Arınç'tan 'Öcalan'a sekretarya' açıklaması

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Sayın Önder'in de Sayın Buldan'ın da başka arkadaşlarımızın da sekretarya konusunda adeta kendilerini görevlendirilmiş kabul ettiklerini anlıyoruz. Böyle bir şey yok. Onlar giden heyetlerin içinde yer alıyorlar. Bundan sonra yer almayabilirler, devam edebilirler, farklı insanlar adada görüşmelere katılabilir" dedi.

Arınçtan Öcalana sekretarya açıklaması
24 Ekim 2014 Cuma 13:02 tarihinde eklendi.
 
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde, Uluslararası Genç Girişimciler Platformu tarafından düzenlenen IPFYE Enerji Kongresi'ne katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Öcalan'a sekretarya sağlanması konusundaki tartışmalara değinen Arınç, " Öcalan kendisiyle görüşme yapılması halinde, bütün bu görüşmeleri takip edecek, notunu alacak, planlayacak birkaç kişiye ihtiyacı olduğunu söylemiştir. Bu ihtiyacın dışarıdan karşılanması mümkün değildir. Cezaevi şartlarında ve Adalet Bakanlığımızın öngöreceği biçimde kendisine görüşmelerle ilgili yardımcı olacak birkaç kişinin görevlendirilmesi mümkün olabilir"dedi.
 
MÜMKÜN OLABİLİR
 
HDP milletvekillerinin ve MİT mensuplarının zaman zaman adaya giderek Öcalan'la görüştüklerini hatırlatan Arınç, " Bu görüşmelerin sonucunda bazı çalışmalar yapılıyor ve çözüm sürecinin ana dinamiklerinden birisi oluyor. HDP Milletvekillerinin gösterdiği anlamda değil belki ama Öcalan kendisiyle görüşme yapılması halinde, bütün bu görüşmeleri takip edecek, notunu alacak, planlayacak birkaç kişiye ihtiyacı olduğunu söylemiştir. Bu ihtiyacın dışarıdan karşılanması mümkün değildir. Cezaevi şartlarında ve Adalet Bakanlığımızın öngöreceği biçimde kendisine görüşmelerle ilgili yardımcı olacak birkaç kişinin görevlendirilmesi mümkün olabilir" diye konuştu.
 
OLAĞAN ŞEYLERDİR
 
Adaya Öcalan'la aynı suçtan hüküm giymiş mahkumların gönderildiğini söyleyen Arınç, "Bu yükümlüler değişebilir, yenileri ilave edilebilir. Bunlar infaz kurumlarımızda olağan şeylerdir. İkincisi, Cezaevinde görevli olan kişiler vardır. Bunlar devlet memurudurlar. Bazı çalışmaların yapılması konusunda Adalet Bakanlığımız onları görevlendirmiş olabilir" dedi.
 
ADALET BAKANLIĞIMIZ SICAK BAKABİLİR
 
Bir çelişkiyi ortadan kaldırmak istediğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Oraya giden heyetlerin veya gitmesine izin verilen kişilerin, Adalet Bakanlığımız tarafından yetkilendirildiğini biliyoruz. Kendi yakınları için böyle bir görevlendirmeye ihtiyaç yok. Avukatları için de böyle bir görevlendirmeye ihtiyaç yok. Ama milletvekili olsun veya Üçüncü kişiler olsun, görüşme taleplerini Adalet Bakanlığı'na yaparlar, Adalet Bakanlığımız da uygun görüyorsa, kendilerine izin verir. Uygun gördüklerine verdikleri izinlerle bu görüşmeler devam ediyor. Zaman zaman isimler değişiyor, sayı da değişiyor. Bundan sonraki görüşmelerde sayının artması yönünde, giden kişilerinin profilinin değişmesi mümkün olabilir. Buna ihtiyaç olduğu konuşuluyor. Bu ihtiyacın karşılanması açısından Öcalan'la görüşülecek heyette başka kişilerin yer almasına adalet bakanlığımız sıcak bakabilir" ifadesini kullandı.
 
FARKLI İNSANLAR KATILABİLİR
 
Adaya gidecek kişilerle sekretaryanın birbirinden ayrı konular olduğunu söyleyen Arınç, "Sekretarya denildiği zaman biz bugünkü yaşamda, çalışma arkadaşlarımızı hatırlıyoruz. Yani sekreterlerimiz olur, danışmanlarımız olur. Bürokratik personelimiz olur. Bu ada şartları içerisinde bugün, bizim bakanlıklardaki çalışma şeklimizden farklı biri konudur. Orada ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum olmuş bir kişi var. Onunla görüşme yönetmeliklerle belirlenmiştir. Bu ihtiyacının karşılanması da bu yönetmelikler çerçevesinde temin edilmesi mümkündür. Sayın Önder'in de Sayın Buldan'ın da başka arkadaşlarımızın da sekretarya konusunda adeta kendilerini görevlendirilmiş kabul ettiklerini anlıyoruz. Böyle bir şey yok. Onlar giden heyetlerin içinde yer alıyorlar. Bundan sonra yer almayabilirler, devam edebilirler, farklı insanlar adada görüşmelere katılabilir" diye konuştu.
 
