Biz gücümüzü sayılarla ifade etmeyi severiz.

''Nicelik'' her zaman ''nitelik'' kavramını bu ülkede dövmüştür.

81 vilayette devlet üniversiteleri var, ama hoca yok !

O okullardan mezun olan gençler, asgari ücretle çalışıyor.

İlkokul bitirmiş niteliksiz elemanla, üniversite mezunu aynı parayı alıyorsa, bu işte bir tuhaflık yok mu sizce !

Ülkenin her bölgesini üniversitelerle bezemek güzeldir, ders verecek profesör, doçent, doktorun yoksa, o üniversite sadece tabela, bina ve çaresiz öğrenci demektir ve bir anlamı yoktur.

Türkiye'de 50'nin üzerinde İletişim Fakültesi var, illerde, ilçelerde eğitim veriyor.

Eğitim veriyor laf tabiki, hoca yok, asistan gençler (o da varsa) kendi yaşıtlarına hocalık yapıyor.

Şimdi böylesi bir fakülteden mezun olsan ne yazar ?

Elinde üniversite diplomanla bulabileceğin iş, asgari ücretli, sıradan olacaktır.

Biz, üniversite mezununa temizlik işçiliği yaptıracak kadar zengin bir ülke değiliz.

Eğitim; ciddi iştir, ülkenin geleceğidir.

Kalkınmak, sanayileşmek istiyorsak, yapmamız gereken; mühendislik fakültelerini dünya çapında olanaklarla donatmaktır.

Tankı, topu, tüfeği, gemiyi, otomobili mühendis olmadan yapmak ve geliştirmek mümkün değil.

Övündüğümüz genç nüfusa iyi eğitim veremezsek, her türlü kötülük o gençlerin yakasına kene gibi yapışır.

Eğitim için harcamadığımız paranın mislini versek bile, O gençleri o belalardan kurtarmak mümkün olmayabilir.

Sayısal çokluk değil, nitelik önemlidir, bunu unutursak yanarız !