Davutoğlu AK Parti'nin seçim vaatlerini açıkladı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Seçim Beyannamesi Tanıtım Toplantısı'na katıldı.

Davutoğlu AK Partinin seçim vaatlerini açıkladı
04 Ekim 2015 Pazar 13:59 tarihinde eklendi.
Davutoğlu, partisinin 1 Kasım seçimlerine yönelik seçim beyannamesini açıklarken "Bizim kardeşlik ve barış adına sergilediğimiz sabrı yanlış yorumlayanlar, vatandaşlarımızın ve güvenlik güçlerimizin karşısında bir tehdit unsuruna dönüştüler. Kamu düzeni ihdas edilene, bütün silahlar gömülene, üzerine beton dökülene kadar bu mücadelemiz sürecek. Sırtını dağa yaslayan, dağdan aldığı emirle siyaset yapanların aramıza nifak tohumları ekmesine; bin yıllık kardeşliğimizi zedelemesine kesinlikle izin vermeyiz. Aslolan çözüm süreciyle tesis etmeye çalıştığımız barış iklimidir. Bu kardeşliği 13 yıldır yürüttüğümüz demokratik siyasetin izinde özgürlükçü, yeni bir Anayasa ile hukuki zemine kavuşturarak pekiştireceğiz" dedi.
 
"SİYASİ NEZAKET KURALLARI İÇİNDE MEDENİ BİR REKABET DİLİYORUM"
Başbakan Davutoğlu, Ankara'daki ATO Congresium'da düzenlenen AK Parti Seçim Beyannamesi Tanıtım Toplantısı'nda, 1 Kasım'da gerçekleştirilecek Milletvekili Genel Seçimi için vaatlerini açıkladı. Davutoğlu, "Bütün partilerimize bir kez daha siyasi nezaket kuralları içinde medeni bir rekabet diliyorum. Bütün partiler karşılıklı saygı içinde söyleyeceklerini milletimize anlatacaklarını dile getirsinler. Ama birbirimizi kırmayalım. Birbirimizi üzmeyelim. Hakaret ve tahkir yerine güzel sözlerle birbirimize hitap edelim. 1 Kasım seçimleri şimdiden hayırlı olsun" diye konuştu.
 
"1 KASIM SEÇİMLERİ ÖNEMLİ BİR EŞİKTİR"
1 Kasım seçimleri için hazırladıkları beyannamenin özelliğine değinen Davutoğlu, "Değişim ve irademiz, bu anlamda milletimizin yaşam standartlarını yükseltme davamızda 1 Kasım seçimleri önemli bir eşiktir. Hep beraber 1 Kasım seçimlerinde reformcu, vizyonel niteliğimizle ülkemize yep yeni ufuklar çizeceğiz. Bu çerçevede 7 Haziran seçimleri hem demokrasimiz hem siyasi hareketimiz için çok önemli ve farklı sonuçlar doğuran önemli bir seçim olmuştur. 7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuçların bu tecrübeden, her bir partinin ders çıkardığını milletimizin gösterdiği istikmaeti doğru tahlil ettiğini ümit etmek istiyorum. Bu en başta demokrasimiz için büyük kazanç olacaktır. 7 Haziran seçimlerinde bütün partilerin çıkaracağı dersler, Türk siyasetine yeni katkılar getirecektir. Milletimiz seçim sandıklarında çatışma kültürünün terk edilmesini istemiştir. AK Parti olarak milletimizin verdiği bu mesaja kulak verdik ve kollarımızı sıvayarak tazelendik ve yeni bir yola çıkmaya karar verdik" ifadelerini kullandı.
 
