Balyoz’a "çakma plan" dedi

Balyoz davasının 15. duruşmasında eski 1.Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, savunmasına devam etti.

Balyoza çakma plan dedi
16 Mart 2011 Çarşamba 08:56 tarihinde eklendi, 1.051 kez okundu.

 

 Doğan, dava dosyasında yer alan çelişkilere dikkat çekti. “Sorgu Ekibinde Yer Alacak Emniyet Personeli” listesinin son kaydedilme tarihi 14 Şubat 2003 olduğunu belirten Doğan, listede yer alan kişilerden bazılarının bu tarihte İstanbul dışındaki görev yerlerinde olduğunu savundu. Dava dosyasında yer alan 11 No’lu CD’nin 5 Mart 2003’te oluşturulduğunu söyleyen Doğan, bu CD içeriğinde yer alan bazı hastanelerin daha sonraki yıllarda kurulmuş olduğuna dikkat çekti. 
 
Çelişkilere dikkat çekti
 
Doğan, 19 Mayıs 2006 tarihinde kurulmuş bir sivil toplum kuruluşunun 2003 yılında hazırlandığı iddia edilen “Balyoz Planı’nda” yer almasının bu planın “çakma” olduğunun belgelediğini öne sürdü. Doğan, ifadesinin alınması sırasında konuyu Savcı Bilal Bayraktar’a hatırlattığını, Bayraktar’ın cevap olarak ise “Bu konu aydınlandı. Adı geçen kuruluş 1997 yılında kurulan ’Türkiye Gençlik Birliği Derneği’ imiş” dediğini savundu. Doğan sözlerine şöyle devam etti: “Oysa bu derneğin kısaltılmış adının TGBDER olduğu dikkate alındığında çakma darbe planında TGB’ye referans verildiği, hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkmaktadır”
 
‘Donanma’dan çıkan hazine’
 
Gölcük donanma komutanlığında yapılan aramalarda ele geçirilen ve 163 sanık hakkında tutuklama kararı çıkarılmasına gerekçe gösterilen 43 klasör için “hazine” benzetmesi yapan Doğan şunları söyledi: “Balyoz Darbe Planlamasına ilişkin dijital belgeleri, bir bütünlük içerisinde TSK çapında bir çerçeveye oturtulmasında savcı ve hâkimlerin zorlandığını gören ehli hayır sahipleri çete marifetiyle Gölcük Donanma Komutanlığı’nda müsait bir odaya delil ekerek, Balyoz Davasının başlamasına 10 gün kala bunları gün yüzüne çıkartmışlardır. Gün yüzüne çıkan ‘hazineyi’, sözde yeni deliller bulundu, delillerin karartılması tehlikesi, bizlerin de kaçma tehlikesi var’ diye yapay gerekçeler de bularak mahkemeniz bizi tekrar demir parmaklıklar arkasına atmada hiç tereddüt göstermemiştir”
 
"PEMBE PANTER" BENZETMESİ
 
Seminerde yaptığı konuşmalar "darbe provası" olduğunun öne sürülmesini komplo olarak değerlendiren Doğan, sözlerine şöyle devam etti: "Seminerin açılış ve kapanışında yaptığım konuşmalarda nasıl oluyor da bu darbe planlamasının provasının yapıldığı iddia edilebiliyor? Bu sefil düşünceye sahip olanlar, elbette bir gün kurguladıkları komplonun hesabını vereceklerdir. Bu, tamamen örgütlü bir suçtur ve sonuçları itibariyle sadece bize ve TSK’ya karşı değil, ülkeye karşı işlenmiş bir ihanet suçudur" Doğan, seminerde yaptığı konuşmalardan ancak "pembe panter" ile benzeşen bir dedektifin varabileceği gülünç bir yargıya ulaşıldığını belirtti.
 
BURAYA HÜKÜMETİN ÜYELERİNİN DE GELMESİ GEREKİR
 
Davaya müdahillik talepleri kabul edilen Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği Başkanı Rıdvan Kaya, gazeteci Abdurrahman Dilipak, Hamza Türkmen ve Abdurrahman Koçoğlu’nun kendisine soru sormasını istemediğini belirten Doğan, "Onların soracaklarının yanıtları ifadelerimde var. Hem akıl sağlığımı hem ruh sağlığımı korumak istiyorsanız buna izin vermeyin. Sahte dijital belgelerde adları geçiyor diye müdahil olmalarını kabul ettiniz. Burada delil bile sayılamayacak dijital verilere dayanarak müdahil oldular. O zaman buraya hükümet üyelerinin de gelmesi gerekir" ifadesini kullandı. Doğan’ın savunmasının alınmasına ara veren heyet, duruşmayı 17 Mart Perşembe gününe erteledi.