Ak Parti'yi masadan kaldıran talep

AKP ile BDP heyetleri arasında TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında yapılan yemin krizi ile ilgili görüşmede uzlaşma sağlanamadı.

Ak Partiyi masadan kaldıran talep
14 Temmuz 2011 Perşembe 13:44 tarihinde eklendi, 2.643 kez okundu.

 

BDP Siirt Milletvekili Gültan Kışanak, AKP ile kendilerinin iki ayrı metin hazırladıklarını, bu iki metni tek metne dönüştüremediklerini belirterek, bugün ya da yarın yemin etmeyeceklerini bildirdi.
 
AK PARTİ MASADAN KALKTI
 
BDP'liler Hatip Dicle ve KCK"lılarla ilgili düzenleme isteyince AK Parti masadan kalktı.
 
BDP ve AK Parti heyetleri arasında dün başlayan ve bugün de devam eden 'boykot krizi'ni aşma görüşmelerinden sonuç çıkmadı.
 
Tarafların metinleri farklı olunca ortak noktada buluşamadılar. En büyük ayrılık Hatip Dicle konusunda yaşandı.
 
BDP'nin Hatip Dicle'ye yeniden milletvekilliği yolunun açılmasını isteyen taleplere AK Parti, yargıya müdahale gerekçesiyle itiraz edince görüşme sona erdi.
 
Görüşme, Başkanlık Divanı toplantı salonunda saat 11.00'da başlayan görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü. Her iki parti temsilcileri görüşmeden sonra kameralar karşısına geçti.
 
Görüşmenin ardından basına açıklama yapan BDP’li Kışanak, AKP heyetiyle yaptıkları görüşmede, Türkiye’de halkın iradesinin parlamentoya eksiksiz yansıması, demokrasi sürecinin kesintisiz yürütülmesi, demokratik siyaset önündeki engelin kaldırılması, demokratik anayasanın katılımcı bir anlayışla yapılması konusundaki görüşlerini anlattıklarını kaydetti. Dün yapılan görüşmenin ardından her iki grubun değerlendirmelerini yapıp bugün bir daha bir araya geldiklerini söyleyen Kışanak görüşmelerin ana konusunun yemin edip etmemeyle ilgili olmadığını ifade etti. Kışanak şöyle konuştu:
 
"Başından beri kamuoyuna yaptığımız açıklamalarda meselenin yemin krizi olarak yansıtılmasının doğru olmadığını izah ettik. TBMM, halkın iradesini temsil eden bir parlamentodur. Halktan yetki alan her kişi ve siyasi yapı bu yetkiyi bu parlamentoda yansıtmanın koşullarını bulmalıdır. Bunun gereğini yapacak imkana sahip olmalıdır. Emek bloğu olarak, BDP grubu olarak halkın iradesinin meclise doğru, eksiksiz yansıtılması konusunda yaşanan sıkıntılarını aşmak için bir süre katılmamayı paylaşmıştık. Bu partimizde aldığımız karardı. Farklı bir karar almak, yetkili organların konusudur. Bunu pazarlık konusu yapmayız. Bir partinin icazeti, lütfu olarak yansıtılmasına izin vermeyiz. Bundan sonra bu kararın hangi yönde seyredeceğine partimizin ilgili kurulları karar verecektir. Parlamento AK Parti’nin parlamentosu değildir. Başka bir siyasi partinin katılmak için AK Parti’den ışık, icazet almasına gerek yoktur. Bu iradi olarak kendimizin vereceği karardır. Önümüzdeki süreçte bu kararı kendimiz değiştirebiliriz de değiştirmeyebiliriz de. İki günlük görüşmeler daha önce açıkladığımız gibi demokratik siyaset önündeki engelleri kaldırmak, demokratikleşme yolunda adımları atmak, anayasa sürecinde önümüzün açık olup olmadığını görmek için yürüttüğümüz görüşmelerdir. AK Parti’de siyasi bir yaklaşım var mı, parlamentoyu nasıl işletmek istiyor, çoğunluğu elinde tutan parti olarak demokratik siyaset önündeki engelleri kaldırma iradesi var mı yok mu, anlayamaya çalıştık. Görüşmeler sonucunda size tam anlamıyla olumlu olumsuz cümle kuramayacağım. Niyet düzeyinde olumlu şeyler ifade edilse de pratikleşme konusunda önümüzde nasıl bir yol olduğunu gördüğümüzü söyleyemeyiz."
 