"YÜZDE 41 GİBİ YÜKSEK ORANLA BİRİNCİ PARTİ ÇIKMAMIZA RAĞMEN İÇ MUHASEBEYİ DERİNDEN YAPTIK"
7 Haziran seçimlerinden çıkan sonuçları değerlendiren Davutoğlu, "Son 3 ayda bu dersleri bütün detaylarıyla ele aldık. Partimizin her kademesinde 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını tartıştık. Bütün kademelerde tek bir hedefimiz vardı. Milletimizin verdiği sesi doğru anlamak ve gereğini yapmak. Bütün şehirlerde seçim sonuçlarına ilişkin araştırmalar yaptık. Halkımıza sorduk, bizden ne bekliyorsunuz? Yüzde 41 gibi yüksek bir oranla seçimden birinci parti olarak çıkmamıza rağmen iç muhasebeyi derinden yaptık. Bu seçim beyannamesi, masa başında dar katılımla hazırlanmış bir beyanname değil; milletin katılımıyla geniş bir mutabakatla hazırlanmış bir beyannamedir" şeklinde konuştu. 
 
"İSTİKLAL HARBİ'MİZ GİBİ STARTI SAMSUN'DAN VERECEĞİZ"
AK Parti'nin 1 Kasım seçimlerine hazır olduğunu kaydeden Davutoğlu, seçim çalışmaları kapsamında ilk mitingini yarın Samsun'da yapacağını belirterek "AK Parti bütün birikim ve kararlılığıyla 1 Kasım'a hazırdır. Yola çıkmaya hazırdır. Yarın İstiklal Harbi'miz gibi startı Samsun'dan vereceğiz. 13 yılın kazanımlarının heba olup gitmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Kaosa, krize, kriz çıkarmak isteyenlere hiçbir surette geçit vermeyeceğiz. Başladığımız işi; kim, önümüze ne engel çıkarırsa çıkarsın mutlaka neticeye ulaştıracağız. Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl hedeflerini birlikte gerçekleştireceğiz. Biz hayal tacirliği yapmıyoruz. Afaki hedefler koymuyoruz. Başardıklarımızın daha fazlasını başarmanın sözünü veriyoruz. En büyük teminat geçmişizdir. Bize göre beyan esastır. Beyan sahibiyle birlikte değer kazanır. Milletimiz bizim hizmetlerimizi, yönetim tecrübemizi biliyor. Bizim sözümüz sözdür, bizim sözümüz senettir. Notere ihtiyacı olmayan bir senettir" açıklamasında bulundu.
 
"BLOK SİYASETİNE, HAYIR SİYASETİNE, TERÖR SİYASETİNE KARŞI; BİRLİK SİYASETİN TAKİP ETTİK"
7 Haziran seçimleri sonrasında yaşanan gelişmelere değinen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün ısrarlı gayretlerimize rağmen muhataplarımız uzlaşma arayışlarına girmek yerine kendi tutumlarında inat ettiler. 7 Haziran'dan sonra yeni kavramlar üretildi. CHP, hemen blok siyasetine yöneldi. Sanki üç birbirine benzemez bir blok oluşturacakmış gibi AK Parti'yi dışlayan bir dil geliştirildi. Blok siyaseti TBMM Başkanlık seçimlerinde çöktü. CHP, blok siyaseti derken; MHP 'hayır' siyasetini takip etti. Her şeye hayır, dedi. Bütün koalisyon görüşmelerinde ne teklif etmişsek hayır, dedi. Hükümet kuralım, hayır. Beraber erken seçim hükümeti kuralım, hayır. Beraber seçim kararı alalım, hayır. Biz hükümet kuralım, siz destek verin; hayır. Blok siyaseti ve hayır siyasetinin ne noktalara geldiği görülüyor. HDP ise terör siyaseti geliştirmeye çalıştı. 8 Haziran'da AK Parti ile asla, dediler. Sonra da terörü teşvik eden bir söylem benimsediler. Biz bu blok siyasetine, hayır siyasetine, terör siyasetine karşı; birlik siyasetin takip ettik"
 
