Belediye Başkanına taciz suçlaması

İZMİR'in Dikili ilçesi Belediye Başkanı Mustafa Tosun'un kendisine sözlü ve fiziki tacizde bulunduğunu ileri süren Deniz Canpolat (33), 4 ay önce geri çektiği şikayetini yineledi.

Belediye Başkanına taciz suçlaması
18 Aralık 2017 Pazartesi 18:55 tarihinde eklendi.
İZMİR'in Dikili ilçesi Belediye Başkanı Mustafa Tosun'un kendisine sözlü ve fiziki tacizde bulunduğunu ileri süren Deniz Canpolat (33), 4 ay önce geri çektiği şikayetini yineledi. İçişleri Bakanlığı ile İzmir Valiliği'ne şikayet dilekçesi veren Canpolat, ilk şikayetini geri çekme nedenini, 'işten atılma korkusu' olarak açıkladı. Yaptığı açıklamayla iddiayı yalanlayan Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun ise "Asla bu oyunlara ve kumpaslara boyun eğmeyeceğim. Her zaman dürüstlüğün ve ahlakın yanında olduğumu belirtir, sözde taciz olayına ilişkin ortaya atılan haksız iddiaları kabul etmediğimi bir kez daha kamuoyuna bildiririm" dedi.
 
Dikili Belediyesi'nde taşeron kadroda güvenlik görevlisi olarak görev yapan Deniz Canpolat, geçen 17 Temmuz'da Dikili Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Tosun'un belediyenin Çandarlı Ek Hizmet Binası'ndaki odasında, 40 gün önce kendisine sözlü ve fiziki tacizde bulunduğunu ileri sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu. Canpolat, 22 Temmuz'da da şikayetini geri çekti.
 
Belediyede 3.5 yıl görev yapan Deniz Canpolat, belediyenin Destek Hizmetleri biriminde çalışan kardeşi ile birlikte 27 Kasım'da işten çıkarıldı. Canpolat, hem kendisinin hem de kardeşinin belediyedeki işinden çıkartılması üzerine biz kez daha harekete geçti. Avukatı aracılığıyla, Belediye Başkanı Tosun hakkında Dikili Kaymakamlığı'na, İzmir Valiliği'ne ve İçişleri Bakanlığı'na başvurdu, yasal süreç başlattı. Konuyla ilgili açıklama yapan Deniz Canpolat, şunları söyledi:
 
"Beni makamına çağırıp önce sarıldı ardından ellerimi tuttu. Taciz ettiğini anlayınca kendisini uyardım. Bana kendisinden zarar gelmeyeceğini söyledi ve bulunduğum birime şef yapacağını vaat etti. Ben odadan çıktığım sırada büyük şok yaşamıştım. Arkadaşıma yaşadıklarımı ağlayarak anlattım. Yaklaşık 40 gün sonra da aileme anlattım ve şikayetçi oldum. Bundan sonra araya girenler oldu. Hatta baskı bile gördüm. Çandarlı'da 5- 6 kişilik bir grupla Belediye Başkanı ile oturup konuştum benden yaptıkları için özür diledi. Ben de işten atılma korkusu, başkalarını işten çıkartır endişesinin yanısıra onun çocuklarını ve ailesini düşünerek şikayetimi geri çektim. Bu süreçten sonra hem ben hem de kardeşim işten çıkartıldık. Bunun üzerine kendisini aklandığını söyledi, bu yönde açıklamalar yaptı ben de mücadele kararı aldım."
 
BELEDİYE BAŞKANI YAZILI AÇIKLAMA YAPTI
 
Taciz iddiası sonrasında Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, yazılı açıklama yaptı. 2014 yerel seçimlerinde Dikili Belediye Başkanlığı'na seçildiğini anlatan Tosun, şöyle devam etti:
 
"Göreve seçilmemin ardından tüm vatandaşlarımıza karşı eşit yaklaşım ve hizmet bilinci ile hiçbir ayrımcılık yapmadan, hizmet vermek için çalışma arkadaşlarımızla birlikte gecemize gündüzümüze katarak görev yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bu durumu hazmetmeyen bazı kişi ve gruplar kamuoyunun yanlış bilgilendirmesi için çamur at izi kalsın ve kumpas mantığıyla tarafımı kirli bir oyunun içine çekmek istemektedirler. Ancak şu çok iyi bilinmelidir ki her zaman işini kentine ve kentlisine en iyi şekilde hizmet verebilmek için yapmakta ve kamu yararına hizmet etmekte olan şahsım asla bu oyunlara ve kumpaslara boyun eğmeyecektir. Her zaman dürüstlüğün ve ahlakın yanında olduğumu belirtir, sözde taciz olayına ilişkin ortaya atılan haksız iddiaları kabul etmediğimi bir kez daha kamuoyuna bildiririm."
 
