Cemaate en ağır benzetme!

Cemaate yazılmış en ağır yazı: İslam'ın izzetiyle oynadınız, ümmet şuurunuz yok!

Cemaate en ağır benzetme!
30 Aralık 2013 Pazartesi 10:42 tarihinde eklendi, 1.105 kez okundu.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan cemaati İslamiyet üzerinden vurdu. Cemaatte ümmet şuurunun olmadığını bu yüzden kardeşliğin yeşermediğini söyleyen Kaplan, gücü ele geçirme gayesini güttüklerini ifade etti. Gücü ele geçirmek için takiyye yapmakla itham eden Kaplan bunun 'Yahudi mantığı' olduğunu söyledi.
 
Cemaatin İslam dünyasına duyarsız kaldığını Müslümanları yalnız bıraktıklarının altını çizen Kaplan cemaate şunları söyledi: Müslüman bir cemaat ne zamandan beri -özür dilerim ama- bu kadar mide bulandırıcı, alçaltıcı, zelil bir duruma düştü bu ülkede!
 
Kaplan isyan ederek cemaate seslendi: Müslümanların daha fazla zelil ve rezil duruma düşmelerine tahammül edemiyorum ben şahsen!
 
İşte yazısındaki o bölüm:
 
Şu gerçeği görelim artık: Karşı karşıya olduğumuz operasyon, bir yolsuzluk operasyonu değil, aksine, ilk kez bağımsız hareket etmeye ve İslâm dünyasının umudu olduğunu göstermeye başlayan Erdoğan Türkiye'sinin yürüyüşünü durdurmaya yönelik çok yönlü siyasî, ekonomik, stratejik ve uluslararası bir 'operasyon'.
 
DUMANLI'NIN O YAZISINA GÖNDERME 
 
Dün, seçimler öncesinde siyaseti dizayn etmek için çirkin yolsuzluk operasyonlarına karşı toplumu uyanık olmaya çağıran Cemaat'in yayın organının başındaki kişi ve Cemaat medyası, bugün seçimlerin arefesinde Türkiye'yi kaosun eşiğine sürükleyecek bir yolsuzluk operasyonuna neden çanak tutuyor acaba?
 
CEMAATİN İDRAK EDEMEYEN TETİKÇİLERİ 
 
Öte yandansa Cemaat, söylediklerinin ne anlama geldiğini idrak etmekten âciz tuhaf adamlarını ve 'tetikçilerini' televizyon televizyon dolaştırarak hem Cemaat'in operasyonla ilişkisi olmadığını söyletiyor hem de havada uçuşan iğrenç yolsuzluk iddialarıyla, şantaj kasetleriyle, iç ve dış şer güçleriyle kurduğu ürpertici ilişkilerle hükümete veryansın ediyor, Türkiye'yi kaosun eşiğine sürüklüyor!
 
YETER ARTIK! BU ZİLLETE SON VERİN LÜTFEN!
 
Nedir bu Allah aşkına yahu! Müslüman bir cemaat ne zamandan beri -özür dilerim ama- bu kadar mide bulandırıcı, alçaltıcı, zelil bir duruma düştü bu ülkede!
 
Doğrusunu söylemek gerekirse, Cemaat'e karşı her zaman hüsnüzan'la yaklaştım; yurtdışındaki okul çalışmalarını bir ufuk olarak gördüm, hizmetlerini takdirle, şükranla andım. Ve dershanelerle ilgili mücadelelerini sonuna kadar destekledim.
 
Neresinden bakarsanız bakın, son derece vahim bir durumla karşı karşıyayız: Milletin gözünün içine baka baka Cemaat'in operasyonla hiç bir ilişkisi olmadığını söyleyebiliyorlar. İnsanları ne kadar aptal yerine koyduklarını göremiyor mu bu arkadaşlar?
 
Yeter artık yahu, yeter! Müslümanların daha fazla zelil ve rezil duruma düşmelerine tahammül edemiyorum ben şahsen!
 
İSLÂM'IN İZZETİYLE OYNAMA HAKKINI KİM VERİYOR SİZE!
 
Bu ne basiretsizlik, bu nasıl bir akıl tutulmasıdır Allah aşkına!
 
Her şey bütün çıplaklığıyla ortada. Milletin gözünün içine baka baka milleti aptal yerine koymayın lütfen!
 
Yaşananların toplumun midesini fenâ hâlde bulandırdığını, daha önemlisi de, İslâm'ın izzetini yerle bir ettiğini nasıl oluyor da göremiyorsunuz, aklım, havsalam almıyor gerçekten!
 
Soru şu burada: İslâm'ın izzetiyle oynama hakkını kim veriyor size? Bu ne vurdumduymazlık böyle!
 
Şimdi birileri kalkıp da bana, yolsuzlukların üstünü örttüğümü söylemez umarım. Mesele yolsuzlukla filan ilgili değil çünkü.
 
Kaldı ki, bu tür yolsuzluklara bulaşmış Cemaat mensubu kaç tane adamın kafasını milletin içinde duvarlara vurduğumu söylemem bir anlam ifade eder herhalde.
 
CEMAAT'İ KENDİ ELLERİNİZLE BİTİRDİĞİNİZİ GÖREMEYECEK KADAR GÖZÜNÜZ KARARMIŞ SİZİN!
 
İyi de, operasyon sürecinin ve bu süreçte Cemaatin yaptığı agresif yayınların, geliştirdiği hasmane söylemlerin ve yıkıcı eylemlerin, Cemaat'in itibarını sıfırladığını göremiyor musunuz?
 
