Erdoğan, İstanbul Emniyet Müdürü'ne o gece ne emir verdi

İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan darbe girişimi gecesi yaşadığı olayları Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan telefon görüşmelerini anlattı.

Erdoğan, İstanbul Emniyet Müdürüne o gece ne emir verdi
24 Mayıs 2017 Çarşamba 23:33 tarihinde eklendi, 1.021 kez okundu.
İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan darbe girişimi gecesi yaşadığı olayları Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan telefon görüşmelerini anlattı.
 
Çalışkan; "Sayın Cumhurbaşkanımızla gece boyunca birkaç defa telefonla görüştük. Birincisinde durumu sordu, köprüdeki durumu anlatınca 'siz de zırhlı araçlarınıza binip onların üzerine yürüyeceksiniz' talimatını verdi. Bir sonraki yapılan telefon görüşmesinde havaalanındaki durumu sordu"
 
15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün işgal girişimine ilişkin hazırlanan iddianamede müşteki olarak yer olan İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, darbe gecesine ilişkin yaşadıklarını anlattı.
 
İddianamede yer alan ifadesinde Çalışkan, darbe girişimini, DEAŞ terör örgütüne yönelik yardımcılarıyla yaptığı toplantı sırasında kendisini arayan bir müdür yardımcısının bildirmesi üzerine öğrendiğini söyledi.
 
"ÜMİT DÜNDAR'I ARADIM"
 
Çalışkan, "Aradan kısa bir süre sonra Köprülerden Sorumlu Şube Müdürüm aradı, 30-40 kadar askerin polislerin silahlarını almaya çalıştığını söyledi, bunun üzerine 'kesinlikle kimse silah vermeyecek' talimatıyla, Müdür Yardımcısı Yener Ülgütol'u bahsedilen yere gönderdim. Derhal ne olduğunu anlamak için Boğaziçi Köprüsü'ne (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) doğru yola çıktım. Köprüye hareket etmeden odadan çıkarken genel talimat olarak kesinlikle silah verilmeyeceğini belirttim. Bütün müdürlerin ikinci kanala geçmesini benim emrimi beklemesini söyledim. Araca binerken de 1. Ordu komutanı Ümit Dündar beyi arayıp konuyla ilgili bir bilgisi olup olmadığını sordum. Bilgisi olmadığını araştırıp döneceğini söyledi. Bu arada korumalar ile birlikte süratle Boğaz Köprüsüne hareket ettik" dedi.
 
"TÜM BİRİMLER İKİNCİ KANALA"
 
Yolda bir iki kez Dündar'la konuştuklarını ve Dündar'ın da kimseye ulaşamadığını söyleyince 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne geçtiklerini ve orada buluşabileceklerini söylediğini aktaran Çalışkan, "Oraya vardığımda köprü Anadolu’dan Avrupa’ya geçiş yönü kapatılmıştı. Ümit Dündar Bey orada idi. Bir süre sonra il valimiz geldi. Kısa bir değerlendirme yaptık. Ben orada bulunan 15 kadar özel harekat polisi ile ayaküstü bir toplantı yaptım. Köprüyü ele geçirebileceğimizi değerlendirdik. 'Korkan çekinen varsa ayrılabilir' dedim. Hiçbir polis tereddüt etmedi, 'gerekirse ölürüz' dediler. 22.30 sıraların teşkilatı ayakta tutmak, emir komutayı sağlamak ve hareket tarzımızı bütün İstanbul polisine iletmek amacıyla tüm birimlerimi ikinci kanala geçmelerini talimat verdim ve ikinci Kanaldan 'kesinlikle bulunduğumuz yerleri terk etmeyeceğimizi, silah teslim edilmeyeceğini, benim talimatıma göre hareket edilmesini' anons ettim" 
 
"TÜRK POLİSİNE YAKIŞIR ŞEKİLDE HAREKET ETTİLER"
 
İfadesinde, söz konusu anonsun darbe girişiminin seyrini değiştirdiğini belirten Çalışkan, "Genel olarak İstanbul polisinin tamamına yakını emrime göre hareket etti. İstisnaları sonradan tespit ettik ve işlem yaptık. 40 yardımcım, 56 şube müdürüm, 39 ilçe müdürümden hiçbirisi en ufak bir esneme göstermediler. Türk polisine yakışır şekilde görevlerini yerine getirdiler. Bir tanesi dahi tereddüt etmedi. Ara ara vali beyle ve ordu komutanıyla değerlendirme yaptık, onlar bir süre sonra ayrıldılar" ifadesinde bulundu.
 
