"Denktaş bir kahramandı"

KKTC'nin cuma akşamı vefat eden Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş için Lefkoşa'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda devlet töreni düzenlendi.

Denktaş bir kahramandı
16 Ocak 2012 Pazartesi 14:07 tarihinde eklendi, 1.033 kez okundu.

Törene, Denktaş'ın eşi Aydın Denktaş, çocukları ve aile bireylerinin yanı sıra yakınları, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC'nin ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Başbakan İrsen Küçük, Meclis Başkanı Hasan Bozer, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgenaral Adem Huduti, diğer üst düzey komutanlar, bakanlar, parti başkanları, üst düzey bürokratlar, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi'ndeki tedavisiyle ilgilenen doktorlar ve vatandaşlar katıldı.
    
Törene katılanların yerlerini almasından sonra Denktaş'ın, yarısı KKTC yarısı Türk bayrağına sarılı tabutu askerlerin omzunda Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın bahçesine getirildi. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından KKTC Meclis Başkanı Bozer tarafından Denktaş'ın özgeçmişi okundu.
    
Törende bir konuşma yapan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, sözlerine "Duygulu ve hassas günler yaşıyoruz. Rauf Denktaş gibi halkına, devletine çok büyük hizmetleri olan çok yönlü bir önder hakkında konuşmak kolay değil" diye başladı.
    
Denktaş ile bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak birlikte çalışma şerefine eriştiğini ifade eden Eroğlu, siyasete girerken tek hedefinin Dr. Fazıl Küçük ve Denktaş'ın ifade ettiği gibi anavatan Türkiye ile daima sıcak ilişki içinde olan, Rum tarafı karşısında boynu eğik değil, başı dik, özgür, refah ve mutluluk içinde yaşayan Kıbrıs Türk halkı noktasına gelinmesi olduğunu söyledi.
    
Rauf Denktaş ile uzun yıllar bir çok konuyu görüştüklerini ve birlikte çalıştıklarını anlatan Eroğlu, "Şimdi onu ebediyete uğurlarken konuşmak içimi burkuyor" dedi. Siyaset yaptığı dönemde Denktaş'a rakip olduğunu ve cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiğini anımsatan Eroğlu, Denktaş'ın siyasetten çekildikten sonra cumhurbaşkanı adayı olması için kendisini desteklediğini belirtti. Eroğlu, Denktaş ile ilişkilerinin hep karşılıklı saygıya dayandığını dile getirerek, "Biz onu hep baba gibi sevdik, saydık. İnanıyorum o da bizi evladı gibi gördü, sevdi ve siyasetçi olarak saygı gösterdi" diye konuştu.
    
-"Atatürk milliyetçisiydi"-
    
Rauf  Denktaş'ın kişiliğine ve devlet adamlığına da değinen Derviş Eroğlu, şunları söyledi:
    
"Denktaş bir kahramandı. İngiliz'in adamlığını, savcılığını değil Kıbrıs Türk halkının mücahidi olmayı seçti. Ateşten gömlek giydi. Ada'nın Yunanistan'a bağlanması için silahla, şiddetle harekete geçen EOKA terör örgütü karşısında Türk Mukavemet Teşkilatı'nı kurdu ve yönetti.
    
Rauf  Denktaş, Atatürk milliyetçisiydi. Yunanistan'ın yayılmacı emellerinin durdurulabilmesi için Atatürk'ün Anadolu'da verdiği Kurtuluş Savaşı'na benzer bir mücadelenin burada da verilmesi gerektiğine inanıyordu. Anavatan Türkiye'nin Kıbrıs Türklerini sahiplenmesini, koruması altına almasını istiyordu. Anavatan Türkiye'ye yürekten bağlıydı. 'Önce Türkiye' diyebilecek kadar Türkiye sevgisine sahipti. Çünkü Denktaş'a göre Türkiye güçlü kalmazsa Kıbrıs Türk halkı özgür olamazdı.
    
İnançlı bir insandı. Pek çok kez elinde Kur'an ile gördüğümü hatırlarım. İyi bir babaydı. Belli etmese de ailesini çok severdi.
    
