Bakan Günay "sabır" dedi

Kültür Bakanı Günay, tartışılan 'Muhteşem Yüzyıl' dizisiyle ilgili ''Biraz sabredelim, fragmanlar üzerinden hüküm vermeyelim. Tarihi de kendi zamanı ve gerçekliği içerisinde değerlendirmeye çalışalım'' diye konuştu.

Bakan Günay sabır dedi
10 Ocak 2011 Pazartesi 16:18 tarihinde eklendi, 1.100 kez okundu.

 

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ankara Cer Modern'de açılan "Türkiye'nin Estetik Birikimi ve Renkleri" adlı kitap sergisi ve Bakanlığın 2010 yılı yayınlarının tanıtımını içeren sunuma katıldı. Sunum öncesinde basın toplantısı düzenleyen Günay, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
 
Bir gazetecinin "Expo adaylığı için İzmir ve Ankara yarışıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz. Hangi şehre destek veriyorsunuz" sorusuna, Günay, "Ben Türkiye'den kim yarışırsa hepsine olabildiği kadar destek veririm. Hangisi başarırsa onu da alkışlarım" yanıtını verdi.
 
Günay, tartışmalara yol açan "Muhteşem Yüzyıl dizisi" ile ilgili bir soru üzerine, "Bugünkü televizyon haberlerinde gördüm Kleopatra ile ilgili yeni bir film çekiliyor. Kleopatra ile ilgili yıllar önce Mısır uygarlığına, dünyanın dikkatlerini çeken uluslararası bir prodüksiyon yapılmıştı. Şimdi de yine ünlü aktris ve sanatçılarla yeni bir Kleopatra yapılıyor. Dünyada tarihsel filmlerin yapılması ülkelere ilgiyi yoğunlaştırır. Ben geçen gün de söyledim, Hürrem ve Kanuni konusunu çok önemsiyorum" diye konuştu.
 
'SHAKESPEARE TRAJEDİLERİNDEN ÇOK DAHA İNSANİ VE DERİN'
Hürrem Sultan ve Kanuni Sultan Süleyman çevresinde geçen trajediyi,Shakespeare trajedilerinden "çok daha insani ve çok daha derin" gördüğünü dile getiren Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bu çerçevede bir uluslararası yapım benim büyük hayallerimden biri. Cihana hükmeden bir padişah var, ama bir kadının önünde, kendi çocuklarına kıyabilecek kadar da bir aşkın tutkunu. Bu dizi belki buna biraz yaklaşmaya çalışıyor olabilir. Biraz sabredelim, fragmanlar üzerinden hüküm vermeyelim. Tarihi de kendi zamanı ve gerçekliği içerisinde değerlendirmeye çalışalım. Biz 500 yıldan fazla cihana hükmetmiş olan bir imparatorlukla elbette övünüyoruz, ama hiçbir saltanat sütten çıkmış ak kaşık değildir. İster Roma'da olsun ister Avrupa'da ya da Asya'da ister bizim topraklarımızda. Tarihin çok güzel ve şanlı sayfaları olduğu gibi çok acı, ama anlamamız gereken insani sayfaları da vardır. Bence biraz sabırlı olalım."
 
'HÜKÜM VERMEK İÇİN İZLEMİŞ OLMAK GEREKİR'
"Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Meclis'teki konuşması biraz sabretmeden yapılan bir konuşma mı" sorusunu ise Bakan Günay, "Ben kendi görüşlerimi söylüyorum" diye yanıtladı.
 
Bu konuda tarih bilgisi derin bazı kişilerin basına açıklama yaptığını hatırlatan Günay, "Bir konuda hüküm vermek için bence izlemiş olmak gerekir" diye konuştu.
 
"Hür Adam filmini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da Bakan Günay, "Görmedim filmi. Gördüğüm şeyler hakkında konuşabilirim. Bu ülkede eğer demokrasi olacaksa, düşünce ve söz özgürlüğü üzerinden bir çoğulculuk yaşanacaksa Bediüzzaman hakkında da Kanuni Sultan Süleyman, Mustafa Kemal Atatürk hakkında filmler, kitaplar yayınlar yapılmasına alışmamız gerekiyor. Hakaret içermesin, kişilik haklarını rencide etmesin ama sanatçı, yazar, yapımcı bir ölçüde kendi yorumunu katmış olsun. Beğenmiyorsak daha iyisini ya da kendi bakış açımızdan doğrusunu yapmaya çalışacağız. Dünyanın yaptığı bu" şeklinde yanıtladı.
 
