"Annem beni yatakta bastı"

Justin Timberlake ve Mila Kunis, “arkadaştan öte”... Tabii ki sadece sinemada! Gerçek hayatta ikisi de çok eğlenceli, seksi ve üstelik bekar! Hollywood’un iki yıldızı Justin ve Mila, Elle dergisine konuştu.

Annem beni yatakta bastı
29 Eylül 2011 Perşembe 10:46 tarihinde eklendi, 2.674 kez okundu.

 

Justin, “Senaryoyu okuduğumda hikaye hoşuma gitti. Film +13 yaş şeklinde etiketlendi. Biz de isminin hakkını verdik, ne de olsa olay ‘arkadaştan öte’!” diyor. Hakkını vermek için ne yaptılar? İkilinin çıplak olduğu sahnelerin çekimi tam üç hafta devam etmiş! Yönetmen Will Gluck bu süreci şöyle hatırlıyor: “İlk altı saat ikisi de çok çekingendi, ne yapacaklarını bilemeden ortalıkta dolaşıyorlardı. Komik olması gereken çıplak sahnelerde sürekli Justin’in ‘orasını’, Mila’nın ‘şurasını’ saklamaya çalışmakla uğraştık. Benim görevim ‘Dur, böyle kal, kıpırdama’ diye bağırmaktı.” 
 
Mutlu sonları ‘hak edecek’ kadar genç! Justin “Benim için en zorlayıcı sahne, Grand Central Terminali’ndeki öpüşmeydi” diye itiraf ediyor. “Kim ne derse desin, öpüşmek çok özel bir şey.” Çünkü hepimizin bildiği gibi, iki “arkadaş” arasında da olsa, öpüşmek asla sadece öpüşmek değildir! 
 
’Arkadaştan öte’ye geçmek iyi fikir mi, kötü fikir mi? 
Justin Timberlake: (Gülümsüyor.) Aslında çok iyi fikir... Ta ki bu kötü bir fikre dönüşene kadar! 
Mila Kunis: Aynı fikirdeyim. Çoğu zaman olaylar şöyle gelişiyor: Taraflardan biri ciddi bir ilişki istemeye ya da bir şeyler hissetmeye başlıyor. Eninde sonunda birileri mutlaka     inciniyor. 
J.T.: Aynen öyle.
 
Çıplak sahnelerde ilginizi çeken bir şey oldu mu? 
M.K.: (Justin’e dönüp) Harika bir popon var. Çekimler sırasında pek çok şeyi fark ettim aslında! Justin söz konusu olduğunda tüm kadınlar hepsinin farkında!
J.T.: Bu konuda dürüst olacağım: O sahneler çekilirken sık sık senaryo odasına uğrayıp popomun gözüktüğü sahnelerin azaltılması için ekibi ikna etmeyi denedim. Hâlâ “Aman Tanrım, bunları annem de görecek!” kafasındayım.
 
“MILA KÖTÜ ŞEYLER YAPMIYOR”
 
 Filmde olanlar hiç başınıza geldi mi, yani anne-babanız odanıza girip sizi “çok özel bir anda” yakaladı mı?
 
J.T.: Benim başıma gelmişti! Annem hiç anlayışlı olmamıştı. Bir kızla yatağa girmek için henüz çok genç olduğumu düşünüyordu.
M.K.: Benimkiler benim seks yapmadığımı düşünmeyi tercih ediyor. 
J.T.: Yapmıyorsun ki! (Kayıt cihazına iyice yaklaşıp) Mila’nın anne babası, olur da bunu okursanız bilin ki Mila öyle kötü şeyler yapmıyor!
 
Filmde beş randevudan önce yatağa girmeme kuralınız var. Ya birinden çok etkilenip ilk randevunun sonunda birlikte olmayı arzularsan?J.T.: Öyle bir durumda kuralı boşveririm. Kural mural umurumda olmaz. 
 
UZAYLI OLMAK İSTİYORMUŞ!
 
Uzaylı olup da dünyaya gelseniz kimi kaçırmak isterdiniz ve neden?
M.K.: Justin’i kaçırırdım. Son kararım! 
J.T.: (Kaşlarını düzeltip kız sesiyle) “Çünkü çok şeker birisi ve tam bir centilmen.”
M.K.: Tamam, fikrimi değiştirdim, Obama’yı kaçırırdım. 
 
Dünyaya geri dön Justin... Mükemmel bir “ilk randevu” nasıl olmalı?
 
J.T.: Abartıdan uzak... Scrabble (kelime oyunu) iyi fikir!
M.K.: Monopoly de olur.
J.T.: Scrabble iyi fikir. Kız kelimeleri heceleyemezse birlikte olmak istemem. 
M.K.: Ben İngilizce kelimeleri heceleyemem! (Justin’e dönüp) Bunu öğrendiğine göre, artık seninle arkadaş olmamızın imkansız olduğunu biliyorsun.
 
En sevdiğiniz romantik komedi?
 
M.K.: “Özel bir Kadın” (Pretty Woman). (Hemen havaya girip Julia Roberts’ın, Rodeo Drive’da bulunan butikteki, kendisini önceki gün aşağılayan satış görevlisi kadına “Büyük hata, çok çok büyük bir hata!” dediği sahneyi canlandırıyor.) On yaşındayken Boulmiche’ye (bu sahnenin çekildiği butik)  gidip, aynı sözleri tekrarlamıştım. 
J.T.: Ben ‘Sevgi Sözcükleri’ (Terms of        Endearment, 1983) diyorum. 
M.K.: Diyemezsin! Bu romantik bir komedi değil. 
J.T.: Filmi izlediğim dönemlerde Debra Winger’a aşıktım. O ve Karen Allen yıllarca fantezilerimi süslemişlerdi.
 
 Mila, sen kimlere aşıktın?
 
M.K.: George Clooney ve Johnny Depp. 
 
Çok komik, bu filmde George Clooney için “Duygusal olarak müsait değil” gibilerinden bir cümlen var. 
 
M.K.: (Gülüyor.) Ondan neden bu kadar çok hoşlandığımı sanıyorsun?