Basın Konseyi Eskişehir'de toplandı

Basın Konseyi 25'inci kuruluş yıldönümü nedeniyle Yüksek Kurul Toplantısı'nı Eskişehir'de gerçekleştirdi.

Basın Konseyi Eskişehirde toplandı
04 Şubat 2013 Pazartesi 19:21 tarihinde eklendi.

 

Konsey üyeleri, toplantı öncesinde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i ziyaret etti.
 
Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit ile aralarında TBMM eski başkanı Hüsamettin Cindoruk, İstanbul Barosu eski başkanı avukat Turgut Kazan, gazeteci Tufan Türenç ve Pınar Türenç'in de bulunduğu kurul üyeleri toplantı için Eskişehir'e geldi. Birgit ve beraberindekiler ilk olarak CHP'li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'i makamında ziyaret etti. Yılmaz Büyükerşen kendisini ziyarete gelen Basın Konseyi üyelerine geçen hafta belediyelerine yönelik olarak operasyon yapıldığını belirterek "Maalesef 5 arkadaşımız tutuklandı" dedi.
 
Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit de, Yılmaz Büyükerşen'e "Görevinizi en iyi şekilde yaptığınız için böyle husumet çekiyorsunuz. Sayın Başbakanın başına da geldiğini kendisi söylüyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı zamanlarda damdan düştü bir kere başbakan. Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar" diye konuştu.
 
Ziyaretin ardından Basın Konseyi Yüksek Kurul Toplantısı Büyükşehir Belediyesi Taşbaşı Kültür Merkezi'nde yapıldı. Toplantıyı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de izledi.
 
TABANCASIZ TUTUKLULAR VAR
 
Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit yaptığı konuşmada daha önceki Yüksek Kurul toplantılarının basına kapalı olarak yaptıklarını ifade ederek şunları kaydetti:
 
"Ama bugün gündemimizi özel olarak yapacağız. Okur ile gazeteci, gazeteci ile okur arasındaki şikayetleri bir başka toplantıya erteleyeceğiz. Bugün iki konu ile basın konseyi çalışma kurallarını ve cezaevlerindeki gazeteci tutuklu arkadaşlarımızın şikayetleriyle ilgili raporları değerlendireceğiz. Basın Konseyi'nin yaptırımı yok ama mahkemeler bizi bir bilirkişi olarak görüyorlar, algılıyorlar ve değerlendiriyorlar. Kendilerine yapılan şikayetlerde Basın Konseyi kararlarını ölçüt olarak kabul ediyorlar. Ayrıca Basın Konseyi BM'nin tanıdığı tek sivil toplum örgütüdür. Cezaevindeki tutuklu birçok gazeteci arkadaşımız var. Bunların dışında KCK tutukluları var, Ergenekon tutukluları var. Sayın Başbakan son zamanlarda asker tutuklular, paşalar hakkında çok referanslar veriyor. İyi çok iyi referanslar veriyor. Serbest kalmaları, tutukluluk sürelerinin sonuca ermesini istiyor. Kendisine teşekkür ediyoruz. Fakat bunlar tabancalı tutuklular. Bir de tabancasız tutuklular var. Bunlar ellerinde silah yerine kalem olan arkadaşlarımız var. Onlara sahip çıkan yok."
 
BASKI SÜRECİNDEN GEÇİLİYOR
 
Gazeteci Tufan Türenç de yaptığı konuşmada, yoğun bir baskı sürecinden geçildiğini söyledi. Tufan Türeç şöyle dedi:
 
"Bu süreçten maalesef basının tek gayesi ve amacı etiği, doğruyu yazmaya çalışan gazetelere ve televizyonlara yazmaya çalışan hatta Basın Konseyine bile bu iktidarın maalesef tahammülü yok. Basın konseyine çok büyük baskılar yapılıyor. Hükümetten hiçbir yardım almadığımız için parasal bir baskı yok, ama üyelerimizi bizim üyeliklerimizden ayırttılar. Mesela Anadolu Ajansı, mesela TRT, mesela kendilerine yakın olan gazete ve televizyonları. Bunların hepsini ayırttılar. Bunlardan yoksun kaldığınız zamanda biz Basın Konseyi olarak çok kıt kanaatlerle çalışıyoruz. Zaten Yüksek Kurul üyeleri kendi imkanlarıyla çalışıyorlar. Gezilere filan gittiğimiz zaman harcamalarımızı kendi cebimizden yapıyoruz. Bu baskılar demokratik bir ülkede kabul edilebilecek baskılar değildir. Demokratik ülkelerde basın konseyi gibi demokrasinin gelişmesine katkı yapmış olan kuruluşlara iktidarlar gönüllü olarak onların istediğinden daha fazla yardım yaparlar. Çünkü Basın Konseyi demokrasinin gelişmesi için çaba harcayan kurumdur. Bugün korkunç bir baskı altındayız. Aynı baskı medyaya da yapılıyor. Yandaş medyaya tersine her türlü olanak sağlanıyor. Muhalefet yapanlara her türlü zorluk çıkartılıyor. Patronları baskı altında bırakılıyor. Basın konseyinin devam etmesinden son derece rahatsızlar. Şimdi kendileri Basın Konseyine paralel bir şey kurdular. Ona her türlü olanakları sağlıyorlar. Ama onlar bütün varlıklarına rağmen bir gayret gösteremiyorlar. Basın konseyinin geldiği yere gelemiyorlar. Basın Konseyine karşı olan hükümetin bir bakanı bir gazetede bir haksızlığa uğruyor. Basın Konseyine müracaat etti. Biz oturduk inceledik ve bakanın haklı olduğunu görerek, gazeteye kınama cezası verdik. Ne yapılırsa yapılsın Basın Konseyi'nin değeri azaltılamıyor."
 
Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi gazeteci Pınar Türenç de toplantıda Silivri'de tutuklu gazeteciler hakkında bilgiler vererek, "25'inci yılımız için Eskişehir'e geldik. Bu toplantıların bugünkü şartlar içinde bence en önemli maddesi cezaevlerinde tutuklu bulunan aylarca tutuklu bulunan, yıllarca tutuklu bulunan gazetecilerin biran önce özgürlüğüne kavuşmasıdır. Bizler gazeteciler senelerdir içeride kalan sadece kalem sahibi oldukları için suçlanan gazetecilerin evlerine, işyerlerine, çocuklarına, normal hayata özgürlüğe kavuşması için çalışıyoruz" diye konuştu.

DHA