El-Kurdi'den Arap ve İslam dünyasına çağrı

Filistin ve Kudüs'e Daimi Destek Derneği Başkanı El-Kurdi, "Arap ve İslam dünyası, Aksa'ya yönelik saldırılar karşısında sorumluluklarını üstlenmeli" dedi.

El-Kurdiden Arap ve İslam dünyasına çağrı
30 Temmuz 2015 Perşembe 21:47 tarihinde eklendi.
BEYRUT (AA) - Lübnan'daki Filistin ve Kudüs'e Daimi Destek Derneği, Yahudi yerleşimcilerin Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları karşısında Arap ve İslam dünyasını, sorumluluklarını üstlenmeye davet etti.
 
Filistin ve Kudüs'e Daimi Destek Derneği Başkanı Şeyh Ahmed Derviş El-Kurdi, başkent Beyrut'ta düzenlenen basın toplantısında, son günlerde Mescid-i Aksa'da yaşanan gerginliğe işaret ederek, devlet başkanları, hükümetleri ve parlamentoları, "halkların sessiz kalmayacağı" konusunda uyardı. 
 
Konuşmasında Aksa'da murabıtlara (gönüllüler) selam gönderen Kurdi, "Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıfların gözetmeni sıfatıyla Ürdün hükümetinden Aksa'yı müdafaa etmesi ve sorumluluğunu tam olarak yerine getirmesini istiyoruz" dedi. 
 
- Büyükelçileri çekin çağrısı 
 
Kurdi ayrıca, Amman'ın yanı sıra  İsrail'le diplomatik ilişkiler içerisindeki tüm ülkelerden İsrail büyükelçilerinin çekilmesi gerektiğini savundu. 
 
Dini kurumlardan, Kudüs'teki İsrail saldırılarını kabul etmemesi, siyonist ırkçı politikalarının ortaya çıkarılması için uluslararası platformlarda çalışmalar yapılmasının gerekliliğini vurgulayan Kurdi, "Kudüs meselesi ile siyonist tırmanışın gölgesinde meydana gelen neticeyi ele almak için bir zirve düzenlenmesi gerekiyor. Arap ve İslam dünyası, Aksa'ya yönelik saldırılar karşısında sorumluluklarını üstlenmeli" diye konuştu. 
 
- Arap dışişleri bakanları düzeyinde toplantı çağrısı
 
Toplantıda söz alan Lübnan'daki Cemaati İslami örgütüne mensup milletvekili İmad el-Hut ise Kudüs'ün Yahudileştirilmesi ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saygısızlıkları engellemek için önce Arap dışişleri bakanları düzeyinde olağanüstü bir toplantı yapılması sonra da Arap Birliği'nin konuya ilişkin bir zirve düzenlemesi çağrısında bulundu. 
 
Hut, Müslümanların Mescid-i Aksa'ya yönelik desteğinin önemine işaret ederek, İsrail'in tepkilerden çekindiğini ve tepkilerin boyutunu gözlemlediğini söyledi.
 
Dünya Müslüman Alimler Birliği Kudüs Komitesi Başkanı Şeyh Ahmed el-Umri de İsrail'in Mescid-i Aksa ve Kudüs'e yönelik ihlallerinde, Arapların kendileriyle meşgul olmasından istifade ettiğini öne sürerek, "Siyonist suçluların Aksa ve kadınların kutsallığına yönelik saldırıları, uyanmayı ve Müslümanların bir araya gelmesini gerektirmiyor mu?" dedi. 
 
Yahudi yerleşimciler, 26 Temmuz'da Süleyman Mabedi'nin yıkılışının anıldığı "Tişa BeAv" adı verilen matem günü dolayısıyla sabah saatlerinde İsrail polisi korumasında Aksa avlusuna girmişti. İsrail polisinin, tepki gösteren Filistinlilere müdahalesi sırasında çıkan olaylarda 17 Filistinli ile 4 polis yaralanmış, onlarca kişi atılan göz yaşartıcı gazdan etkilenmişti. Olaylar sırasında bazı Filistinliler de gözaltına alınmıştı.
 
Öte yandan İsrail ve Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te Arabe Vadisi'nde imzalanan Ürdün-İsrail barış antlaşmasına göre, Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar, Ürdün Vakıflar ve Kutsal Değerler Bakanlığına bağlı Kudüs Vakıflar Dairesi himayesine bırakılmıştı.