-"ÇOBANIN NİYETİ OLSA TEKEDEN SÜT ÇIKAR"-
 
Türkiye’nin barışı ile ilgili konunun sorumluluk içinde ele alınması için demokratik kanalların açık tutulması gerektiğini ifade eden Kışanak, Blok olarak kendileri için her şart altında demokratik siyasetin vazgeçilmez olduğunu söyledi. Kışanak demokratik siyasetin önündeki engelleri kaldırmak, katılımcı bir yöntemle anayasa yapmak için mücadele edeceklerini belirtirken politik faaliyetlerinin ana ekseninde bunların olacağını kaydetti. Demokratik siyasette iddialarının çok güçlü olduğunu ve bu güçlü bir şekilde sürdüreceklerini ifade eden Kışanak, BDP grubu olarak bir metni AKP grubuna sunduklarını, AKP grubunun da hazırladığı bir metin olduğunu belirtti. Kışanak "Siyaseten ve ilkesel olarak tartıştığımızda iki grubun itirazı olmadığı, iki metnin tek metne dönüşmesi konusunda hazır olunmadığı ortaya çıktı. Önümüzdeki süreçte halkımızla birlikte demokratik siyasetin önünü kaldıracak bir yol bulunacak. Bu konuda umutluyuz. Meclis’in topu sağa sola atmadan çözüm üretmesi gerekir" dedi. AKP’den sundukları metne ilişkin bir itirazın olmadığını belirten Kışanak, BDP grubu olarak iradelerinin açık ve net olduğunu vurguladı. Kışanak "Anadolu’da bir söz var çobanın niyeti olsa tekeden süt çıkar diye. Önemli olan siyasi niyettir. Siyasi irade varsa bir noktada buluşulacaktır. BDP müzakere ve diyaloga açıktır. Mutlaka yolunu bulup demokratik bir anayasa yapmalıyız, toplumsal barışı tesis etmeliyiz" dedi.
 
-"BUGÜN VE YARIN YEMİN ETMEYECEĞİZ"-
 
Kışanak, Diyarbakır’da grup toplantısı yapmaya devam edip etmeyeceklerine ilişkin bir soruya "Diyarbakır’da grup toplantısı yapıyoruz, bu bizim için anlamlı. Hatip Dicle kararıyla ona oy veren 80 bin Diyarbakırlının oyu yok sayıldı. Ama bu bizim sadece Diyarbakır’da grup toplantısı yapacağımız anlamına gelmiyor" karşılığını verdi. Kışanak AKP grubuyla yeniden bir araya gelip gelmeyeceklerine ilişkin bir soruya planlanan başka herhangi bir çalışma olmadığı karşılığını verdi. Yemin edip etmeyecekleri sorusuna ise "Bugün ve yarın yemin etmeyeceğiz" yanıtını verdi.
 
-BDP’NİN SUNDUĞU METİNDE NELER VAR?-
 
Bu arada BDP tarafından AKP’ye sunulan ve üzerinde uzlaşma sağlanamayan metinde ise 24’ncü dönem parlamentosunun tarihi bir dönemde ve ülkenin en temel sorunlarını çözmek üzere göreve başladığı vurgulandı. Bu çerçevede; uzlaşma içerisinde yapılacak evrensel standartlarda yeni bir anayasa ile daha demokratik bir sistemi inşa etmek, toplumsal barışı sağlamak ve refah düzeyini artırmanın herkesin ortak sorumluluğunda olduğu belirtilen metinde şu ifadelere yer verildi:
 
"12 Haziran seçimleri sonrasında kamuoyunda oluşan haklı umutlara gölge düşüren, milli iradenin tam teşekkülü ile TBMM üyelerinin eksiksiz olarak parlamento çalışmalarına katılımını engelleyen sorunların en kısa zamanda giderilmesi ortak beklentimizdir. Halkın iradesinin parlamentoya tam yansımaması esasında bir demokrasi sorunudur ve sadece siyasi partilerin değil parlamentonun meselesidir. Bu vesileyle, halen tutukluluğu devam eden TBMM üyelerinin en kısa zamanda fiilen görevlerinin başında olmalarını önemsiyoruz. Seçim sistemi ve yasalardan kaynaklı yetmezliklerin giderilmesi ile temsilde adaletin daha güçlü bir şekilde sağlanması, halkın iradesinin parlamentoya eksiksiz yansıması için siyaset kurumunun önünde engel teşkil eden düşünceyi, ifade özgürlüğünü kısıtlayan TMK, TCK, CMK’da evrensel standartlara uygun düzenlemeler yapılması bu dönem parlamentomuzun öncelikleri arasında olmalıdır. Yasaları evrensel hukuka uygun hale getirme konusunda yetkili tek mercii TBMM’dir. 12 Haziran 2011 seçimlerinde seçmen desteğini alarak milletvekili seçilmesine rağmen parlamentoya girmesi engellenen Sayın Hatip Dicle örneğinde de olduğu gibi bu ve benzeri haksızlıkları gidermek, benzer durumların tekerrürünü engellemek için uluslar arası hukuk da dikkate alınarak parlamento içinde çözüm arayışları olmalıdır."