'NAZIM İLE NECİP FAZIL YAN YANA DURUYOR'
Bakan Günay, daha sonra Kütüphaneler Yayımlar Genel Müdürlüğünce Cer Modern de gerçekleştirilen "Türkiye'nin Estetik Birikimi ve Renkleri" adlı etkinliğe katıldı. Hazırlanan sunumu izleyen Günay, burada yaptığı konuşmada, Bakanlığın 2010 yılı yayımlarına ilişkin bilgi verdi.
 
Kültür ve sanatın gelişmesi için başkalarının karlı görmediği alanlarda bazı çalışmalar yapacaklarını, atacakları her adımın mutlaka sosyal, kültür ve ekonomik bir dönüşü olacağını vurgulayan Günay, "Sevinçle söylüyorum zaten böyle bir adım benden önce atılmıştı. Biz bunu geliştiriyoruz" dedi.
 
Önceki yıllarda Bakanlığın yayımlarının büyük ölçüde dağıtılmak için yapıldığını dile getiren Günay, şöyle devam etti:
 
"2004-2005'de Bakanlığın böyle gelişigüzel, yılda 100-200 yayın yapma politikasına son verilmiş. Yılda 10-15 kadar anı, armağan kitapları çıkarıyoruz. Özel günler, alanlarla ilgili kitaplar yapmaya çalışıyoruz. Kültür ürünlerine mümkün olduğu kadar kolay ulaşılması halinde korsan üretiminde önüne geçmiş olacağız. Fiyat makasının korsana yönelmekte maalesef bir etkisi var. Biz kendi ürünlerimizi piyasanın altındaki fiyatlarla sunduğumuzda ciddi bir şekilde bu makası daraltmaya, kültür tüketicisine ulaşma imkanını bulacağız. Bakanlığın yayınlarında kültürel çeşitliliği görüyorsunuz."
 
Türkiye topraklarında düşünce, fikir üreten insanları bir politik gözlüğün dışında değerlendirmeye, sahiplenmeye içselleştirmeye ve gelecek kuşaklara aktarmaya çalıştıklarını vurgulayan Günay, "Dışarıda göreceksiniz Nazım Hikmet ile Necip Fazıl bizim yayınlarımız arasında yan yana duruyor. Artık Türkiye bu kültürel çoğulculuğu içselleştirmek zorundadır. Biz ayrımsız, Türkiye'nin bütün değerleri bizimdir diye düşünüyoruz" dedi.
 
Günay, Türk edebiyatının dışa açılma projesinin de (TEDA) büyük başarıya ulaştığını belirterek, çalışmalarının devam ettiğini söyledi.
 
EDEBİYATA TEŞVİK PROJESİ
Günay, Türkiye'de ilk defa "Edebiyata Teşvik Projesi"ni geliştirdiklerini ifade ederek, "Başka ülkelerde vardı ama bizde yoktu. Bu sene döner sermayeden ve telif haklarından bir küçük kaynak oluşturacağız. Edebiyat alanında yazılmasını teşvik edecek olan bir küçük destek havuzu oluşturmaya çalışacağız. Edebiyata destek fonu oluşturulması Türkiye'de ilk kez olacak.
 
2011'de 1 milyon civarında sembolik ve mütevazi rakamla başlayacağız, ama bunu önümüzdeki yıllarda gelenek haline dönüştüreceğiz" dedi.
 
Günay, etkinliğin ardından "Türkiye'nin Estetik Birikimi ve Renkleri" adlı kitap sergisini gezdi. 'Türkiye'den Renkler ve Şaheserler" adlı kitabı hazırlayan Sıtkı Fırat ile bir süre sohbet eden Günay, çalışmayı çok beğendiğini ifade etti. Bakan Günay, çevirisi yapılan kitapları da inceledi.