Baykal'a "kafanız güzel mi ?" demiş

Deniz Baykal hakkındaki taciz iddialarının ortaya çıkmasıyla bir anda olay kadın haline gelen Oda TV yazarı İklim Ayfer Kaleli, dün akşam Habertürk TV'de hakkındaki iddiaları yanıtladı

Baykala kafanız güzel mi ? demiş
09 Mart 2011 Çarşamba 09:06 tarihinde eklendi.

 

CHP eski lideri Deniz Baykal hakkındaki taciz iddialarının ortaya çıkmasıyla bir anda olay kadın haline gelen Oda TV yazarı İklim Ayfer Kaleli, dün akşam Habertürk TV'de Fatih Altay'lının sunduğu Teke Tek programına katılarak hakkındaki iddiaları yanıtladı:
 
* MUHARREM İNCE'NİN TEKLİFİ
Onunla bir taciz olayı yok. Bir gece saat 10'da eşimle evdeyken Muharrem Bey aradı. Telefonda sesi tuhaftı. Bir konuda konuşmak istediğini söyledi. Eve gelin dedim. Alkollüydü, arabasıyla geldi. "ana dilde eğitim konusundaki konuşmasını haber yapmanı istiyorum" dedi. Ben yapmam dedim. Seçime çok yaklaşılmıştı, seçim öncesinde CHP'yi yıpratacak bir haberi uygun bulmadım. Bunu Soner Yalçın'a anlattım. 
 
* TACİZ OLAYI 
Ben Baykal'ı arayıp randevu istemedim. Bunu benim kadın olarak detaylarıyla söylemem hiç yakışık almıyor. Meclis Grup toplantısında Kılıçdaroğlu, Baykal'ın adını anarak bir atıfta bulundu. Ben de Baykal'ın odasında soruyu yönetmek üzere görüştüm. Bunu bir Allah bilir bir de ben bilirim. Olaydan sonra çıktım, eşime anlattım. O da "Yutkunacaksın, onlar kendileri utansın. Ama sen bunu partideki bir yetkiliye anlat, bilsinler, sonra kapat gitsin" dedi. Türkiye'de kadınların yaşadığı tacizleri biliyoruz. Ben Meclis binasında sokakta göstereceğim tepkiyi göstersem, beni dışarı attıracak. Ben böyle birşeyi göze alabilir miyim sizce. Benim tepkim tokat patlatmaktan daha iyiydi, "Sizin kafanız mı güzel" dedim. O da "Sen çok agrasifsin" dedi. Bedensel taciz ayrı bir şeydir. Ben asla dokunarak, şiddetle demedim. Kendisi tecavüz lafını da kullanmış... Nasıl böyle konuşabiliyor. Daha sonra odadan çıkmaya kalktım. O zaman "sakin ol" dedi. Nasıl çıksaydım odadan, beni gördü 20 kişi orada. 
 
GÜRSEL TEKİN'E ANLATTIM
Eşimle konuştuktan sonra ertesi gün olayı yüz yüze Gürsel Tekin'e anlattım. "İki gün arayla hoş olmayan şeyler yaşadım" diye anlattım. Muharrem bey olayını da anlattım. "Sizin bilmeniz gerektiğinizi düşündüm" dedim. Kötü bir şey mi yaptım? O gün kapattık bunu. Şimdi 1.5 ay geçti o olayın üzerinden. 
 
SONER YALÇIN ARADI 
Gürsel Tekin'in odasından aşağıya inene kadar ve çantamı alana kadar o sırada telefonum çaldı. Soner Bey aradı. Çok şaşırdım, çok üzüldüm. "Gürsel Bey aradı, doğru mu bunlar" diye sordu. Ben kendi bilsin diye söylemiştim Gürsel Bey'e. Ben "Tüh yine bana böyle bir şey oldu, sevdiğimiz parti içinde böyleleri de var" deriz... Bu CHP'nin problemi. "Size vatandaşlık görevi olarak söylüyorum" dedim. Soner Bey'in telefonları dinleniyormuş, bunu biliyor olması lazım. Bu duruma gelmeme sebep oldu. Ben kimseye söylemedim. Bu ortaya çıkmazdı ama bana telefonda sorulduğu için ortaya çıktı. Savcılık kayıtlarında, konuşmama, "Sizinle ilk konuşmama böyle başlamak istemezdim" diye başlıyorum.
 
DENİZ BEY'DEN DAHA CAZİPİNİ BULAMAZ MIYDIM:

Ben ne kişileri ne kurumu ne kendimi zedelemek istemedim. Haklıyken Savcılığa suç duyurusunda bulunmadım. Bunu yapsaydım basın bülteni yayınlamak gibi olurdu. Hala nasıl benim ajan olduğumu düşünüyorlar. Burada mağdur olan benim. Beni bile koruyamazsa CHP ile olan düşüncelerimi gözden geçireceğim. Niye zarar vermek isteyim, ne çıkarım olabilir. Zarar vermek istesem kendim açıklardım. Komplo kurmak isteseydim Deniz beyden daha cazip birini bulamaz mıydım. Böyle şantaj olur mu, ne ses kaydı var, ne görüntü var? 

Vatan Gazetesi