"EL SIKIŞMADAN KIRMIZI ÇİZGİLERİNİ İLAN EDENLER, OLDU"
Koalisyon görüşmeleri sürecinde siyasi partilerin tutumunu eleştiren Davutoğlu, "Bütün siyasi partilerle ayrım gözetmeden konuştuk. Ön yargısız gittik. Çaylarını içerken muhabbet de ettik. Her şeyi paylaştık. Bizim için mesele bir parti meselesi olmasının ötesinde bir ülke meselesiydi. İyi niyetle hükümet formülü bulmaya çalıştık. Onlar ise hükümet kurulamamasının faturasını bize çıkartma gayreti içine girdiler. Ne olursa olsun ben yokum, diyenler oldu. El sıkışmadan kırmızı çizgilerini ilan edenler, oldu. Uzlaşmayı içine sindiremeyenler, oldu. Anayasal zorunlulukla hükümeti kurmak gerektiğinde de biz orada da yokuz, dediler. İpe un serdiler, Anayasal hükümete dahi katılmama konusunda hayırcı bir tutuma girdiler" diye konuştu.
 
"13 YILLIK AK PARTİ İKTİDARLARI HERHANGİ BİR YIKIM BIRAKMADILAR Kİ ONARIMA İHTİYAÇ OLSUN"
CHP ile neden koalisyon kurulamadığını açıklayan Davutoğlu, "CHP ile son derece medeni, istikşafi görüşmeler yaptık. Bu görüşmelerin sonuçsuz kalması, AK Parti'nin iradesizliği veya herhangi bir müdahale sebebiyle değildir. Aksine sonuçsuz kalmasının temel sebebi, görüşmeler esnasında özellikle eğitim ve dış politika alanında derinden ve 180 derece farklı görüşlerle bir onarım hükümetinden bahsedilmesi sebebiyledir. CHP 'onarım hükümeti' deyince ben Kılıçdaroğlu'na da söyledim. Şimdi burada da söylüyorum. 13 yıllık AK Parti iktidarları herhangi bir yıkım bırakmadılar ki onarıma ihtiyaç olsun. 13 yıllık AK Parti iktidarları imar, yeniden inşa iktidarlarıdır" ifadelerini kullandı.
 
"TUĞRUL TÜRKEŞ DIŞINDA ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYAN BİR BABAYİĞİT ÇIKMADI"
Geçici hükümete katılmayan siyasi partilerin tutumunu eleştiren Davutoğlu'nun MHP'den yalnıza salonda da bulunan Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in katıldığını söylemesi üzerine salonda uzun süre alkış sesleri duyuldu. Davutoğlu, "Anayasa'nın öngördüğü hükümete katılma konusunda CHP ve MHP çekindiler. Katılma konusunda olumsuz tavır sergilediler. Bakan adaylarına gönderdiğimiz mektuplara bakıldığında çok ciddi bir mahalle baskısı uygulandığını görürüz. MHP'den şu anda aramızda bulunan Tuğrul Türkeş dışında elini taşın altına koyan bir babayiğit çıkmadı. CHP ve MHP mahalle baskısı uyguladı. HDP ise 2 bakan katıldı ama onlar da bir ay sonra dağ baskısıyla hükümetten çekildiler. Bize mahalle baskısına, dağ baskısına direnemeyenler değil; gerektiğinde ülke için her türlü fedakarlığı yapacak olanlar lazım" şeklinde konuştu.
 