SERT BİR ŞEKİLDE UYARDIM
 
Başkan Tosun, bu iddianın siyasi linç amacıyla tezgahlandığını ileri sürerek sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Şahsımı zedelemeye aynı zamanda kirli bir algı yaratmaya yönelik bu kumpas tezgahının ürünü olan sözde taciz olayının 17 Temmuz 2017 tarihinde olduğu iddia edilmektedir. Bu iddia tamamen yalandır, iftiradır. Çünkü bahse konu tarihte adı geçen personel görevini yapmadığı için tarafımdan sert bir şekilde uyarılmıştır. Kanımca sert bir şekilde uyarmamı hazmetmeyen bu şahıs ilçede siyasi çıkarlarını düşünen kişi ve gruplarla işbirliği yapıp tarafıma böyle bir iftira atmaktadır. Dikili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve takipsizlik kararı verilen soruşturmanın dosyasında o gece yaşanılanların tek tanığı olan Buğra Akın'ın verdiği ifadelerde olayın bir taciz olayı olmadığını aksine kaçak bandrolsüz kitapları toplaması gerekirken toplamayıp, görevini yapmayan zabıta yardımcı personelinin uyarılması olayı olduğunu net olarak ortaya koymaktadır.  Çandarlı Jandarma Komutanlığı'nın 17 Temmuz 2017 saat 20.00'de tuttuğu tutanak da vardır."
 
PARA İSTEDİLER
 
Kamera kayıtlarının montajlı olarak servis yapıldığını da ileri süren Tosun, şöyle devam etti:
 
"Kendimden bir şüphem olsa şeffaf davranmam ve görüntülerin erişimini engellerdim. Ayrıca bahse konu kamera kayıtları incelendiğinde şahsa karşı elimi uzatarak 'gelip sizin elinizden tutup ben mi işlem yaptıracağım kendiniz yapamıyor musunuz' dediğimi gösteren reflekste net olarak ortadadır. Yine görüntülerde göründüğü gibi şahısta, tacize uğradığını ortaya koyan bir ruh hali, ağlama ve kıyafetlerinde herhangi bir değişiklik durumu mevcut değildir. Şahsın ortaya koyduğu durum tarafımca yapılan uyarıya verdiği tepkidir. 17 yıldır veteriner hekim olarak görev yaptım. Girmediğim ev, damına uğramadığım, sofrasına oturmadığım üretici ve çiftçi yoktur. Tüm halkımız tarafından karakterim iyi bilinmektedir. Bahse konu ses kayıtlarında kesilip servis edilen konuşmalardaki özür dilememin sebebi özellikle Zabıta Müdürümden gelen telkinlerdir. Bu şahıslar komplo olayını kullanarak tarafımdan ilk olarak bir müdürüm aracığıyla para isteme girişiminde bulunurlar. Müdürümün 'Siz şerefsiz misiniz' tepkisinin ardından ikinci bir plan devreye girer. Bu planda şahsa sözleşmeli memurluk, şahsın kardeşine birim değişikliği ve masa başı görev, kardeşinin eşine belediyede iş ayrıca olayın tek görgü tanığı olan müdürümüzün görevden alınmasının gerçekleştirilmesi taleplerinde bulunmuşlardır. Bu olay alçakça yapılmış bir kumpastır. Hukukun, kolluk kuvvetlerin yapmış olduğu incelemeler, soruşturmalar ve verilen takipsizlik kararı ortadayken yapılan iftira ve alçaklıkları halkımızın vicdanına havale ediyorum. Ayrıca bu konuda tüm hukuksal mücadelemi sonuna kadar yürüteceğimi ifade ediyorum."