Uçmaya, uçurulmaya, gaz vermeye en müsait insanlar siyaset sahnesinde.

Çok değil, 10-15 kişilik kalabalık görsün, bir sandalyenin tepesine çıkıp nutuk atmaya başlayan kimi siyasetçiler, alkışın tahriğine kapılıp, vitesi boşa atınca, yokuş aşağı frensiz iniyor !

Hep söylemişimdir, bir daha yazalım; siyasetçinin diliyle beyni arasındaki mesafe uzun olacak.

Bir söyleyecek, bin düşünecek !

Ama öyle olmuyor, CHP milletvekili bir kaç fazla alkış almak adına Samsun'dan çıktı, Sivas'a uğradı, ''Evet''çileri İzmir'de denize döktü.

Aferin, referandumda Kordon'da boynuna sarılıp ''aslanım'' diyecek çok insan bulursun ama kendini kaybettin !

Partine zarar verdin ve hala sözünün yanlış anlaşıldığını söyleyip, kıvırıp duruyorsun.

Genel Başkanın bile adını ağzına almadan, ''Her arkadaşım sözlerine dikkat etmeli'' diyerek, nazikçe fırçasını attı, anlamadın mı ?

''Evet'' diyeni, ülkeyi işgal eden düşmanla özdeşleştirmek, ayıp diyerek geçiştirilecek densizlik değil.

Aklımdan geçenleri yazsam, ''hakaret'' davası açıp kazanabilirsin, kusura bakma sana yedirecek param yok.

Tek ve yalnız değilsin maalesef; senin gibi düşünen çok insan var biliyorum.

İşte, bu kin ve nefret duygusudur toplumu zehirleyen.

Unutma vekil efendi, zehirli ağacın meyvası da zehirli olur !