El Kaide'nin sabıkası savcılık iddianamesinde

Suriyeli 35 yaşındaki Hytham Qassap ile ona yardım ettiği ileri sürülen Türk vatandaşı 5 sanıkla ilgili hazırlanan iddianamede, terör örgütünün kimyasal silah sabıkasına da yer verildi.

12 Eylül 2013 Perşembe 13:51 tarihinde eklendi.
Adana'dan, Suriye'deki El Kaide örgütüne bağlı Ahrar-ı Şam ve El Nusra Cephesi'ne kimyasal silah yapımında kullanılan maddelerden temin etmeye çalıştığı ileri sürülen Suriyeli 35 yaşındaki Hytham Qassap ile ona yardım ettiği ileri sürülen Türk vatandaşı 5 sanıkla ilgili hazırlanan iddianamede, terör örgütünün kimyasal silah sabıkasına da yer verildi.
 
Suriye'de kullanılmak üzere Türkiye'den sarin gazı yapımında kullanılan kimyevi maddeler temin etmeye çalışan şebekenin izlenmesi ile ortaya çıkan kimyasal silah bağlantılarının geniş şekilde ele alındığı 132 sayfalık iddianamenin açıklık kazanması ile birlikte, bu konulardaki birçok karanlık nokta da aydınlanmış oldu.
 
DEVLETLER TERÖRÜ KULLANIYOR
 
Adana'da, Terörle Mücadele Kanun'un (TMK) 10'uncu Maddesi ile görevli Cumhuriyet Savcısı'nın hazırladığı iddianamede, öncelikle 'terörizm' kavramı üzerinde duruldu. Değişen dünya dengelerinin terör kavramını da beraberinde getirdiğinden söz edilen iddianamede, bombalı bir saldırıda can veren siyaset bilimci Ahmet Taner Kışlalı'nın terörizmin amacına ilişkin görüşüne yer verilerek, "Çok sayıda devlet tarafından, politikalarını yaşama geçirme yöntemi olarak yaygın bir kullanım alanına sahip olmuştur" denildi. Terör hareketlerinin son yıllardaki kadar dehşet ve korku verici olmadığına değinildikten sonra ise El Kaide örgütünün kuruluşu ile stratejisi üzerinde duruldu.
 
SALDIRILARDAN ÖRNEKLER
 
El Kaide'nin değişik ülkelerde hücre şeklinde oluşturulduğu ve kendi başlarına eylem yapmaya teşvik edildiği vurgulanan iddianamede, 2003- 2010 arasında ülkemizdeki El Kaide saldırıları sıralanarak, örgütün Türk dış temsilcilikleri ve vatandaşlarımıza, ayrıca Türkiye'deki ABD, İsrail ve İngiliz diplomatik kuruluşları ve ticari tesislerinin de hedef seçildiği açıklandı.
 
İddianamede ülkemizde özellikle Selefi-Vehhabi çizgideki radikal referanslı grupların örgüt eylemlerine kanalize edilebildiği, Suriye ve Mısır'da savaşmak üzere çağrılar yapıldığı örnekleri anlatıldı.
 
EL KAİDE TÜRKİYE'DEN ALMAYA ÇALIŞTI
 
Suriye El Kaidesi olarak bilinen Nusret Cephesi'nin sansasyonel eylemler arayışında olduğuna da dikkat çekildikten sonra, bu örgütün Ahrar-ı Şam örgütü ile birlikte Türkiye'den büyük miktarlarda 'sinir sistemini Bozan' sarin gazı ile yakıcı kimyasal madde yapımında kullanılan kimyasal madde temin etmeye çalıştığının anlaşıldığı belirtildi.
 
Teminine çalışılan kimyasal maddelerin niteliği de genişçe anlatılan iddianamede, davaya konu şüphelilerin El Kaide ile Suriye'deki örgütler ve liderleriyle bağlantıları üzerinde duruldu. Bu bölümde, Suudi Arabistan'da yaşayıp, Suriye pasaportu taşıyan bir isimden söz edilerek, ayrıca sahte pasaport şüphelileri olduğu da kaydedildi. Yabancı bir isimden söz edilerek kimyasal silah ve patlayıcılar için parça tedarik etme ve geliştirmesi faaliyetine dikkat çekildi.
 
KİMYASAL SİLAH BAĞLANTISI
 
1925'de Cenevre Anlaşması ile kimyasal gazların savaş sırasında kullanılmasının yasaklandığı, 1938'de sarin gazının keşfedildiği anlatılan iddianamede, ABD'nin sarinin cephaneye uyarlanmasını tasarladığı, sonra da büyük ölçekli olarak ürettiği bilgilerine yer verildi.
 
Savcılık iddianamesinde gazın kullanımı ve geliştirilmesiyle, üretimleri konusunda gelişmelere de yer verilip, kimyasal silahlar ile El Kaide bağlantısı şöyle ifade edildi:
 
"Ahrar-ı Şam ve El Nusrah/Nusra Cephesi'ne bağlı mensuplarca kullanıldığı anlaşıldığından, El Kaide terör örgütü ile kimyasal silahlar/kimyasal maddeler aralarındaki bağlantı görülmektedir."
 
KONUŞMALARA YANSIMIŞ
 
İddianamede, Suriye'deki bazı kimyasal tesislerin El Nusra Cephesi'nin eline geçtiğine ilişkin batı basınında çıkan haberlere de yer verildi. İddianamede yer alan telefon konuşması tapelerinde, bazı kimyasal maddelerin 10 tanesinin 5 bin 500 dolar olduğu, bin dolar da masraf çıkacağı, teslimatın Türkiye dışında yapılacağı, 250 metrelik fitil arayışının sürdüğü, 200 litrelik fıçılarla temin edilen sıvının litresinin 300 dolar olduğu, fosfor ve boksit maddelerin temin edilebildiği, kalitelerine güvenildiğine ilişkin diyaloglar yansıdı.
 
BİLMEDİKLERİ DOĞRU DEĞİL
 
Şüpheliler bu gazları temin etmedeki amaçlarının Suriye'de uçakların kentleri bombaladığı esnada kimyasal maddelerin çıkaracağı beyaz duman sayesinde uçakların orayı tekrar bombalamayacağı; kimyasalların roketlerin ve tankerlerin cilalanması/parlatılması ile ilgili kullanılacağı; silahlı faaliyet yürüten kişilerin yer değiştirirken keskin nişancılardan korunmak amacıyla duman çıkarılması olduğunu öne sürdü. İddianamede ise bu durum, "Şüpheliler temin etmeye çalıştıkları maddelerin sarin gazı oluşturulabileceğini bilmediğinin doğru olmadığı, bu konu hakkında, sürekli farklı, tutarsız şeyler söylediği tespit edilmiştir" diye değerlendirildi.
 
Sanık Hytham Qassap ile satıcılar arasında geçen telefon görüşmesinde, kimyasal madde satıcısı, istenen 8 kimyasal maddeden 2'sinin alım ve satımının devletin iznine bağlı olduğunu söylediği de iddianamede yer aldı

DHA