Bu iddialar Türkiye'yi karıştıracak

Geçen hafta ifade veren eski MİT’çi Mehmet Eymür’ün anlattıkları doğrultusunda savcı MİT’ten cinayetlerin işlendiği döneme ilişkin bütün belgeleri istedi. Eymür’ün ifadesinin de bazı ayrıntıları çıktı

Bu iddialar Türkiyeyi karıştıracak
05 Aralık 2011 Pazartesi 07:50 tarihinde eklendi.

 

Faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmayı yürüten Savcı Hakan Yüksel’in, gözaltına aldırdığı eski MİT’çi Mehmet Eymür’ün ifadeleri doğrultusunda, MİT’e yazı göndererek, cinayetlerin işlendiği döneme ilişkin bütün belge ve kayıtların gönderilmesini istediği ortaya çıktı. Eymür’ün iddia ettiği gibi, söz konusu kayıtlar arasında, MİT muhbiri Tarık Ümit’in beyanları, özel harekat polislerinin işlediği iddia edilen cinayetler, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın faaliyetlerine yönelik dosyalar varsa, Susurluk davasına, TBMM’de kurulan komisyonlara rağmen tam olarak aydınlatılamayan bir dönemin bütün karanlık yüzü aydınlığa kavuşturulabilecek.
 
Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından yürütülen faili meçhul cinayetler soruşturmasında, bugüne kadar çok sayıda şüpheli, 1990’lı yıllara ilişkin birçok bilgi ve belgenin MİT’te bulunduğuna işaret etti. Şüphelilerin büyük bölümü, ifadesinde bir yandan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’a bağlı çalıştığını iddia ettikleri Özel Harekatçılar’ın kurduğu çeteyi işaret ederken, bu çeteyle ilgili bilgi ve belgelerin MİT’te olduğunu söyledi.
 
Öldürüp parayı Ağar’a getirmişler
Bu şüphelilere, geçtiğimiz hafta yenisi eklendi. Soruşturma kapsamında “şüpheli” sıfatıyla ifadesi alınan Eymür, Habertürk’ün haberine göre, Ağar’ı ağır biçimde suçladığı ifadesinde şunları anlattı:
“Tarık Ümit, yapı itibariyle kontrol edilmesi zor kişiydi. Asabi, kavgacı bir şahıstı. Hem MİT Başkanlığı’nda hem de Mehmet Ağar’ın talimatı ile emniyet adına çalıştı. Emniyette çalıştığı sırada yeşil pasaport, sahte kimlik kartları, sahte araba plakaları verilmiş, bir takım infaz işlerinde kullanılmıştı. İnfaz işleri arasında Savaş Buldan, Hacı Karay, Adnan Yıldırım cinayetlerinde bizzat görev aldığını kendisinden öğrendim. Savaş Buldan’ın üzerinde çıkan paraları almışlar. Yanında bulunan Özel Harekatçılarla birlikte Mehmet Ağar’a getirmişler. Parayı paylaşmışlar. Bu olayı, eski Çırağan Oteli’nin karşısındaki yokuşun ortasında, ismini hatırlamadığım bir otelde bana anlatırken bu kayıt yapılmış. Bu kayıtlar MİT’te de bulunmaktadır.”
 
40 kişilik ölüm listesini bana gösterdi
Eymür’ün ifadesi şöyle devam ediyor: “Tarık Ümit göreve geldiğim ilk günlerde bana ‘40 kişilik ölüm listesi’ni gösterdi. Bazılarının üzeri çizilmişti. İnfazları vardı. Behçet Cantürk ismi de çizilenler arasındaydı. Bunları MİT Müsteşarlığı’na rapor ettim. MİT olarak faili meçhul olaylarla ilglii Tarık Ümit’i tekrar kullanmaya başladık. Yeşil ve Tarık Ümit’in kullanması MİT prosedürü içinde gerçekleşti. Tarık Ümit’in yaşadığını zannetmiyorum. Ölüm listesini bana verdiği için Ağar, Eken ve Şahin tarafından oluşturulan ekip tarafından öldürülmüş kişidir. Ümit’in kaybolmadan önce Abdullah Çatlı tarafından sorgulandığını, Özel Harekat polisleri Ziya Bandırmalıoğlu ve Ayhan Akça tarafından alınıp götürüldüğünü tespit ettim. Bu bilgileri, Tarık Ümit’in kaybolmasını soruşturan Astsubay Ahmet Altıntaş’a bir personelim aracılığıyla verdim. Altıntaş, Akça ve Bandırmalıoğlu’nu gözaltına aldı. İbrahim Şahin müdahale ederek, ‘Sen benim polislerimi nasıl alırsın’ demiş. Altıntaş, ‘Gelirsen seni de alacağım’ demiş. Bir süre sonra hava değişti. Altıntaş, Diyarbakır’a tayin oldu. Susurluk Komisyonu’nda ifade verdi. Çoğu şeyi reddetti. Giresun’da Veli Küçük’ün emrinde çalıştığını öğrendim.”
 
Tavsiye alınan Kürt avukatı öldürdüler
Eymür’ün ifadesi şöyle: “Şahin Arslan, Fevzi Arslan, Vedat Serhat, İsmail Karaoğlu cinayetleri özel harekatçılar tarafından gerçekleştirildi. Medet Serhat, Behçet Cantürk’ün avukatıdır. O dönemde Kürt sorununun çözümünde MİT Başkanlığı olarak tavsiyeleri alınan kişidir. Ağar, Şahin ve Eken tarafından yönetilen oluşum, Medet Serhat’ı öldürmüştür. Susurluk’ta Mehmet Özbay isimli şahsın Abdullah Çatlı olduğunu kamuoyuna bildiren benim. Çetenin ortaya çıkması için uğraşan benim. Ömer Lütfi Topal cinayetini, Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu’na, Duran Fırat aracılığıyla bildirdim,. Hatta Alaattin Çakıcı’nın yaptırmış olduğu Tevfik Ağansoy cinayetini de Yazıcıoğlu’na ben bildirdim. Fatih Bucak, MİT’e alınan beyanında, cinayetin özel harekatçılar ve Sedat Bucak’ın içinde olduğu ekip tarafından gerçekleştirildiğini, Topal’ın 6 milyon dolar vermemesi üzerine işlendiğini söyledi.”
 
 
Yeşil’i yolladım
 
Eymür’ün ifadesi şöyle devam etti: “Yeşil bizimle başladığında araması yoktu. Şam’a, Lübnan’a, Bekaa Vadisi’ne gönderdim. Bir olaya adı karıştığından gözaltına alındı. Lezam Esmaeli, Asgar Smitko isimli iki İranlılının öldürülmesiyle ilgiliydi. Emniyette, kendi ifadesine göre iyice dövmüşler. İddialar üzerine Yeşil’i ben sorguladım. MİT’te kayıtlar vardır. Olayla ilgisinin olmadığını gördük. Ancak kaçırılanlardan birinin kardeşi, onun yaptığını düşünerek, Yeşil’in Ziraat Bankası hesabına para yatırmış. Yeşil de almış. Bir kısmını İbrahim Şahin’e verdiğini tespit ettik. İki İranlının, Çatlı ve özel harekatçılar tarafından öldürüldüğünü tespit ettik.”
 
Eymür, Ağar’ın başkanlığı döneminde Tansu Çiller’i kandırdığını söylerken, eşi Özel Çiller’in de yetkisi olmadığı halde birçok işe karıştığını belirtti.

Milliyet