Ahmet Hakan'ın linç isyanı

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Zaman gazetesinin bir başlığından yola çıkarak Ekrem Dumanlı'yı topa tuttu!

Ahmet Hakanın linç isyanı
30 Aralık 2010 Perşembe 11:10 tarihinde eklendi, 1.006 kez okundu.

 

Sen kendi lincine bak
 
Bana “sığıntı” dediler...
Bana “dönek” dediler...
Bana “çakma Nişantaşılı” dediler.
Bana “yavşak” dediler.
Lakap takan da oldu, çok pis dalan da...
Bireysel de geldiler, kolektif de...
Ölçü, ahlak, insaf tanımadılar.
Ve bütün bunlar olup biterken...
Ne ben “Beni linç ediyorlar” diye ağlaştım, ne de herhangi bir vatan evladı çıkıp da “Ahmet Hakan linçe tabi tutuluyor, bu çok ayıp” falan diye koltuk çıktı.
Doğrusu da buydu.
Çünkü...
Trene binmiştik ve demirden korkmuyorduk.
 
* * *
Ama bakıyorum da...
Son zamanlarda bir “linç edebiyatı” aldı başını gidiyor.
Neymiş efendim, biz linç ediyormuşuz.
Mesela...
Öğrencileri “Burası benim üniversitem... Atarım hepinizi üniversiteden... ” diye tehdit eden Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Mehmet Pakdemirli’yi linç ediyormuşuz.
Mesela...
Daha düne kadar bizim medya grubunun patronuna “Sen iyisin ama adamların kötü” diye yüzlerce yazı yazan Fehmi Koru’yu, hakkında iki yazı yazdık diye linç ediyormuşuz...
Merak edenler Ekrem Dumanlı’nın, dünkü Zaman’da çıkan, “Türkiye Bir İnsan Öğütme Makinesi” başlıklı yazısını okusun.
“Linç edebiyatı”nın şahane bir örneği olarak...
 
* * *
İşin tuhaf tarafı şu:
Kendi kafalarındaki adamlara yönelik bir iki eleştiri yazısını “Bu insafsızlıktır... Bu linçtir... İnsan öğütülüyor... ” diye yorumlayanlar, kendi kafalarında olmayan insanlara yönelik en acımasız linç yöntemlerini uyguluyorlar.
Mesela...
Ekrem Dumanlı’nın “Türkiye İnsan Öğütme Makinesi” başlıklı yazısının yayınlandığı gün, Dumanlı’nın yönettiği Zaman Gazetesi’nde bir haberin başlığı:
“Darbeci Baro’dan Balyoz’a tam destek.”
Yorum değil, haberden söz ediyoruz.
Balyoz davası duruşmasına katılan İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve baro yönetimini doğrudan “darbeci” diye yaftalıyor gazete. Bunun adı “linç” değilse nedir?
 
* * *
Biz üniversitesinde okuyan öğrencilere “Burada siyaset yapamazsınız, hepinizi atarım okuldan, burası benim üniversitem” diyen Rektör’ü eleştirdiğimizde linç yapmış olacağız...
Biz her gün iki sütundan “sığıntı” diye hakaret eden, grup çalışanlarını patrona şikayet eden köşe yazarı hakkında bir iki eleştiri yazdık diye linç yapmış olacağız.
Ama Ekrem Dumanlı, gazetesinde koskoca bir baronun başkanına ve yönetimine “darbeci” diyecek...
Ve bunun adı gazetecilik olacak.
Bu tür durumlarda “Hadi canım sen de” diyen kimdi?
 
Ahmet HAKAN / HÜRRİYET