ARINÇ: 6-7 EKİM OLAYLARI MAALESEF TÜRKİYE İÇİN YÜZ KARASI OLAYLARDIR
 
6-7 Ekim olaylarına rağmen çözüm sürecine ilişkin anket iddiasıyla ilgili soruya yanıt veren Arınç, " 6-7 Ekim olayları maalesef Türkiye için yüz karası olaylardır. Büyük bir vahşet yaşanmıştır, barbarlık, vandallık yaşanmıştır. Maalesef sorumsuz siyasetçilerin hedef göstermesiyle, sokağa çıkın talimatıyla, Kobani bahanesiyle cinayetler işlenmiştir. Bunların hesabı adliyede görülecektir. Bu olaylar sırasında PKK'nın isminin geçmesi, Öcalan'ın isminin geçmesi, HDP'li siyasilerin hedef göstermesi, toplumda büyük bir infiale yol açmış olabilir. Bunu anlayışla karşılamak lazım. Bu olaylar sebebiyle çözüm süreci yan yana getirilmek isteniyorsa, yüzde 50'lik oranı bile başarı görmek gerekir" dedi.
 
"ÇÖZÜM SÜRECİ SİYASİ BİR SÜREÇTİR"
 
2 yıldan bu yana toplumun her kesiminde yüzde 70'lere yakın bir oranın çözüm sürecine destek olduğunu bildiklerini söyleyen Arınç," 6-7 Ekim olaylarında yaşanan vahşetin hemen ertesinde böyle bir araştırma yapılmışsa, doğrusu haberdar değilim, mantıken söylemek isterim, böyle araştırmaları takip eden bir insanım. Bu olaylara infial duyulması ve bağlantı olarak da çözüm sürecinin gösterilmesi destek oranını yüzde 50'lere getirmiş olabilir. Bunlar konjoktüreldir. Netice itibariyle Türkiye çok şükür, 2 yıldan bu yana şehit cenazelerinin çokça gelmediği, çatışma haberlerinin çokça duyulmadığı bir barış ve özgürlük ortamını belirlemiştir. Nihai olarak da terörün sona erdirilmesi, toplumsal bütünleşmenin sağlanması için kanun da çıkarılmıştır. Bu kanuna uygun olarak da bir yapılanma hayata geçirilmiştir. Süreç itibariyle desteğin yüzde 60'ları geçen bir oranda olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda sayın Başbakanımız da ifade etmiştir. Çözüm süreci ayrı bir konudur. Ülkenin kamu düzeninin sağlanması ayrı bir konudur. Bunlar birbirlerinin eş anlamlısı, ya da zıtları değildir. Yani çözüm süreci olacaksa kamu düzeni bozulabilir, örgüt istediği gibi eylem yapabilir. Hayır, bu kesinlikle mümkün değil. Kamu düzenini bozan silahlı olaylara hiçbir zaman izin verilmeyecek. Çözüm süreci siyasi bir süreçtir. Bunun sonucunda da hepimiz terörün sona erdirilmesini bekliyoruz" diye konuştu.
 
PYD SORUSUNA YANIT YOK…
 
PYD'yi terörist örgüt olarak görüp germediği sorusuna yanıt vermeyen Arınç, " Çok önemli bir soru. Ben Meclis Başkanlığı yaptım. Meclis Başkanlığından hatırlıyorsam, içtüzüğün 67. maddesi 'İstişare amaçlı soru sorulamaz diyor'. Arkadaşımızın sorusu, tamamen istişare amaçlı. İlle de bir cevap istiyorsanız, dünkü konuşmama bir bakın" dedi. .
 
ÇÖZÜM SÜRECİNE OLUMLU ETKİSİ OLUR...
 
Beşiktaş'ın galibiyetini hatırlatan bir gazeteciye, " Esas soru bu ya" karşılığını veren Arınç," 7 yaşından beri Beşiktaşlı olan bir Başbakan Yardımcısına bu sabah saatlerinde sorulabilecek en güzel soru buydu. Aslında soru değil. Beşiktaş'ı candan tebrik ediyorum. Maçı izleyemedim ama bugün bütün gazetelerin spor sayfalarına baktım ve orda gerçekten mükemmel bir futbol oynamışlar. 4-0 da özlediğimiz, beklediğimiz bir sonuçtu. Çünkü artık 1-0'larla meşgul olduğumuz bir zamanda bol gollü, kaliteli, zeminin de kötü olduğu bir yerde iyi bir mücadele vermişler. Trabzon da Lokeran karşısında 2-0'lık galibiyet almış.Çok güçel, çok sevindiğimiz haberler duyduk. Umarım çözüm sürecine olumlu etkisi olur" dedi.