"7 yıl görev Gül'ün de hakkı"

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesinden aylar sonra gerçekleştirildiğini ifade etti.

7 yıl görev Gülün de hakkı
19 Ocak 2012 Perşembe 20:19 tarihinde eklendi.

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesinden aylar sonra gerçekleştirildiğini ifade ederek, "TBMM tarafından seçilen her Cumhurbaşkanı gibi Sayın Gül'ün de 7 yıl görev yapmak hakkıdır" dedi. 
    
TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunun Tasarısı'nın görüşmelerine devam ediliyor. 
    
Tasarının ikinci bölümünün tümü üzerinde söz alan CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan, "tasarının bir siyasal proje olduğunu, hukuk projesi olmadığını" ileri sürdü. Bayraktutan, Anayasa'da yer alan bir hükmün kanunla düzenlenmesinin kabul edilecek bir şey olmadığını ifade etti. 
    
"Hiçbir kimse ya da organ kaynağını Anayasa'dan almayan bir yetkiyi kullanamaz" ifadesini kullanan Bayraktutan, tasarıyla Anayasa'nın bazı düzenlemelerinin ihlal edildiğini öne sürdü. 
    
"Cumhurbaşkanlığının görevinin onursal bir görev olduğunu" savunan Bayraktutan, şöyle konuştu: 
    
"Burada kazanılmış bir hak yoktur. Sayın Cumhurbaşkanı daha göreve başlamadan önce görev süresinin 5 yıl olduğunu biliyordu. Tasarı, zorlama bir talep, Anayasa'nın amir hükümleri ihlal ediliyor. Biz halen hukuka olan inancımızı sürdürmek istiyoruz. Anayasa Mahkemesi süreci muhtemelen gelecektir tasarı kanunlaşırsa. Burada bir kazaya uğrarsanız, cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili süreç havada kalacaktır. Gelin doğru olanı yapın." 
    
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan tasarının tümü üzerinde söz alarak, yeni anayasanın bir toplumsal sözleşme olarak ortaya çıkması gerektiğini ve özgürlükçü olması gerektiğini ifade etti. Yeni anayasanın tüm farklılıkları bir arada tutmanın çimentosu olması gerektiğini anlatan Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü: 
    
"Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve herkesin cumhurbaşkanıdır. Türkün de Kürdün de Lazın da Çerkezin de Cumhurbaşkanı olacak. Toplumsal adalet duygusunu bu sağlar. Biz bunları konuşmak istediğimiz zaman bir yasakla karşılaşıyoruz. Bu anlamsız ve gereksiz. Bazı kavramları bize yasaklatmak istiyorlar. Kürdü bize yasaklatmak istiyorlar. Yaşadığımız coğrafyayı... Atatürk söylemlerinde hiç Kürtlerden Kürdistan'dan bahsetmemiş gibi. Türkiyelileşmek zorundayız. Bu anlayışı yıkmak zorundayız. Bir çiçek bahçesinde nasıl rengarenk çiçek varsa çeşitli zenginlikleri barındıran bir ülkemiz var. Bu zenginliği yönetecek bir orkestra şefine ihtiyaç var. Bu Meclis sadece Türklerin Meclisi değil, 74 milyon insanın tapusunu taşıyor. Afyon, Çanakkale şehitliğinde sadece Türkler mi yatıyor. Sizinle kaderimizi birleştirerek hata mı ettik. Bizim gözümüzün içine baka baka aşağılayıp, rezil mi etmek istiyorsunuz-" 
    
Kaplan, 1920'li yıllara ait TBMM tutanaklarını çıkardığını ve okuduğunu belirterek, tutanaklarda sık sık "Kürdistan" ifadesinin geçtiğini söyledi. Tutanaklardan örnekler de okuyan Kaplan, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'a hitaben, "Sayın Başkan bana nasıl yasaklarsın bunu- Bunlar Meclisin tutanakları. Burası Meclisin kürsüsü, herkes özgürce sözünü söylesin" dedi. 
     
-"Kafanızdan 367 meselesini bir türlü atamadınız"- 
     
MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz da cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin hükümetin meşru otoritesini zayıflatacağını savundu. Bu şekilde fiilen iki başlı bir yürütme ortaya çıkacağını ileri süren Korkmaz, "Buna ne diyebiliriz. Olsa olsa ucube bir şey olabilir. Bu anayasal sapma hükümetçiler ve cumhurbaşkanlığı gibi kutuplaşmaları ortaya çıkarabilir" şeklinde konuştu. 
    
