Emre Aydın ile dobra dobra

İlk albümü “Afili Yalnızlık”ı bundan tam üç yıl önce çıkardı, yer yerinden oynadı. Üstelik albümdeki 10 şarkının 9’unda onun imzası

01 Eylül 2009 Salı 16:01 tarihinde eklendi.

İlk albümü “Afili Yalnızlık”ı bundan tam üç yıl önce çıkardı, yer yerinden oynadı. Üstelik albümdeki 10 şarkının 9’unda onun imzası vardı. 2008’de Avrupa Müzik Ödülleri’nin Türkiye elemelerinde Türkiye’nin En ıyi Sanatçısı seçildi. Ardından 2008 MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde Avrupa’nın En ıyi Sanatçısı ilan edildi. Emre Aydın, şimdilerde ısveç’te ıngilizce albümünü tamamlamaya çalışıyor. Ama Elle dergisinde verdiği röportaja bakılırsa, ülkesi burnunda tütüyor.

 Türkiye’de uzun zamandır aynı ritimlere yazılmış, yaratıcılıktan uzak sıradan sözler dinliyoruz. insan yenilik arıyor...   

- Yeni pek bir şey gelemez Türkiye’ye çünkü kriz meselesi bizi de etkiledi. Ülkenin ekonomisi eğlence sektörüyle birebir ilintilidir. Önce karnını doyurmaya bakarsın, eğlence sonra gelir. Ülkede kriz falan olmaması lazım ki, yeni isim çıkabilsin. Birkaç yıl herhalde bir şey çıkmaz.

Sen de genç bir yeteneksin ama kısa sürede epey yol aldın. Gençlere destek olmak için bir şeyler yapıyor musun?

- Buna çok zaman ayıramıyorum. Hep konserlere, kayıtlara gidip geliyorum. Aslında isterim bir geri vokalim olsun, sahnede bir şeyler öğrensin, bildiğim ne varsa göstereyim, o da bana bildiklerini öğretsin. Sonra onunla beraber bir albüm yapalım...

Yeni albüm ne durumda?

- Yaz sonu çıkacak bir aksilik olmazsa...

Nasıl bir çalışma oldu?

- Birinci albümde konsept yalnızlıktı, bunda efkar. Ama kastıran bir efkar değil. Daha müzikal bir konsept... Ney kullandık, kaval kullandık.

DİZİ VE FİLM İŞİNE BULAŞMAK İSTEMEDİM

Başka yeni projeler de varmış...


- Aynı anda ıngilizce bir albüm de kaydediyoruz. Onun için devamlı ısveç’e gidip geliyorum. O da Türkiye albümünden iki-üç ay sonra çıkar. Eylülün ilk haftası ıngilizce single çıkmış olacak. Herhalde televizyonda videosunu görürüz.

Neden İsveç?

- Esasında üç olasılık var. Birincisi Amerika. Ben zaten orayı çok sevmiyorum, ayrıca oraya girmek çok zor. Çok seçici, çok entelektüel insanlar oldukları için değil, tam tersi. ıngiltere ise bu konuda Avrupa’nın merkezi. Daha evrensel olabilirsin İngiltere’den birileriyle çalışarak. Ama yine kendilerine has, geleneksel olayları var adamların. ısveç ise ıngilizler’in ve Amerikalılar’ın gidip albüm yaptığı yer. ısveç’in özelliği, hem daha kuzeyde kaldığı için piyasadan birebir etkilenmemesi hem de aynı coğrafyada olduğu için gündemi takip edebilmesi.

Dizi, film vesaire teklifleri gelmiyor mu?

- Hiç o işlere bulaşmayı düşünmüyorum.

Sen bir yoldan hızlıca geçtin, bir grup kurdun, bir yarışmaya katıldın, birincilik aldın ve MTV yeteneğini destekledi. Gençlere neler önerirsin hem manevi hem de prosedür olarak?

