Cindoruk'tan Ermenistan açılımına tepki

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, ''Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye gelmesi uğruna Türkiye, gerçekten kördüğüm haline gelmiş olan Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerine yanlış çözümler üretmemelidir'' dedi.

02 Eylül 2009 Çarşamba 13:49 tarihinde eklendi.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, "Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye gelmesi uğruna Türkiye, gerçekten kördüğüm haline gelmiş olan Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerine yanlış çözümler üretmemelidir" dedi.

Cindoruk, partisinin Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısı öncesinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"Demokratik açılım" çalışmaları sürerken hükümetin yeni bir açılım gerçekleştirdiğini ve Ermenistan ile ilişkileri gündeme getirdiğini belirten Cindoruk, "Ben buna Obama açılımı diyorum. Çünkü Obama'nın TBMM'de yaptığı konuşmada tavsiyeyi aşan direktif niteliğinde bir konuşma paragrafı var. O paragrafın devamı olarak bu konu ortaya çıktı" dedi.

Kendisinin Türkiye ve Ermenistan arasında imzalanan protokolü incelediğini kaydeden Cindoruk, şöyle devam etti:

"Ben bir eski Meclis Başkanı olarak söyleyeyim bu şekli ile Meclis'te görüşmeye açılamaz. Şartlı milletlerarası anlaşma olmaz. Bu nedenle de bu anlaşmanın daha açıklığa kavuşturulması ve Meclis hukukçuları tarafından gözden geçirilmesi gerekir.

Ermenistan-Türkiye ilişkileri ikili ilişki değildir, üçlü ilişkidir. Türkiye, Ermenistan ile bir meseleyi çözmek istiyorsa onun yanında mutlaka Azerbaycan olmalıdır. Azerbaycan olmadıkça ikili ilişkilerle bu iş çözülemez. Dil, din ve soy ağacı birliği olan Azeri halkına saygısızlık yapamayız."

Ermenistan ile ilişkilerde aciliyet gösteren bir durum olmadığını ifade eden Cindoruk, "Ermenistan Cumhurbaşkanı Bursa'ya maça gelmese ne olacak? Gelse başlama vuruşunu mu yapacak? Hakemlik mi yapacak? Bir Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'ye gelmesi uğruna Türkiye gerçekten kördüğüm haline gelmiş olan Ermenistan, Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerine yanlış çözümler üretmemelidir" şeklinde konuştu.

-"DEMOKRATİK AÇILIM" ÇALIŞMALARI-

"Demokratik açılım" çalışmalarına da değinen Cindoruk, tarafların somut öneriler ortaya koymadıklarını savundu.

Cindoruk, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) konuya ilişkin bir çözüm önermediğini ileri sürerek, "Diyarbakır meydanında konuşan iki eş başkan da bir başka ufku işaret ediyor, bir adadaki hükümlü bir zatın söylemlerinin son söz olduğunu söylüyor. O zaman üçüncü bir eş başkanı var bu partinin. Üçüncü eşbaşkan Öcalan. Diğer eşbaşkanlar, yetkili organlar, Meclis grubu ne yapıyor? Onların sorunları çözecek akılları yok da 10 yıldır bir ada içinde her açıdan engellerle karşı karşıya olan bir hükümlü mü bunu halledecek" dedi.

DTP'li bir yöneticinin kendi çözümlerinin dikkate alınmaması halinde ayrılık taleplerinin ortaya çıkacağı yönünde açıklama yaptığını ifade eden Cindoruk, bunun bir tehdit, zihinlerin arkasındaki düşüncenin ifadesi olduğunu söyledi. Cindoruk, şunları kaydetti:

"Bu haliyle DTP, demokratik anayasaya, insan haklarına, Avrupa normlarına uygun bir siyasal parti olmaktan çıkabilir. Kendisine kanunsuzluklar kuşatmaya başlamıştır. Parti hüviyetine dönmesini, bir terör örgütünün siyasal partisi durumuna düşmemesini tavsiye ediyorum. Aksi halde savunulacak yanları kalmayabilir. Hiçbir tehdit Türkiye Cumhuriyeti'ni bir karar vermeye zorlayamaz. Bu alanda hükümetin direnişini her zaman destekleriz. Türkiye Cumhuriyeti'nin tekliği, üniterliği, milli birliği, bütünlüğü üzerinde bu çeşit tehditler yapanlarla hükümet pazarlığa oturmazsa biz kendisini destekleriz ve arkasında dururuz."

Silahla herhangi bir kazanç elde etmenin mümkün olmadığını da belirten Cindoruk, "Onun için bizim özgürlükçü, kurumsal anayasa talebimiz çok doğrudur. Çözüm anayasal çözümdür, siyasal çözümdür" dedi.

Açılım çalışmalarının gündemi işgal ettiğini, ancak vatandaşın gerçek gündeminin bu olmadığını ileri süren Cindoruk, acil olarak çözüm bekleyen ekonomik ve sosyal sorunlar bulunduğunu söyledi. Cindoruk, Türkiye'nin dış tavsiyelerle gündem belirleyerek kendi gündeminden uzaklaştığını iddia etti.