Derviş Eroğlu'ndan AB resti

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, "Kimse oyun oynamaya, Kıbrıs Türk halkının haklarını gasbederek kendi emellerine ulaşmaya çalışmasın. Biz, Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının yerinin Avrupa Birliği'nde olduğuna inanıyoruz, ancak ne Türkiye ne de bizler Avrupa Birliği uğruna haklarımızdan vazgeçecek değiliz" dedi. 

    

    
Kıbrıs Türk halkının özgürlük ve varoluş mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük, 27. ölüm yılında KKTC'deki anıt mezarında düzenlenen törenle anıldı. 

    
Derviş Eroğlu, törendeki konuşmasında, Doktor Fazıl Küçük'ü unutmadıklarını, unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını ifade ederek, "Doktor Küçük'ün, Fazıl Kaymak'ın, Osman Örek'in, gerek Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) gerekse diğer kurum-kuruluşlarımızda, örgütlerimizde başı çekenlerin ve pek tabii ki, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'ın o yıllardaki, o zor koşullardaki mücadeleleri, önderlikleri, Anavatan Türkiye'nin desteği olmasaydı bugün Kıbrıs Türk halkı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti olmazdı" dedi. 

    
Eroğlu, Kıbrıs konusunda 26 Ocakta Cenevre'de yapılacak üçlü görüşmeye değinerek, "Eğer Rum tarafı iyiniyetli olur, gerçekler temelinde bir antlaşma yapılmasına yanaşırsa ilerleme sağlamamız mümkündür. Aksi takdirde Birleşmiş Milletler'den görev bekliyoruz" diye konuştu. 

    
Eroğlu, şunları söyledi: 

    
"Kimse oyun oynamaya, Kıbrıs Türk halkının haklarını gasbederek kendi emellerine ulaşmaya çalışmasın. Biz, Anavatan Türkiye ve Kıbrıs Türk halkının yerinin Avrupa Birliği'nde olduğuna inanıyoruz, ancak ne Türkiye ne de bizler Avrupa Birliği uğruna haklarımızdan vazgeçecek değiliz. 

    
Önderimiz, liderimiz Doktor Fazıl Küçük'e seslenerek yineliyorum; rahat uyu sevgili Doktor. Kıbrıs Türk halkı iki kurucu devletin oluşturacağı yeni bir ortaklığa vardır ama gerçekler mutlaka görülmeli, idrak edilmelidir. 

    
Kıbrıs'ta iki halk, iki devlet, iki bölge vardır. 

    
Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantisi bizim için olmazsa olmazdır. 

    
İki bölgeliliğin sulandırılmasına, mülkiyet konusunun bizleri 1974 öncesine götürecek, ekonomimizi, sosyal yaşamımızı perişan edecek şekilde sonuçlandırılmasına asla yanaşmadık, yanaşmayacağız."