"Kafanızdan 367 meselesini bir türlü atamadınız" diyen Korkmaz, şöyle devam etti: 
    
"Artık bu travmayı atlatın. Sağduyuya yol verin. Yapılması gereken basit; ya cumhurbaşkanının seçim yönteminde eski hale geri dönülmeli ya da cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinde özüne uygun olarak sınırlamalara gidilmelidir. Cumhurbaşkanı sorumsuz olduğu için yetkisiz olmalıdır. Anayasa değişikliği için hükümet bir tasarı hazırlayamaz. Bu aksi kanunları arkadan dolaşmak değil de nedir- Bu dayatmacı bir zihniyetin ifadesi olabilir. 
    
Bu düzenlemenin kısaca anlamı şudur; Sayın Başbakan Köşk'e çıkmaya karar vermiştir. Ancak sizin tabirinizle Çankaya'daki '11 no'lu Cumhurbaşkanı'nın' engel olmaması gerekmektedir. Pop müzik şarkıcısı Tarkan'ın bir şarkısı var 'gül döktüm yollarına' diyor. Bu kış şartlarında Erdoğan'ın ayaklarına diken batmasın diye gülün yaprakları koparılıp yollara dökülüyor. Sayın Gül'ün aday olamaması üzerine kurgulanmış bu şahsi düzenlemenin hayırlı olmasını diliyoruz." 
    
AK Parti Konya Milletvekili Ayşe Türkmenoğlu da şahsı adına söz alarak, 12 Eylül darbesinin ardından Meclisin aylarca bir türlü Cumhurbaşkanı seçemediğini hatırlattı. "367 garabetinin" yeniden böyle bir ortam hazırlama amacında olduğunu savunan Türkmenoğlu, "Tartışmaları hayretle izliyorum. Halk kararını verdi. 12. Cumhurbaşkanı'nı halk seçecek. Cumhurbaşkanlığı yeterliliğine sahip her vatandaş cumhurbaşkanlığına aday gösterilebilir. Şimdiden şu seçilemez, bu seçilir demek ne kadar bilemiyorum" diye konuştu. 
     
-"Sistem değişikliği tartışmasında değiliz"- 
     
İkinci bölüm üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, TBMM'nin seçtiği her Cumhurbaşkanının 7 yıl görev yaptığını söyledi. 
    
Halk tarafından seçilecek olan cumhurbaşkanının beş artı beş şeklinde görev yapacağını belirten Egemen Bağış, "Biz milletin artık kendi Cumhurbaşkanını seçmesini arzu ediyoruz. Milletin vicdanında yargılanıp müebbet muhalefete mahkum olanların milletin iradesini kabullenmesinin zor olduğunun farkındayım" dedi. 
    
Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçilmesinden aylar sonra gerçekleştirildiğini anımsatan Egemen Bağış, "TBMM tarafından seçilen her Cumhurbaşkanı gibi Sayın Gül'ün de 7 yıl görev yapma hakkıdır" diye konuştu. 
    
Bir soru üzerine, her milletvekilinin, hem parlamenter hem başkanlık sistemini her daim düşünmesi gerektiğini belirten Bağış, "Umarım milletvekillerimiz her daim hangisi ülkemiz için daha iyi olur, bunları kafasında tartışıyordur. Bu konular Mecliste gündeme geldiği zaman bu düşüncelerini paylaşır. Şu anda biz bir sistem değişikliğiyle ilgili tartışma içinde değiliz. Biz milletimizin ihtiyaçları çerçevesinde her daim bunları düşünüyoruz ve düşünmeye devam edeceğiz" dedi. 
    
Bir milletvekilinin "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın önünde Cumhurbaşkanı adayı olması için engel mi var-" diye sorması üzerine Bağış, "Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın önüne bu zaman kadar çok tuzaklar, engeller koymaya kaktılar. Bu millet o engelleri, tuzakları imha etti. Eğer birilerinin bir tuzak, engel koyma çabası, umudu varsa, inanın milletin tokadı çok ağır olur" diye konuştu.