''Diyarbakır'da müftü, Eskişehir'de eşcinsel aday göstermedik''

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Kurulu'na katıldı. Burada yaptığı konuşmada başkanlık sistemi eleştirilerine tepki gösteren ve Türkiye’de yapılacak G 20 zirvesine değinen Erdoğan buradaki konuşmasında, “Diyarbakır’da müftü aday, Eskişehir’de eşcinsel aday biz göstermiyoruz” dedi.

Diyarbakırda müftü, Eskişehirde eşcinsel aday göstermedik
28 Mayıs 2015 Perşembe 13:48 tarihinde eklendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Kurulu'na katıldı. Burada yaptığı konuşmada başkanlık sistemi eleştirilerine tepki gösteren ve Türkiye’de yapılacak G 20 zirvesine değinen Erdoğan buradaki konuşmasında, “Diyarbakır’da müftü aday, Eskişehir’de eşcinsel aday biz göstermiyoruz” dedi.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da Türkiye Otobüsçüler Federasyonu Genel Kurulu'na katıldı.
 
Genel Kurul'da bir konuşma yapan Erdoğan, şunları söyledi:
 
Siyasi hayatımın önemli bölümünü il il dolaşarak geçirdim. Her fırsatta şoför kardeşlerimle birlikte olmaya gayret ettim.  Tüm şoför kardeşlerimizin dertlerini sıkıntılarını az çok bilirim. Şoförlük meşakkatli bir meslek. Otobüs işletmeciliği zor bir uğraş. Büyüyen tüm sektörler gibi otobüs işletmeciliği de gelişti, dönüştü.
 
MİLLETİMİZİN DERTLERİNİ EN İYİ ŞOFÖRLERİMİZ BİLİR
 
Otobüsçülerimiz, ülkemizin en doğusundan batısına güneyinden kuzeyine her köşesine gidiyor. Bu seyahatler sırasında şoförlerimiz her kesimden insanla iletişim içinde oluyorlar. Milletimizin dertlerini sıkıntılarını en iyi şoförlerimiz bilir. Milletimizin sevinçlerine mutluluklara da onlar ortak olur. Bazı şoförlerimizin aileler oluşturduklarını da biliriz.
 
SEVENLERİ SİZLER BİRLEŞTİRİYORSUNUZ
 
Sevenleri sizler birleştiriyorsunuz, kalplere sizler köprüler kuruyorsunuz. İş için eğitim için yola düşen insanları sizler ulaştırıyorsunuz. Mesleğiniz her birinizi insan sarrafı haline getiriyor. İnsanın yüzünden sevinçlerini üzüntülerini okuyabiliyorsunuz. Türkiye’nin gerçek halini durumunu en iyi tuzu kurular değil, şoförler bilir.
 
YOLLARIN DİLİ OLSA DA ANLATSA DİYECEĞİM AMA...
 
Yolların dili olsa da anlatsa diyeceğim ama biliyorum ki yollar değilse de siz yaşananları gayet iyi biliyorsunuz. 12 yıl önce şehirler arası yollarda seyahat etmek neredeyse eziyetti. Daha da şöyle geriye gidecek olursak felaketti. Örneğin ben bir Karadenizliyim, Rizeliyim. Armelit Dağı denilen o dağı geçerken, isterdim ki o burunlu otobüsler olsun, o burunlu otobüslerle armelit dağına tırmanırken aşağı bakamazdık. Allah göstermesin acaba bu virajı alabilecek mi? Yanyana iki otobüsün geçmesi mümkün değildi. Şimdi nerelerden nereye geldik, niye? Dağları deldik.
 
HER İNSAN BİR CİHAN
 
Aslında her insan bir cihandır. Biz bu anlayışla insanımızın en güzeline, en kalitelisine sahip olması için var gücümüzle çalıştık. Artık yollarda güven içinde seyahat yapılabiliyor. Yıllık 16 milyar liraya yakın tasarruf sağlandı. Bu müthiş bir şey. 2005’te ülkemizde 11 milyon 145 bin araç vardı toplam. Bugün bu rakam 19 milyonu bulmak üzere. Yollardaki araç sayısı böylesine yüksek oranda artmasına rağmen, yaralanmalı ölümlü ve maddi hasarlı kaza sayılarında yüzde 60’lara varan azalma oldu. Bütün bunlar insana verdiğimiz değerin bir göstergesidir.
 
BU SÖZ 'TEK RAKİBİM TÜRK HAVA YOLLARI VE HIZLI TREN' ŞEKLİNDE OLMALI
 
Şoför arkadaşlarımızın sevdiği, bizlerin tehlikeli bulduğu bir söz var “tek rakibim Türk Hava Yolları” diye. Bu sözün, artık tek rakibim Türk Hava Yolları ve hızlı tren şeklinde olması gerekir. Ulaştırma sektörü kendi içinde ne kadar çeşitlenir, gelişirse bundan sektörün tüm unsurları payını alır ve alıyor.
 
YOLCULUKLAR KEYİF HALİNE GELDİ
 
Dün kara trenin tahta koltuklarına mahkum edilen insanımız, bugün son model otobüste filmini seyrederek, internetini kullanarak her türlü yiyecek içecek imkanıyla seyahat edebiliyor. Bu hale geldik. Bölünmüş yollar, tüneller sayesinde yolculuklar keyif haline dönüştü.
 
ADETA KİN KUSUYOR... TAKSİCİ, OTOBÜSÇÜ KİM?
 
Sene kaç, 2015 değil mi? Ama bu topraklarda hala 1940’ların tek parti zihniyetini yaşatmaya çalışanlar var. Milli şeflik döneminin özlemiyle yananlar, öyle kendilerinden geçmiş durumdalar ki durmadan milleti taciz ediyorlar. Eski CHP vekillerinden birinin kızı TV spikeri bir hanımefendi, bizim burada otobüsçü kardeşlerimle buluşmamızı duymuş ve içine de sindirememiş. Benim sizlerle buluşmamın olduğu program duyumunu almış, kendince başkanlık sistemiyle otobüsçülerle dalga geçiyor. Hatta daha da ileri gidip, muhtar, taksici, otobüsçü, kutsal üçlü diyerek adeta kin kusuyor. Tahkir ettiği kim? Bizzati milletin kendisi. Muhtar demek milletten icazetli demektir. Seçilmiş demektir. Sandık yani demokrasi demektir. Bunların sandığa millete demokrasiye inançları saygıları işte bu kadar. Taksici, otobüsçü kim? Bu milletin alın teriyle helalinden evlerine ekmek götüren asil evlatları.
 
BAŞKANLIK SİSTEMİNİ KİM İSTEMİYOR: TERÖR ÖRGÜTÜ, PENSİLVANYA...
 
Şoför kardeşimin desteğinden hareketle başkanlık sistemini küçümsüyor. Böyle yaparak kendi küçüklüğünü ortaya koyuyor, bunun farkında değil. Karşı çıktığı başkanlık sistemini kim istemiyor diye bakıyoruz, gördüklerimiz şunlar. Terör örgütü istemiyor, Pensilvanya istemiyor, halka bidon kafalı diyenler istemiyor, ermeni diasporası istemiyor, bir de bunlarla aynı çizgiye gelmekten zül duymayan muhalefet partileri başkanlık sistemini istemiyor. Bu ittifakta tek bir şey yok. Burada millet yok.
 
Hürriyet