- Belirli bir prosedürü yok ki... ıyi şarkı yazabilmek, iyi söz yazabilmek, hepsi ayrı ayrı ve göreceli şeyler. Kimine göre çok iyisindir, kimine göre beş para etmezsin. Ve o fikri değiştiremezsin. şunu söyleyebilirim: Biri bu işi yapmak istiyorsa açık olmak durumunda. Benim rastladığım problem şu: Herkes bu işi çok iyi biliyor. “Bilmiyorum” diyen yok nedense! Oysa ben ben hâlâ amatör bir gruptan çok şey öğrenebiliyorum. 

İNGİLİZCE ALBÜM YAPMADAN GİTMEM

Keşke’lerin var mı?


- O kadar büyük bir şey yok ama “Bebeğim” şarkısına keşke video çekseydim. Çekecektik, sonra yaz geldi, kaldı. Bir de ıngilizce albüm yapmadan gitmek istemiyorum hakikaten. Hiçbirini kimse dinlemesin problem değil. Ben evde dinlerim. Bizim dışımızda Tarkan yaptı. Başarılı oldu. Epey seviliyor batılı ülkelerde.
Bir de Sertab bir şeyler yaptı. Yani 70 milyonluk ülkeyiz. Bizim dışımızda her ülkeden birileri var uluslararası işler yapan. Bizde yok. Neden kimse denemiyor, kasmıyor?

Nerede yaşamak isterdin?

- Elimde olsa buradan hiçbir yere gitmem. Ülkemi acayip özlüyorum. Gittiğim an özlüyorum.

Nesini acaba?

- Bir şeyini değil ya. “Ah, ne güzelmiş” filan demiyorum ama orada çok rahat olmuyorum.

Avrupa’nın en iyi sanatçısı, en iyi Türk sanatçısı olunca, filmlerdeki gibi önünde kapılar açılıveriyor mu?

- MTV çok ilgilendi. MTV Türkiye’nin büyük çabası ve katkısıyla MTV International bir single istedi. Ama neyi kazanmış olursan ol, bütün kapılar sana açılmaz.

SEVGİLİYİ BIRAKIN ARKADAŞIM BİLE YOK

Kız arkadaş? Aşk?


- Yok, hiçbir şeyle alakam yok.

 Niye? Çok mu dünyevi geliyor kızlar, müzik daha üst boyutta mı?

- Hayır, duygusal bir tatmin değil bu, hatta duygusal açıdan seni tatminsizleştiriyor bile... Yalnızlaşıyorsun. Çok fazla insan tanıyorum, gerçekten; ama çok arkadaşım yok.

Yüzlerce konser verdin. Nasıl dinleniyorsun peki?

- Daha tatile çıkamadım. Özel gittiğim bir yer de yoktur. Keşke olsaydı ve çabucak dinlenebilseydim ama önce telefonu kapatman gerekiyor, onu keşfettim. Ve nasıl bu hale geldiyse artık, telefonu kapatınca önce ben huzursuz oluyorum, “Ya birine bir şey olduysa ve bana haber veremiyorlarsa” diye. Telefondan kurtulman lazım önce.

Başka ilgi alanları?

- Şiir okuyorum, başka bir şey yok. Film severim, DVD alıyorum. Vanilla Sky’ı hâlâ izlerim mesela. Hamam’ı buldum. Kaçırmıştım, onu izleyeceğim. Taken’ı izledim bir de.

BİR ÇOK MESLEKTAŞIM UYKU HAPI KULLANIYOR

Seni ne kadar seven varsa, bir o kadar da sevmeyen var. Sinirlerin sağlam değilse, atıyorum kendi hakkında bir şeyler okuyup da kendini ısıran biriysen, bundan çok etkilenirsin. ılgilenmemen gerek... ılk zamanlar, yani grupla birlikteyken ben de üzülüyordum. Ama zamanla derin kalınlaşıyor. Müzisyenler genelde duygusal insanlardır, duygularıyla yaşarlar. Bir sürü meslektaşımı biliyorum, uyku hapı falan kullanıyorlar.