Ahmet Davutoğlu'nun bilinmeyenleri

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti MYK sonrası, partinin yeni genel başkanını açıkladı.AK Parti'nin yeni Genel Başkanı ve Başbakan adayı Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu oldu.

Ahmet Davutoğlunun bilinmeyenleri
21 Ağustos 2014 Perşembe 19:14 tarihinde eklendi.
Türkiye gazetesinden Buket Güven'in haberine göre, Başbakanlık koltuğuna oturmaya hazırlanan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlık Başdanışmanlığından, Başbakanlığa uzanması beklenen yolu çocuk yaşlarda itibaren zorluklarla geçti.
 
Ahmet Davutoğlu, hastaneye yetiştirilemeyen annesi Memnune Hanım'ı kaybettiğinde henüz 4 yaşındaydı. Taşkent'te nakliye işleri ve kunduracılık ile uğraşan babası Mehmet Bey, kısa zamanda yeniden evlendi.
 
Sefure Hanım küçük Ahmet'in üvey annesiydi ama ona hiçbir zaman gerçek annesini aratmadı. Ahmet'e tam anlamıyla kol kanat gerdi, annesinin yokluğunu hissettirmemeye çalıştı. Ahmet Davutoğlu, bu 'ikinci anne'sini her zaman minnet ve şükranla andı.
 
Onun hakkında konuşurken 'Beni ve kardeşlerimi hiçbir ayrım gözetmeden bir Anadolu terbiyesiyle büyüttü' diyordu. Ahmet Davutoğlu'nun doğan ilk kızına ikinci an­nesinin adını (Sefure) vermesi minnetinin bir ifadesiydi. Babası Mehmet Bey oğlunun işletme okumasını, işlerini ona devretmeyi düşlüyordu.
 
Ahmet Davutoğlu 12 yaşında yatılı olarak İstanbul Erkek Lisesinde okumaya başladı. Başarılı bir lise eğitiminin ardından Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Ekonomi Bölümlerinden mezun oldu. Böylece, Boğaziçi'nde iki bölümü birden bitiren ilk öğrenci ünvanını aldı. İngilizce, Almanca ve Arapça bilen Davutoğlu, akademik kariyer basamaklarını hızla tırmanıp profesör oldu. Abdullah Gül ile 1980'lerde tanışmışlardı.
 
Bir makalesi, Gül'ün ilgisini çekmiş, danışmanlığı da Gül'ün başbakan olmasıyla resmileşti. Belediye başkanlığı öncesinde tanıştığı Recep Tayyip Erdoğan Başbakan olduktan sonra da bu görevine devam etti. Davutoğlu, o dönemde `gölge dışişleri bakanı` gibi dış temaslarda etkili olmaya başladı. AB ile temaslar, Kıbrıs müzakereleri, Irak savaşı gibi her alanda rol aldı. Göreve gelirken iki üç yıl sonra ayrılmayı, kitap yazmayı, üniversiteye dönmeyi hayal ediyordu. 2007 seçimleri yaklaşırken ayrılmaya niyetlendi. Ne Erdoğan kabul etti bunu, ne de Gül... Aniden kendisini yeniden yoğun bir diplomatik trafik içinde buldu. Şimdi ise Başbakanlığa yürüyor...