3 milyon hacı adayı Arafat'a çıktı

Dün geceden itibaren kafileler halinde Arafat'a çıkan hacı adayları geceyi dualarla ve dini sohbetlerle geçirdi. Sabah ezanın ardından hacı adayları, kafile kafile kendilerine tahsis edilen çadırlarda sabah namazını eda etti.

3 milyon hacı adayı Arafata çıktı
05 Kasım 2011 Cumartesi 13:13 tarihinde eklendi, 2.092 kez okundu.

 

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, sabah saatlerinde toplantı çadırında hacı adayları için düzenlenen irşat programına katılarak, bir konuşma yaptı. 
     
Görmez, Allah'ın Beyti'ni ziyaret etmek, Beyt'in Rabbine manen vasıl olmak, Allah Resulü'nün doğup büyüdüğü, tevhid mücadelesi verdiği yerlerde İslam'ın canlı tarihini yaşamak, haccetmek üzere mesafeler kat ederek kutsal topraklara gelindiğini söyledi. 
     
Hacı olmanın sıradan bir olay olmadığını vurgulayan Görmez, şunları söyledi: 
   
 "Hac etmek, hacı olmak büyük bir sınavdan, derin bir çileden geçip azgın bir ateşte pişerek eşsiz bir tanıklığın kıyısına varmaktır. Hac büyük bir niyetin karara, büyük bir kararın büyük bir eyleme dönüşmesidir. Hac kalbin en büyük eylemi, bütün ibadetleri içinde mündemiç büyük bir ibadettir. 
     
Hac, kulun Allah'a verdiği en büyük sözdür. Allah ile yapılan bir ahitleşme, Allah ile varılan en büyük misaktır. Haccın her farzı, her rüknü, her hal ve hareketi, her şeairi, her menasiki Rabbimize verdiğimiz ruhi, kalbi, kavli ve fiili bir sözdür." 
     
Görmez, hacca niyet edenlerin yeryüzünde en büyük gayelerinin, en büyük maksatlarının Rabbin rızası olacağını ilan ettiklerini belirterek, "İlanın ötesinde 'Rabbim sana geliyoruz. Sana sığınıyoruz. Bizim senden başka melceimiz yoktur' dedik" diye konuştu. 
     
Renksiz, dikişsiz, rozetsiz, bayraksız, ihramı giymekle, helal-haram dairesinden çıkılmayacağına, şimdiye kadar kıymet ölçüsü olarak bildiğimiz hiçbir şeye, servete, makama, mevkiye, milliyete, cinsiyete beşeri unsurlara değer atfedilmeyeceğine söz verildiğini vurgulayan Görmez, şöyle devam etti: 
   
"Mikatla vaktimizi kuşanmaya ve Rabbimizle olan bütün vakitleşmelere, muahedelere sadık kalacağımıza söz veriyoruz. Mikattan itibaren dilimizden düşürmediğimiz telbiye, bu sözün, bu ahdin, bu misakın ikrarıdır. O'ndan başkasına 'lebbeyk' ile yönelmeyeceğimizi hamdin, nimetin, mülkün yegane sahibinden başka hiçbir varlığa 'lebbeyk' ile yönelmeyeceğimize ahd ediyoruz. 
     
Allah'ın evini, Kabe'yi solumuza alarak, kalbimizi ona yakın kılarak, yaptığımız tavaflar, kalplerimizin yegane kıblesinin Rabbimiz olduğunu ikrar etmektir. Safa ve Merve arasındaki sayla, Hacer validemiz misali, beşeri olandan ilahi rahmete koştuğumuz ab-ı hayatın, Rabbimizin elinde olduğuna inandığımızı haykırdınız."