"BÜTÜN O ODAKLARA HADDİNİ BİLDİRMEK SİZİN TEMEL GÖREVİNİZDİR"
Artan terör olaylarına değinen Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Ne yazık ki varlığını ve geleceğini teröre, çatışmaya, düşmanlığa bağlayan hain odaklar; bu toplumsal uzlaşmayı, bu kardeşliğin yaygınlaşmasını istemediler. Siyasetin çözüm arayışına menfur eylemlerle, bombalamalarla, zulümle son vermeye çalıştılar. 7 Haziran'dan bu yana terörist faaliyet içindeki çeşitli örgütler, dış odaklarla iş birliği içinde huzurumuza, istikrarımıza yönelik saldırılarda bulundular. 23 Temmuz'da yaptığımız Güvenlik Zirvesi sonrasında bütün güvenlik birimlerimize şunu söyledik. Madem ki DEAŞ'ından bölücü terör örgütüne kadar bütün çakallar, hainler meydana çıkmış, bizim özgürlüğümüzü tehdit etmektedir; bütün o odaklara haddini bildirmek sizin temel görevinizdir. Biz buna 'huzur ve demokrasi operasyonu' dedik. Bu terör örgütleri huzurumuzu ve demokrasimizi hedef edindiler"
 
"BÜTÜN SİLAHLAR GÖMÜLENE, ÜZERİNE BETON DÖKÜLENE KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK"
Çözüm sürecine yönelik açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "Bizim kardeşlik ve barış adına sergilediğimiz sabrı yanlış yorumlayanlar, vatandaşlarımızın ve güvenlik güçlerimizin karşısında bir tehdit unsuruna dönüştüler. İşte biz bu tehdit unsurlarına da hak ettiği cevabı verdik. Çok net bir ayrımla teröristleri halkımızın masum vatandaşlarımızdan ayırarak hak ettikleri cevabı verdik. Kimse başladığımız işi yarım bırakacağımız vehmine kapılmasın. Kamu düzeni ihdas edilene, bütün silahlar gömülene, üzerine beton dökülene kadar bu mücadelemiz sürecek. Sırtını dağa yaslayan, dağdan aldığı emirle siyaset yapanların aramıza nifak tohumları ekmesine; bin yıllık kardeşliğimizi zedelemesine kesinlikle izin vermeyiz. Terörün arkasındaki hain odaklar, çözümden rahatsız olan odaklardır. Bu engelleri ortadan kaldıracak ve kardeşliğimize halel getirmeyecek şekilde bütün ülkeyi bütünleştirecek toplumsal uzlaşı çalışmalarına devam edeceğiz. Aslolan çözüm süreciyle tesis etmeye çalıştığımız barış iklimidir. Özgürlüktür, kardeşliktir, huzurdur, güvendir, ezeli ve ebedi birliğimizdir. Aynı kıbleye yönelenlerin kıblesini değiştirmeye kimse muktedir olamayacaktır. Bu kardeşliği 13 yıldır yürüttüğümüz demokratik siyasetin izinde özgürlükçü, yeni bir Anayasa ile hukuki zemine kavuşturarak pekiştireceğiz" açıklamasında bulundu.
 
"İSTİYORLAR Kİ BU MİLLETİN ÇOCUKLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN OLSUN"
Başbakan Davutoğlu, "İstiyorlar ki bu milletin çocukları birbirine düşman olsun. Bu yapılanlar, genç fidanların özgürce serpilip büyümesini engellemek için yapılıyor. Hedef Türkiye'dir. Hedef milletimizdir. Hedef genç nesillerdir. Şimdi hedef edinilen bu milletin birliği ve beraberliğinin adresi de AK Parti'dir. Hedef birliğimiz ve kardeşliğimizdir. Herkesin kendini aidiyet bağlarıyla bağlı hissettiği Türkiye'yi bunlar istemiyorlar. Çünkü böyle bir Türkiye'de şiddetten, terörden, nefretten beslenenlere ekmek yok" dedi.
 
"O BAYRAĞIN KUDÜS'TE MESCİD-İ AKSA'DA DALGALANMASINI DA HEP BERABER GÖRECEĞİZ"
Filistin bayrağının Birleşmiş Milletler'de göndere çekildiğini hatırlattığı konuşmasında Davutoğlu, "29 Kasım 2012'deki konuşmam demiştim ki birileri istemese de bir gün Filistin bayrağı bu binanın önünde dalgalanacaktır. O konuşmayı sizler adına yapan bu kardeşiniz, geçtiğimizde günlerde BM binasının önünde Mahmud Abbas'ın hemen yanında o bayrağın göndere çekilmesine şahit oldu. Bu gözler onu gördü ya inşallah bir gün o bayrağın Kudüs'te Mescid-i Aksa'da dalgalanmasını da hep beraber göreceğiz" ifadelerini kullandı.
 
