'Benim yatağıma üç kadın girdi'

Sabah Gazetesi Hafta Sonu eklerinden Ayşe Ferhangil, Hıncal Uluç'un kıyafet dolabına girdi; giyim zevmini konuşurken, kadınlarla ilişkilerini de masaya yatırdı. İşte o röportajdan çarpıcı satırbaşları.

Benim yatağıma üç kadın girdi
12 Ekim 2013 Cumartesi 10:45 tarihinde eklendi.
* Sizce benim hayatımda kaç kadın oldu şimdiye kadar? Düşünün, 1957'de flört etmeye başladım. Yani 55 yıldır flört ediyorum. Ama 100, 300 gibi rakamlar yanılgı... 
 
* 'Benim yatağıma üç tane kadın girdi' demek istiyorum. Ben hayatta sevmediğim insanla yatağa girmedim. Önüme geleni de sevmedim. İlk ilişkim 10, sonraki beş, en sonuncu da altı yıl sürdü. Arkadaşlık, dostluk etmek çok güzel. Yani bir kadına 'Ben seninle akşam yemeğe gitmek istiyorum' diyorsam, hakikaten onunla akşam yemeği yemek istiyorumdur. Benim öyle 'Yemeğe götüreyim de şarap içireyim de eve atayım' gibi planlarım hiç olmadı. Öyle olduğu zaman o yemeğin tadını alamazsın.
 
Çok âşık oldum, ama bana cevap veren üç kişiydi. Birini çekici bulmam önemli değil, onun da beni çekici bulması lazım. Biri beni iki saat vakit geçirmek için çekici bulabilir. O zaman aklımızda başka bir şey olmadan o vakti geçiririz.
 
HINCAL BEY EFEMİNE MİSİNİZ?
 
* Birkaç kadın bana 'Hıncal Bey siz efemine misiniz?' diye sordu. 'Nereden çıkarıyorsunuz?' dediğimde 'Beni dördüncü gece yemeğe çıkarıyorsunuz, daha bir kere evinize çağırmadınız' cevabını aldım. 
 
BANA HEP KADINLAR TEKLİFLE GELDİ 
 
* Bana hep kadınlar teklifle geldi. Mesela bir kere bana 'Haydi evlenelim' dendi, onda da evlendim. 
* Sevilmeyi kim istemez? Ama ben hayatımdan memnunum 'Beni böyle kabul eden varsa, buyursun gelsin' dedim hep. 
 
NURİ ALÇO YÜZENDEN FULAR TAKAMAZ OLDUM
 
* Nuri Alço, robdöşambırın içine fuları takıp kızın peşine düşerdi. Bu yüzden fular da benim nefret ettiğim şeylerden biriydi. Ben de mendil ve eşarp kullanmaya karar verdim. Ceketin yerine de hırkayı koydum. 
 
* KADIN DEDİĞİN KADIN GİBİ GİYİNECEK: 
 
Kadını kadınsı kıyafetle görmekten hoşlanırım. Etek giyecek ve giydiklerini kendisine yakıştıracak. Gazetedeki kızların yarıdan fazlası her gün siyah giyiyor. Efendim, ince gösteriyormuş. Kızıyorum. Sabah kalkın, şöyle renkli bir şeyler giyin. Ben erkek halimle giyiyorum, neden kadınlar giymiyor, anlamıyorum. 
 
* KADINLARIN GÜZEL DEĞİL GİYİNMEYİ BİLİYOR:
 
İlk Avrupa'ya gittiğimde 'Bunlar ne güzel kadınlar böyle' dedim. 'Fransa'da, Almanya'da var da Türkiye'de neden bu kadar güzel kadın yok?' diye düşündüm. İkinci kez gittiğimde daha dikkatli baktım. Ve anladım; aslında kadınlar daha güzel değil, giyinmeyi biliyorlar. Oradaki kadın 'Benim nerem en güzel?' diyor. 'Gözlerim, kaşlarım, göğüslerim, popom.' İşte artık neresiyse, orasını ön plana çıkartıyor. Bu kadın öyle bir giyiniyor ki ilk bakışta en güzel yerlerini görüyorsun. İşte Türk kadınında bu eksik. 

* 1958'den beri tarzım aynı. Renk uyumuna çok bakarım.

* Benim çok iyi bir gömlekçim var. Ben giderim sadece kumaşı seçerim. Yakaları ona bırakırım, o dönemde ne varsa ona göre hazırlar. Ama manşet yasaktır, çünkü rahat değil. Smokin gömleklerim bile mutlaka düğmelidir.

* Pantolonlarımı da yaptırıyorum. En büyük lüksüm terzimin olması. Bugün pantolonunu, gömleğini terziye diktirmek için iyi para kazanman lazım.

* Abdullah Kiğılı benim sayemde büyük beden üretmeye başladı. Bu anlamda Türk erkeğine çok faydam olmuştur.