik eleştiriler olduğu ifade edildi.

17 Aralık’taki yolsuzluk olaylarının ardından, Başbakan'ın HSYK üzerinde hükümetin daha fazla kontrolü olacağı bir reform yapmayı amaçladığının belirtildiği raporda, “Bu, 2010 yılında yargıyı siyasetten uzaklaştırmaya yönelik yapılan bazı reformlarda geri gitme potansiyeli taşıyor.” ifadesi kullanıldı. 27 Aralık’ta Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle’nin yargının bağımsızlığına dair artan kaygıları dile getirdiği hatırlatıldı.

Gezi Parkı olaylarına da değinilen raporda, yetkililerin göstericileri dağıtmak için aşırı güç kullandığı, arasında gazeteciler, öğrenciler, akademisyenler ve avukatların olduğu binlerce insanın gözaltına alındığı ifade edildi. Gözaltına alınanların birçoğunun terörle mücadele yasası altında ceza aldığı vurgulandı. Ayrıca Gezi Parkı protestolarındaki aşırı güç kullanımının 7 kişinin ölümüne ve kitlesel yaralanmalara sebebiyet verdiği belirtildi.


CİHAN