Rauf Denktaş, bir vatansever, Kıbrıs aşığıydı. Denktaş tüm bunlardan öte tam da Büyük Önder Atatürk'ün 'Bağımsızlık benim karakterimdir' sözlerinde ifade ettiği gibi bağımsızlıktan, egemenlikten yana devletçi bir dava adamıydı.
    
Girit olayından çok etkilenmişti ve sağlam bir anlaşma yapılmazsa Kıbrıs Türkü'nün Girit'te olduğu gibi yerinden, yurdundan olabileceğini bıkmadan, usanmadan sürekli anlatırdı."
    
-"Pek az lider Denktaş kadar sevilmiştir"-
    
Eroğlu, 64 yıl boyunca Kıbrıs Türk halkı için mücadele etmenin kolay olmadığını vurgulayarak, Denktaş'ın 1972'den 2005'e kadar, Kıbrıs Türk Yönetimi, Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi ve Kıbrıs Türk Federe Devleti Başkanlığı daha sonra da KKTC Cumhurbaşkanlığı yaptığını anlattı. Eroğlu, "Bu, yürek, cesaret ve her şeyden önce inanç ister. Dünyada pek az lider Denktaş kadar sevilmiş, halkının saygını kazanmıştır" diye konuştu.
    
Denktaş'ın Kıbrıs sorununda uzlaşmaya varılması için 1985-1986, 1992-1993, 2001, 2002 ve 2003 yıllarındaki müzakere süreçlerinde çaba gösterdiğini dile getiren Eroğlu, "Kimse Denktaş'ı uzlaşmaz, Kıbrıs konusunun halledilmemesinin başlıca sorumlusu olarak gösteremez" dedi. Eroğlu, Denktaş'ın Rum yönetiminin eşitlik temelinde çözüm niyetinde olmadığını gördüğü için KKTC'yi ilan ettiğini kaydetti.
    
Eroğlu, "Denktaş'ı Denktaş yapan Makarios'un anayasal değişiklik oyununa gelmemesi ve halkı uyandırarak direnişe geçirmesi, 1968'de başlayan toplumlar arası görüşmelerde dik durması, 1974'teki Rum-Yunan darbesi karşısında Türkiye'nin askeri müdahalesi için etkin çaba göstermesi, Rum tarafının üniter devlet ısrarı karşısında KKTC'nin ilan edilmesi için gösterdiği dirayetli duruştur. Gözlerini yaşama kapadığı ana kadar KKTC'nin varlığına ve devamına inanç duymuştur" diye konuştu.
    
Eroğlu, Denktaş'ın manevi şahsına hitaben şunları söyledi:
    
"Halkımız ve kendim adına söz veriyorum; ebediyete göçsen de hep bizimle olacağından eminiz. Sen vatanını seven, bu topraklara aşık, güven içinde, bağımsız bir şekilde yaşamını sürdürmek isteyen her Kıbrıs Türkü için sembol olarak var olacaksın. Sen asla ölmeyeceksin. Her Kıbrıs Türkü'nün beyninde ve gönlünde yaktığın egemenlik ve özgürlük meşalesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurucu cumhurbaşkanı olarak yaşayacaksın. Müsterih ol, kimse bu halkı devlet olgusundan geriletemeyecektir. Hiçbir baskı bu halkın istediği iki kesimlilik, iki toplumluluk, Türkiye'nin fiili garantisi ilkesinden vazgeçiremeyecektir. Biz hakkımızı helal ettik, sen de helal et. Allah rahmet eylesin."
    
Törenin ardından Denktaş'ın naaşı Cumhurbaşkanlığı Sarayı içinde hazırlanan katafalka yerleştirildi. Burada yarınki cenaze törenine kadar ihtiram nöbeti tutulacak. Naaşın katafalka konulmasının ardından sarayın kapıları saygı geçişi için halka açıldı. Vatandaşlar, Denktaş'ın naaşının önünden saygı geçişinde bulunmak için sarayın önünde uzun kuyruk oluşturdu.
    
Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri de çelenk gönderdi. KKTC ve Türk medyasının yoğun ilgi gösterdiği töreni, çok sayıda televizyon da canlı yayınladı.