Adnan Hoca'nın kedicikleri Arınç'ı kızdırdı

Arınç, 'Adnan Hoca'ya böyle tepki gösterdi: Televizyonlarda izliyoruz. Çevresindekilerle hahaha-hihihili, inşallah maşallahlar, kedicikler. Bunlar da bir şey yaptıklarını zannediyor"

Adnan Hocanın kedicikleri Arınçı kızdırdı
19 Nisan 2014 Cumartesi 13:25 tarihinde eklendi, 3.248 kez okundu.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, dünyevileşmekten şikayet ederken, makam, para ve şehvet hırsının her şeyin önüne geçtiğini söyledi. Arınç, “Son yıllarda çok dünyevileştiğimizi fark ediyorum. Her şey paradan, her şey makamdan, her şey şöhretten, her şey şehvetten, mevki makam hırsı ile birbirimizin gözünü oymaktan geçiyor.” dedi.
 
Bülent Arınç, Bursa'da Tayyare Kültür Merkezi'nde düzenlenen ‘Uzaktaki Yakın’ başlıklı Uluslararası Hz. Üftade Sempozyumu'na katıldı. Hz. Üftade'nin güzel bir zamanda yaşadığını ve halen kerametlerine şahit olunduğunu ifade eden Arınç, toplantının önemine vurgu yaptı. Bu tür toplantıların takipçisi olduğunu, kendilerinin katılabilmesi için açılışın bu güne alındığını ifade eden Arınç, dünyevileşmeden şikayetçi oldu. Arınç şöyle konuştu: "Son yıllarda çok dünyevileştiğimiz fark ediyorum. Her şey paradan, her şey makamdan, her şey şöhretten, her şey şehvetten, mevki makam hırsı ile birbirimizin gözünü oymaktan geçiyor. Bir kavganın içindeyiz. Kendimize dönecek, neyiz, kimiz, ne amaçla geldik, ne yapıyoruz, nereye gideceğiz, bunların farkında bile değiliz.”
 
Gazetelerde yer alan haber ve yorumlarla sigaya çekildiklerini iddia eden Bülent Arınç, şunları kaydetti: “Sabah nasıl olsa gazeteci dostlarımız bizi bir kenarda sigaya çekecekler, acaba ne olmuş diye gazetelere bir bakayım dedim. Her zaman ki malum haberler. Bu haberler üzerine yazılmış yorumlar. İşi köpürtmek başka noktalara çekmek. Akla zarar yorumlar yapmak. Birazdan da onların huzurunda imtihan olacağız, bu neden böyle konuştu, neyi amaçladı, bu sözün altında ne var, bunun sonu nereye varır. Ağustos'ta neyle karşılaşacağız, Eylül'de ne olacak. Borsa nasıl olacak, endeks nereye vuracak, bunun kavgası var. Herkes bir yerden gelmek bir yerden gitmek kendisine bir şeyler hazırlamak kavgası ile meşgul. Evlerde bu kavga var, iş yerlerinde bu kavga var, sokakta bu kavga var. Kuru kavga peşindeyiz. Hani sekülerlik kötü bir şey değil ama her şeyimiz çok dünyevileşti. Bütün hesaplar bunun üzerine.”
 
Hz. Üftade ve benzerlerinin yaşadığı hayattan alınacak çok örnekler bulunduğuna işaret eden Arınç, şöyle devam etti: “İnsanların edepli olmaya çok ihtiyacı var. Haya sahibi olmak çok büyük bir nimet. İffet sahibi olmak çok büyük bir zenginlik. Bunları bize hatırlatacak güzel örneklere ihtiyacımız var. Necip Fazıl'ın tabiri ile kaba softalık, kaba Müslümanlık, kaba önderlik bize yakışmıyor. Bir estetik olmalı, bir edep olmalı, edipler bile edepli olmalı. Her şey nezaket içinde olmalı ve gönüllere hitap edilmeli. Sadece ceplere değil veya mevkiler makamlar için kavgaya değil.”
 
ARINÇ BAŞBAKAN’A GÖNDERME Mİ YAPTI?
 
