Bu nasıl bir hayvanlıktır !

 

Hayvan bile bu kadar vahşi, alçak ve onursuz olamaz !

 

Ama Mersin'deki o cani, İçimizdeki sapıkların ne derece tehlikeli olduğunu gözümüzün içine içine soktu.

 

Özgecan'ın tırnak izleri yüzünde taptaze dururken o adam, Özgecan’a önce tecavüz etmek istediğini, bunu yapamayınca da bıçaklayıp, son darbe olarak kafasına levye ile vurup öldürdüğünü anlatıyor, kılı bile kıpırdamadan.

 

 "Cesedi ortadan kaldırmak için üzerine benzin döküp çakmağı çakıp yaktım. Çünkü gömmeye zamanımız yoktu" sözleri ise, insanlığın kıyametidir.

 

Bundan sonra ne söylenebilir ki !

 

Tecavüz etmek istemiş, Özgecan direnince levyeyle kafasına vurmuş, çünkü; o karşı duruşu erkekliğine yedirememiş besbelli.

 

Bir kadın, o kaba erkek gücü karşısında nasıl olur da direnir ?

 

Bu manyakça ve alçakca düşünceyi kafatasının içinde taşıyan binler var.

 

Hergün kadına yönelmiş yeni bir tokatla uyanıyoruz.

 

Kimi vuruyor, kimi dövüyor, hızını alamayan kafasına levyeyle vurup, gömecek vakti olamadığı için yakıyor !

 

Ve bu adam tek değil, yanında babası da var.

 

''Dur'' demiyor çıldırmış dölüne, o da kibriti çakıyor.

 

Garipsenecek bir durum yok, o çocuk, o babanın genlerini taşıyor.

 

Arif Verimli bu baba oğulu dinlese, inanın diplomasını yakar !

 

Bu cani tek değil, bu serseri mayınlardan aramızda çok var çok !

 

Seçmek, anlamak kolay değil bu sapıkları.

 

Kadına el kaldırmayı, ona şiddet uygulamayı adamlık sananlara tükürün.

 

''Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyin'' cümlesinin dir dini söylem olmadığını Cuma hutbesinde haykırsın hocalar.

 

''Kadınlar, erkeklere Allah'ın emanetedir'' diyor, kim mi, Hazreti Peygamber Veda Hutbesi'nde.

 

Özgecan tertemiz, pespembe, nur gibi, kar gibi bembeyaz gitti.

 

Ve, bir ölüm; Türkiye'yi ayağa kaldırdı.

 

Bir musibetin, bin nasihatdan daha kıymetli olduğunu bir kez daha gördük.

 

Ama artık, bu musibetler Özgecan'lara kıyamasın.

 

İzin vermeyelim bu alçaklara, bu pisliklere.

 

Ve, kadının erkeklere Allah'ın emaneti olduğunu hiç unutmayalım.