Başbakan'ın sözleri Behzat Ç'de

Başbakan Erdoğan'ın hangi sözleri Behzat Ç'de konu oldu?

Başbakanın sözleri Behzat Çde
29 Kasım 2011 Salı 09:00 tarihinde eklendi, 3.232 kez okundu.

 

TARAF OLMAYAN BERTARAF OLUR
 
‘Behzat Ç.’nin tartışmasız en iyi karakterlerinden biri Memduh Başgan. Yine ortaya çıktı. Dizi tarihimizin en iyi ‘kötü karakter’lerinden biri olduğunu bu bölümde de sergiledi. Son bölümde, yakın tarihimize yine göndermede bulunan bir diyalog yer aldı. Memduh Başgan Savcı Hanım’ı ‘üstü kapalı kaçırarak’ yanına getirtti. Tabii Behzat Ç. de onu takip etti ve hangarda tarihi diyaloglar yaşandı... 
 
Memduh Başgan ‘ülkemiz için kurşun sıkanlar’ın listesini savcıya vermek ister. Amacı, çeteyi birlikte çökertmektir. Savcı Hanım yanaşmaz, “Seni deşifre edeceğim” der. Başgan; “Beni deşifre ederseniz yanlış safta yer almış olursunuz” der. Behzat Ç. lafa girer; “Benim safım yok lan” der. Başgan da “Taraf olmayan bertaraf olur başkomiserim” lafını eder.
 
Başbakan’ın anayasa oylaması öncesi TÜSİAD’çılara söylediği sözdür bu. Ve çok konuşulmuştur. Aslında bu sözün tarihi eskiye dayanmaktadır, bilen bilir! Anlaşılan ‘demokrasimizin yakın tarihi’ Güven Kıraç’ın çizdiği bu karakterde dizi boyunca kendini gösterecek!  
 
BU SORUYA NASIL CEVAP VERİLİR   ‘Bİ SORMAK LAZIM’!
‘Bi Sormak Lazım’, AHaber’ in programlarından. Selin Ongun sunuyor. Sincan’ın eski belediye başkanı Bekir Yıldız’la 28 Şubat dönemini konuştu. Soru sorarmış gibi başlayan cümleyi yoruma dönüştürüp sonra tekrar soruya dönmek nasıl olurmuş gördük.
 
Soru, “Kudüs gecesinde, işte şeriatın işte enjekte edileceği gibi falan benim de hafızamda olan sözleriniz var. Burada yermek için değil” diye başlıyor ve yavaş yavaş kafa karışıklığına bakın adım adım nasıl gidiyor soru. Devam edelim; “Değişimi konuşurken siz, 28 Şubat’ta ismi çok manşetlere çıkarılan bir isimdiniz. Takibinde görevden alındınız. Cezaevinde yattınız, yurt dışına kaçtınız. Siz de bireysel maceranızda 28 Şubat’ı çok farklı yaşadınız. Siyasal konjoktür, değişim biliyorsunuz. Ama özellikle bireysel değişimler tam da işte bu soruşturma konuşulurken özellikle işte, akademisyenlerin yıllarca yazıp çizdiği konularda ayrı bir yer tutacak. O nedenle soruyorum, siz o döneme dair bir muhasebe yaptığınızda, örneğin işte o Kudüs gecesi bugün düzenlenirse benzer refleksler kamuoyu önünde oluşur muydu? İkincisi, siz düzenlediğiniz geceyi o gün düzenlediğiniz gibi mi düzenler miydiniz? Bugün yani der miydiniz, ‘şeriatı enjekte edeceğiz’ falan ne dersiniz?”
 
Sonra mı? Yani yetmez mi? Bu sorunun süresi yaklaşık   1 dakikayı geçiyor belirteyim!
 
Sina Koloğlu/Milliyet Cadde