7 kadından biri meme kanseri

25 yıl önce 13-14 kadından biri meme kanseri olurken bu oran günümüzde 7-8 kadında bire düştü.

7 kadından biri meme kanseri
15 Ocak 2012 Pazar 12:47 tarihinde eklendi, 1.056 kez okundu.

Antalya Meme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cumhur Arıcı, her 7-8 kadından birinin meme kanseri olduğunu söyledi.

Arıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 25 yılda kadınlarda meme kanseri görülme sıklığının yarı yarıya arttığını söyledi. Dünyada 25 yıl önce 16-17 kadından birinin meme kanseri riskiyle karşı karşıya olduğunu dile getiren Arıcı, "25 yıl önce 13-14 kadından biri meme kanseri olurken bu oran günümüzde 7-8 kadından bire düştü" dedi.

Hastalığın gelişmişlikle doğru orantılı arttığına değinen Arıcı, meme kanserinin "gelişmiş ülkelerin hastalığı" olduğunu vurguladı. Kadınların geç ve az doğum yapmasının, daha az emzirmesinin, doğum kontrol hapı kullanımının hastalığın görülme sıklığının artmasında etkili olduğuna işaret eden Arıcı, "Eskiden neydi? Annelerimiz 3, 4, 5 doğum yapar, uzun süre emzirirdi. Erken yaşta doğum yapardı" diye konuştu.

Kadınların çocuk sahibi olma yaşının artık 30'u bulduğuna dikkati çeken Arıcı, kadınların daha geç yaşta doğum yaptıklarını ve daha az sayıda çocuk sahibi olduklarını söyledi. Çalışan kadınların da kısa sürede işe dönmek için daha az süre emzirdiklerini ifade eden Arıcı, "Gelişmişlikle birlikte meme kanseri 2 kat artıyor" dedi.

MAMOGRAFİ 35 YAŞINDA ÇEKİLSİN
Türkiye'de genç nüfusun Avrupa'ya oranla daha fazla olduğunu belirten Arıcı, şöyle konuştu:

"Meme kanseri yaşla artan bir hastalık, ama bizde daha genç yaşta görülüyor. Türkiye'de meme kanseri görülme sıklığı Batı Avrupa ülkeleriyle aynı oranda ama bizim ülkemize özgü en önemli şey, genç yaşta hasta grubunun fazla olması. Batı Avrupa ve ABD'de meme kanseri olgularının yüzde 5-6'sı 40 yaş altındayken, biz de bu oran yüzde 16-17. 50 yaş altındaki grup, Batı Avrupa ve ABD'de yüzde 25 iken, bu oran bizde yüzde 45-50. Aslında meme kanseri yaşla sıklığı artan bir hastalık. Bizde genç nüfusta hastalığın olması çok önemli. Bunun nedenini tam olarak bilemiyoruz. Verilerin güvenilir olduğu Avrupa ve Amerika'da meme tümörü 40 yaş üzeri insanların hastalığı kabul edilir, ama bizde ortalama yaş düşük. Biz daha genç hastaları görüyoruz. Ülkemizde genç yaş grupta özellikle 40 yaş altı grupta yüzde 16-17'lere varan bir oranda görülmesi anlamlı. Çünkü daha genç yaşta bu hastaları takip etmemiz gerekiyor. Meme kanseri takibi 40 yaştan itibaren başlar. Ama bizdeki oranlara bakarsanız, bizim önerdiğimiz hastanın ilk mamografisini 35 yaşında yaptırması."

"MEME KANSERİ, ESKİSİ GİBİ EŞİTTİR ÖLÜM DEĞİL"
Görülme sıklığındaki artışa rağmen meme kanserinin erken tanı aldığında tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkati çeken Arıcı, "Meme kanseri eskisi gibi eşittir ölüm değil. Erken evrede tanı koyarsanız hastanın tamamen bu hastalıktan kurtulması mümkün" dedi.

Tarama programları ve tedavilerdeki gelişme ile meme kanserinden ölümlerin giderek azaldığını belirten Arıcı, bununla birlikte memenin de artık korunduğunu söyledi.

Eskiden meme kanserinin, "memenin alınması" olarak algılandığını dile getiren Arıcı, artık meme koruyucu cerrahi ile sadece tümörün çıkartılabildiğine dikkati çekti.

Memenin kadınlar için çok önemli bir organ olduğunu ifade eden Arıcı, "Memesinin olmaması kadınlara, kadınlığını yitirmişliğini hissettirir. Memeyi koruyabilirseniz kadının hem hayatını hem memesini kurtarıyorsunuz. Eskiden hastaların ancak yüzde 5'inin memesini kurtarabiliyorken bugün yüzde 30-40'lara çıktık. Bunu yüzde 60-70'lere çıkartmak lazım" dedi.

GENETİK YATKINLIK
Ailesinde meme kanseri olanların, takibine daha erken yaşta başladıklarını belirten Arıcı, genetik yatkınlığın tespit edilmesiyle risk gruplarının genç yaştan itibaren korunmasının mümkün olduğunu söyledi.

Arıcı, "35 yaşında meme kanseri olanların yakınını 25 yaşında takibe başlıyoruz. Bir ailede birden fazla kişide varsa genetik tetkikler ile o kişinin meme kanserine yatkınlığını tespit edebiliyoruz. Bu hastada yaşamı boyunca meme kanseri gelişme riski yüzde 85 diyebiliyoruz" dedi.

Bu kişilerde meme cildini bırakarak tüm dokuyu çıkarttıklarını vurgulayan Arıcı, bunun yerine plastik cerrahların yaptığı yeni dokuyu naklettiklerini ifade etti.

Arıcı, "Hasta kozmetik açıdan aynı meme dokusuna sahip olurken kanser riskini de çok aza indirgiyor" dedi.