Daha da vahimi, gücü putlaştırarak, kendi dünyevî, siyasî, bürokratik menfaatlerinizi ölesiye koruma kavgası vererek pire için yorgan yakan, kendinizi her şeyin merkezine yerleştirerek kardeşlik fikrini yerle bir eden, 'güç elde etmek ve elde edilen gücü korumak için her yol mübahtır' ilkesizliğine yaslanan Makyavelist mantığınızla, İslâm'ın varoluşsal ilkelerini hiçe saydığınızı göremiyor musunuz gerçekten?
 
Toplumda onarılması zor derin manevî yaraların açılmasına neden olduğunuzu, masum Anadolu insanını perişan ettiğinizi ve sonuçta Anadolu insanının Cemaat'e öfkeyle dolup taştığını ve bütün bu basiretsizliğinizle Cemaat'i kendi ellerinizle bitirdiğinizi göremeyecek kadar gözünüzün karardığını nasıl oluyor da göremiyorsunuz anlayamıyorum hakikaten!
 
Yazık olacak Cemaat'e! Hem de çok yazık! Uyanın artık!
 
BU KARA LEKEYİ İSTESENİZ DE TEMİZLEMENİZ ÇOK ZOR ARTIK!
 
Şunu aslâ unutmayın: İki haftadır bu ülkenin ekonomisine verdiğiniz zarar, ülkeyi içine sürüklediğiniz kaos ve bu ülkenin sahipsiz insanına yaşattığınız hayal kırıklıkları, sergilediğiniz 'ikiyüzlü', Makyavelist ve narsist tavırlar, Cemaat'in alnına kara bir leke olarak çoktan kazındı bile. Bu lekeyi isteseniz de silmeniz çok zor artık!
 
İzi sürülmesi gereken soru şu burada: Bir Cemaat, nasıl olur da ülkeyi kaosun eşiğine sürükleyecek kadar pire için yorgan yakmaktan, kardeşlik fikrini hiçe saymaktan, bölgemizin mazlum ve masum halklarının tam da bize bel bağladığı bir zaman diliminde Türkiye'nin yürüyüşünü engelleyecek basiretsiz işlere soyunmaktan çekinmez acaba?
 
ÜMMET ŞUURU OLMAYINCA, KARDEŞLİK ŞİİRİ DE YEŞERMİYOR
 
Her şeyden önce, Cemaat'te ümmet şuuru yok. Ümmet şuuru olmayınca kardeşlik şiiri de yeşermiyor.
 
O yüzden Cemaat, bugüne kadar İslâm dünyasının sorunlarına karşı duyarsız kaldı. Yine o yüzden bu ülkede İslâmî kesimlerin karşı karşıya kaldığı -neredeyse- bütün sorunlarda Müslümanları yalnız bıraktı.
 
Dolayısıyla ilâhî şiarları da, türlü tuhaf insanları da, kendi çıkarları için tepe tepe kullanmakta bir sakınca görmedi.
 
UMUT YOKSA, UFUK DA BULANIKLAŞIR VE BUHARLAŞIR
 
İkinci olarak, Cemaat'te Umut fikri de yok. Ürpertici, çürütücü bir vehim var.
 
Oysa vehmin olduğu bir yerde, panik psikolojisi hükmünü icra eder. Panik psikolojisiyle hareket eden vehimli insan, ne sunar bize, ne sunabilir ki?
 
Sonuçta, takiyyecilik diye, gayr-i islâmî, marazî bir tarz, bir usul çıkıyor ortaya.
 
CEMAAT, AZINLIK PSİKOLOJİSİ VE YAHUDİ MANTIĞI
 
Takiyyecilik, kişiliği bozuyor. Ahlâkı da bozuyor. Yahudi mantığını besliyor alttan alta.
 
Bu tespit tedirgin edici bir tespit; o yüzden pek de içime sinmiyor ama yine de yazmak zorundayım bunu. Umarım yanlış anlaşılmaz ve alakasız yerlere çekilmez. Çok önemli olduğunu düşündüğüm için sizlerle paylaşıyorum bu tespitimi.
 
Yahudi mantığı, azınlık psikolojisine dayanır. Azınlık psikolojisinin temelinde güce tapınma, gücü putlaştırma ve her ne suretle olursa olsun gücü ele geçirme paranoyası vardır.
 
Burada 'Yahudi mantığı' diye bir niteleme kullandım ya, hemen tepki verecek bazı akl-ı evveller, 'Vayy, Yahudileri aşağıladın sen!', diye.
 
İşte bu reaksiyon da Yahudi mantığının bir ürünü!
 
Dahası, modernliğin gerisinde yatan ruh, Lacoste'a göre, bu reaksiyoner Yahudi mantığıdır. Modernlik, bir aksiyon'a değil, reaksiyona dayanır: Kilise'ye reaksiyona.
 
ZAYIFKEN, GÜCE BOYUN EĞMEK; GÜCÜ ELE GEÇİRİNCE, BOYUN EĞDİRMEK!
 
Gücü putlaştıran azınlık psikolojisi, iki zıt davranış biçimi üretir:
 
Birincisi, gücü ele geçirinceye kadar, güce boyun eğer.
 
İkincisi de, gücü ele geçirdikten sonra da herkesi kendi gücüne boyun eğdirme mücadelesi verir.
 
Cemaatin, diyalog fikrinin, Müslümanlarla değil de, Yahudi ve Hıristiyan'larla çıkar ilişkisine dayanıyor olmasının sırrının burada gizli olduğunu düşünüyorum.