Çıplaklar arasında giyinik kalınca

Habertürk yazarı Oben Budak, Barcelona ziyareti sırasında bilmeden çıplaklar plajında kendini bulunca.

Çıplaklar arasında giyinik kalınca
12 Ağustos 2011 Cuma 08:54 tarihinde eklendi, 2.299 kez okundu.

 

Barcelona'da ilk günümde otele eşyaları atıp sahile koştum. Zaten bu şehrin en büyük keyfi bütün sahilinden denize girebiliyor olmanız. Meşhur caddesi La Rambla'dan aşağı inince sağlı sollu enfes plajlar sizi bekliyor. Otelden çıkmadan önce sahili şöyle bir kestiğimden bir an önce o müthiş kalabalığa monte olabilmek için attım kendimi kumlara. Dünya güzeli İspanyollar arasında denize girip güneşlenirken tam yanıma bir çift gelip havlu attı.
 
Ben de çantamı biraz daha kenara alayım da yeni konuklara yer açılsın diye onlara doğru döndüm. Adam başıyla selam verdi, beynim selamı algılayıp mimiklerime "gülümse komutunu ver" diyene kadar zırt dedi komşum mayosunu da indiriverdi. Adamdan birkaç saniye sonra, o an zaten üstsüz olan kız arkadaşı da bikinisinin iplerini çözdü ve denize doğru koştu. Ben yaşadığım dumurla baş başa kalıverdim Barcelonetta plajında. Bulunduğum yere 20 dakika yürüme mesafesinde çıplaklar plajı olduğunu biliyorum ama artık insanlar mekânı önemsemeyip her yerde bu şekilde girmeye başlamışlar.
 
Zaten bir süre sonra hava kararmaya başlayınca çıplakların sayısı giderek arttı. Hadi o duruma adapte oldum ve rezil olmamak adına pek etrafa bakmamaya çalıştım da yanımda bir güzel soyunup denize atlayan çift gelip konuşmaya başlayınca işler benim için daha garip bir hal aldı.
 
Tanıştık, kızın adı Eva, çocuğun adı Miro. Ben ikisinin de sadece gözlerine bakmaya çalışıyorum ama sürekli İtalyanlar gibi hareketli ve bol mimikli konuştuğum için göz seviyesini bazen kaçırıyorum. Bir de işin komiği sanki ben çıplakmışım da karşımdakilerden utanıyormuşum gibi oldu, bir süre sonra sinirim bozulup gülmeye başladım zaten. Çıplaklık fantezi olarak kalsa daha iyiymiş galiba. İnsanın gözüne sokulunca komik geliyor.