Bülent Arınç konuşmasında sesini yükselterek ve etrafını tehdit ederek konuşanlardan da yakındı. Arınç, “Bağırmakla çağırmakla değil, söz güçlü olacak. Arkası var. Toprağı işleyen yağmur sağanaktan daha bereketlidir. İnce ince yağar, toprağa işler, öbürü sel olur. Biz de şuanda sesini yükseltenler revaçta. Ne kadar çok bağırırsa, ne kadar gözleri çakmak çakmak olursa, gözlerinin damarlar kırmızı kırmızı fırlarsa, boyunlarından damarlar fışkıracak hale gelirse iş yaptığını zannediyor. Ama söz yok, sözün içinde hikmet olmalı, bilgelik olmalı, o yok. Hepsini topla, 50 ile çarp hiçbir etkisi yok. Bence büyüklerin halleri hareketleri, güzel sözlerinin bize faydası var. Bu kadar dünyevileşmek kötü. Uhrevileşelim mi hayır iki taraflı dünyadayız.” diye konuştu.
 
ADNAN OKTAR’A ‘KEDİCİK’ ELEŞTİRİSİ
 
Tarikat ve cemaatleri üstü kapalı eleştiriler yönelten Arınç, bir televizyon kanalında kadınlarla birlikte program yapan Adnan Oktar’ı hedef aldı. Arınç, şöyle devam etti: “Çok dünyevileştik ama bu camia içinde 'biz de ehli tarikiz canım, biz de biraz Üftadeleri biliriz' diye ortaya çıkanlar var. Bu işin daha da feci tarafı. Onlar da kendilerini bu tür işlerde bilgili ve görevli zannediyorlar. Necil Fazıl derdi ki 'eskiden zorluklar büyük buzdağları gibidir. Biz ağzımızla hoh hohlayarak erittik şimdide ortalık çamurdan geçilmez oldu.' Şimdide tarikat var. Şimdi de yol gösterenler var. Şimdi de saçıyla, sakalıyla, kıyafetleri ile çevresine topladığı üç beş insanla bu işi yaptığını söyleyenler var. İyilerinden Allah razı olsun ama çok bozukları da var. Onlar da bu yolu bir ticaret yolu kabul etmişler. Bazen televizyonlarda izliyoruz, çevresindekilerle hahaha ihihhi, inşallah maşallah, başka bir şey yok. Kedicikler bilmem necikler. Bunlar da bir şey yaptıklarını zannediyorlar. İslam adına, iman adına, Kur'an adına, edep adına, namus adına, ar haya adına hiçbir şey bulamıyorsunuz. Adam ben de Kadiriyim diyor, bir başkası ben de şuyum diyor. Kendilerine bu yaftaları takanlar var, bununla anılmak isteyenler var. Ama çabalara ticaretlerini ve nüfusları artırmak, şöhret yapmak isteyenler var.”
 
Bazı kişilerin küçük işlerde başladıkları ticaretlerine dini alet ederek zenginleştiklerini savunan Bülent Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: “Önce tencere tava işiyle başlayan birisi vardı, sonunda geldiği noktayı acı içinde görüyoruz. Bazı şeyler söylersem hemen isim koyacaksınız, filandan bahsediyor diye. Korkmam lazım. Bunlar da İslam'a çok zarar veriyor. Bu yola çok zarar veriyor. Çocuklarını eşlerini, servetlerini kaybedenler var bunların içinde biliyor musunuz. Kötü örnekleri göstererek, bizzat şahit oldukları hayatın içinde 'Müslümanlık buysa ben kaçıyorum' diyenler var. O yüzden güzel örneklere gitmemiz, güzel insanlarla bir arada olmamız, elbette onlardan duyduklarımızı, gördüklerimizi, Kur-an’a, şeriata ölçü olarak vurmamız lazım. Herkesin ağzından çıkanı bir kuyumcu titizliği ile ayarına bakmamız lazım. Bu adam söylüyor, a ne kadar güzel, nefsimize de hoş geliyor. Ortalık biraz da çamur oldu arkadaşlar, ayaklarımız çamura batıyor. Bu örnekler her gün bir yerden bir skandala imza atıyor. Biz bunlarla yola gitmek yerine, bunlardan ne kadar uzak olsak, hakka o kadar yakın olacağız dişe düşünüyoruz. Müslümanlık çok güzel bir şey. Ama her halde örneğimiz İŞİD, EL Nusra veya El Kaide değil. Müslümanlık bu değil çünkü.”

CİHAN