"AKP kaybederse..."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan, Pendik'te Ali Ulvi Bilgi Evi'nin açılışını yaptı.

AKP kaybederse...
14 Şubat 2014 Cuma 20:07 tarihinde eklendi.
Açılış öncesi konuşma yapan Akdoğan, "Özellikle devletin içerisinde konuşlanan bir paralel yapının bir siyasi saldırı başlatıığını gördük 17 Aralık'ta. Uzunca bir süredir milli kurumlarımıza, milli istihbarat teşkilatımıza, milli bankamıza, milli hükümetimize dönük bir takım tezgahların kurulduğunu görüyorduk. ve 17 Aralık'ta, Oslo sürecinde nasıl bir saldırı yapıldıysa 17 Aralık'ta bu zirveye çıktı.

Türkiyenin Irak politikasından rahatsız olanlar,İran politikasından rahatsız olanlar, Mısır söyleminden rahatsız olanlar,Suriye politikasından rahatsız olanlar, dev projelerden rahatsız olanlar, güven ve istikrarın devam etmesinden, herkes gerilerken Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olanlar, çözüm sürecinden rahatsız olanlar, bunların hepsinden kurtulmak isteyenler, tek bir kişiden, Tayyip Erdoğan'dan kurtulursak bunların hepsinden kurtuluruz dediler. Ama millet ne dedi? Ben Tayyip Erdoğan'ı yedirmem dedi" diye konuştu.
 
"Bu vesayet düzeni aktör değiştirdi; ama bir türlü ortadan kalkmadı" diyen Akdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: Birilerini tasfiye ediyorsunuz, başka birileri vesayeti ben devam ettireceğim, politikayı ben belirleyeceğim, Suriye politikasına ben karar vereceğim, terörle mücadelenin nasıl yapılacağına ben karar vereceğim, hangi adım atılacaksa; hükümet, seçilmiş irade, siyasi iktidar değil bunları ben belirlerim diyen, siyaset mühendisliğine soyunan bir takım odakların ortaya çıktığını görüyoruz.

Bu, bürokrasinin hangi kanadından gelirse gelsin; ister güvenlik bürokrasisinden, ister yargı bürokrasisinden hiçbir kurum yasama ve yürütmeye politika dikte edemez. Devlet gücünü kullanarak, devlete operasyon çekmeye çalışan; hiçbir odağa, hiçbir karanlık çevreye, hiçbir paralel yapıya izin vermedik ve vermeyiz.

Ergenekon'un ister kırmızısı olsun, ister karası, ister yeşili hiçbir türüne geçit vermeyiz. Milletin iradesine kim el uzatırsa, o eli kırarız. Bugüne kadar, 11 yıldır milletin iradesine sahip çıktık. ve Ak Parti'ye saldıranlar, Ak Parti diye saldırmadı; milletin iradesine ipotek koymak için saldırdı. ve bugün yeni gördüğümüz vesayet özlemcileri, sadece Ak Parti'yi yıpratmakla kalmıyor; Türkiye'yi çökertecek bir takım tezgahların içerisine giriyorlar. Bunların hepsiyle biz başedebiliriz evelallah. Daha çok demokrasiyle, daha çok hukukla başederiz. Yani bunlarla biz mücadele ederken, Ak Parti otoriterleşecek, içine kapanacak, bir tarafa savrulacak beklentisi içine girenler oldu. Biz ne otoriterleşiriz, ne başka bir yere savruluruz.
 
"AKP KAYBEDERSE, YIPRANIRSA BU ŞANTAJ ŞEBEKESİ TÜRKİYE'DE SİYASET KURUMUNU TAMAMEN TASALLUT ALTINA ALIR"
 
Akdoğan "Mecliste iki tane demokratikleşme paketi var. İkisi de bu sorunları biz çözelim, bize yargı bişey yapamasın diye çıkarılmıyor; kişilik haklarını geliştirmek için, insan özgürlüklerini geliştirmek için çıkarılıyor. Yani bu sorunları elbirliğiyle çözeceğiz, daha çok demokratikleşerek çözeceğiz, içe kapanmadan, otoriterleşmeden. CHP Lideri diyor ki, paralel yapıyla mücadele edecekseniz destek vereyim. Gel ver kardeşim. HSYK düzenlemesi olmaz, internet yasası olmaz.

Bunlar niçin yapılıyor; internet düzenlemesi dünyanın her tarafında var. Kişilik haklarını korumak için yapılıyor.Özel hayata saldırılar var, hakaretler var. Bunlarla ilgili elbette bir düzenleme yapılması gerekiyor. Yani siyaset kurumunun kasetlerle dizayn edilmesini önlemek için yapmak gerekiyor. Siyaset kurumu bu şantaj çetesinin, şantaj şebekesinin, tasallutundan kurtarmak için bu tür düzenlemeleri yapmak gerekiyor. Tabi Kılıçdaroğlu son grup toplantısında, seyretmişsinizdir.

Partilisini salondan attırdı. Tabi lafla gelen demokratlık, lafla gider. Çok kısa sürede demokratlık makyajı dökülüverdi. Kendi partilisine tahammül edemeyen bir anlayış,rakiplerine, karşısındakilere, muhaliflere nasıl tahammül edebilir. Şimdi, 'atın onu dışarı" diye bağıran bir anlayış, eline güç geçtiğinde, atın onu içeri demez mi' Başbakana bir sürü yakıştırma yapılıyor, tahammül edemiyor, vesaire. İşte sen kendi partiline tahammül edemiyorsun ve onu dışarıya attırıyorsun. Ama bir taraftan saatlerce istişare toplantıları yapan, her türlü farklı sesi dinleyen bir başbakan var.

Paralel yapının bütün yumurtaları paralel yapının sepetine koymuş durumda. Bu seçimi atlatırsam tamam bana ölüm yok karada diyor. Ama şimdiden başladı CHP içinde çalkantı. Daha seçim olmadan seçimde mağlubiyet havası esmeye başladığı anda CHP çatırdamaya başladı. Belki de seçim göremeyecek. Onu da bilmiyoruz.Popülizmle bir takım balonlar üretmeye çalıştı. Bunlar da tutmadı. Muhtemelen seçimden sonra CHP yol ayrımına gelmiş olacak.

Şu anda yaşanan panik bunu gösteriyor. 30 Mart seçimleri 2023 yolculuğunda önem ifade ediyor. Sadece yerel seçim olmakdan çıktı. Belediyecilik bizim, AKP'nin işi. Sadece belediye değil ortada siyasi gündem var. Bunu da nazara almak gerekiyor. Türk demokrasisi için, geleceği için nazara almak gereyor. AKP kaybederse, yıpranırsa bu şantaj şebekesi Türkiye'de siyaset kurumunun tamamen tasallut altına alır. Bu yüzden Türk demokrasisi için bu seçimler büyük önem taşıyor. Milletin idradesine, hükümetine, evlatlarına, adamalarına tezgah kuranlarında o tezgahları başına geçireceğiz inşallah" diye konuştu.

DHA