"BIRAKIN GELSİN"
Başbakan Davutoğlu, kürsüdeki konuşmasını sürdürürken, salondan bir gencin kendisine doğru koşup seslenmesi üzerine korumalarına "Bırakın gelsin" diyerek genci kürsüye çağırdı. Gence sarılan Davutoğlu, bu durum üzerine "Hayatımda bana doğru gelen hiç kimseye hayır, demedim. Ama özellikle de bana doğru gelen gençlere hiçbir zaman hayır, demedim. Ama buradan hareketle herkes buraya yürümesin. Bu beyannameyi bitirmemiz lazım" dedi.
 
"PARALEL ODAKLARIN VESAYETİNE BİR DAHA BU MİLLET ŞAHİT OLMAYACAK"
'Paralel yapı' ile mücadele konusunda açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "Gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle geçmişin vesayetçi anlayışıyla mücadele ettik. Bundan sonra da hiçbir vesayete izin vermeyeceğiz. Ne karanlık mahfillerin ne de paralel odakların vesayetine bir daha bu millet şahit olmayacak. İzin vermeyeceğiz. Hukuka tasallut eden, millet iradesine ipotek koyan anlayışı tümüyle ortadan kaldırdık. Bundan sonra da tekrar ortaya çıkmasına izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.
 
"BEYANNAMEMİZ, G20 ÜLKELERİYLE KIYASLANDIĞINDA GELECEK İÇİN REFORM VAADEDEN TEK BEYANNAMEDİR"
Seçim beyannamesinin detayları hakkında bilgiler veren Davutoğlu, her türlü hesabın yapılarak bu beyannamenin hazırlandığını vurgulayarak "Bu beyannamede Türkiye için kurduğumuz hayaller var. Hazırladığımız hedefler ve projeler var. Gelin bu hayalleri birlikte hayata geçirelim. Bu beyannemede hayal tacirliği ve afaki projeler yok. Çünkü AK Parti siyasetinde millete yalan söylemek yoktur. 13 yıl boyunca milletimize verdiğimiz her sözü tuttuk. Bu beyannamede de sadece ve sadece yapabileceklerimize yer veriyoruz. Milletimize tutacağımız sözü veriyoruz. AK Parti beyannamesi insan onurunu esas alan, reformcu bir beyannemedir. Bu beyanname diğer partilerin beyannameleriyle değil; G20 ülkeleriyle kıyaslandığında gelecek için reform vaadeden tek beyannamedir. Bu beyanname yerli, yenilikçi, büyümeyi esas alan bir beyannamedir. Bu beyanname Türkiye'yi yüksek gelir grubuna taşıyacak bir beyannamedir. Bu beyanname güven ve istikrar zeminiyle kazanımlarımızı koruyan bir beyannamedir. Hesabı kitabı son derece iyi yapılmış bir beyannamedir. Halkımızın ihtiyaç ve taleplerine göre hazırlanmış bir beyannamedir" açıklamasında bulundu.
 
"AK PARTİ YAPMAYACAĞINI VAAT ETMEYEN TEK PARTİDİR"
Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Beyannamemiz üç ana bölümden oluşuyor. Yapacağımız reformlar, halkımızın her kesimine dokunan vaatlerimiz, büyük Türkiye yolunda temel aldığımız büyük projelerimiz. AK Parti yalana tenezzülü olmayan, yapmayacağını vaat etmeyen tek partidir. Beyannamelerimizin birinci önceliği; demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlükleri olmuştur. Bu beyannamemizin asli özelliği de demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlüklerinin eksiksiz olarak hayata geçirilmesidir"