"TÜRK ASKERİ HALKIN ÜZERİNE ATEŞ AÇMAZ İNANCIYLA ÜZERLERİNE YÜRÜDÜM FAKAT...
 
"Uçak savar ve uzun namlulu silahlarla kendilerine ateş edildiğini belirten Çalışkan, "Benim Türk milletine, Türk ordusuna, Türk askerlerine olan sevgim ve güvenime göre, yine aldığım eğitimlerde çok iyi biliyorum ki hiçbir Türk, hele Türk askeri, halkın üzerine ateş etmez inancından dolayı hiç düşünmeden darbeci askerlerin üzerine doğru yürüdüm. Kesinlikle üzerimize ateş etmeyeceklerine inanıyordum ancak üzerimize doğru ateş etmeye başladılar ve başımızın üzerinden mermiler geçiyordu. Benim 7 yaşından beri inandığım birtakım kutsallarımı yerle bir ettiler, gözümün önünde yaylım ateşi yaptılar, bir değil birkaç defa yaptılar. Bir saniye dahi hedef küçültmedim. Boynumu eğmedim, dimdik yürüdüm" diye konuştu.
 
Yakın koruması Münir Alkan'ın şehit olduğunu, koruma amiri Mehmet Onay ve özel kalem müdürü Özgür Taşdemir'in yaralandığını ifade eden Çalışkan, bulundukları yerde hem vatandaşları korumak hem de zayiatı azaltmak için çok dikkatli hareket etmek zorunda olduklarını anlattı.
 
Çalışkan, "4 defa tankla ateş açtılar, uçaksavarı yüzlerce defa kullandılar, uzun namlulu silahlar sabaha kadar susmadı. Zırhlı araç olarak bir tane Kobramız var idi. Onunla ara ara ateş ediyor ve tankın hedefi olmaması için hareketli tutuyorduk"
 
Başbakan Binali Yıldırım'ın kendisini arayarak "durum nedir" dediğinde "askerlerin köprüyü kapattığını, olağanüstü birtakım gelişmeler olduğunu, İstanbul Polisi olarak teyakkuzda olduklarını ve gereken neyse onu yapacaklarını" belirttiğini vurgulayan Çalışkan, Başbakan'ın sorularına cevap verdiğini söyledi.
 
"CUMHURBAŞKANI, 'SİZ DE ONLARIN ÜZERİNE SÜRÜN' TALİMATINI VERDİ"
 
İstanbul genelinde gerekli tedbirleri aldıklarını belirten Çalışkan, "Sayın Cumhurbaşkanımızla gece boyunca birkaç defa telefonla görüştük. Birincisinde durumu sordu, köprüdeki durumu anlatınca 'siz de zırhlı araçlarınıza binip siz de onların üzerine yürüyeceksiniz' talimatını verdi. Bir sonraki yapılan telefon görüşmesinde havaalanındaki durumu sordu, durumu anlattım, kulenin işgal altında olduğunu söyledim, bu görüşmeden İstanbul’a geleceğini değerlendirdim, kendisine 10-15 dakikada kuleyi kurtaracağımızı arz ettim."
 
"ÖLÜN ÖLDÜRÜN AMA KULEYİ ALIN"
 
Bunun üzerine Havalimanı Müdürü Emre Erdoğan ve Özel Harekat Müdürü Kadri Gençkaya'yı aradığını ifade eden Çalışkan, "Ölün, öldürün ama kuleyi çok hızlı bir şekilde alın" emrini verdiğini söyledi.
 
"CUMHURBAŞKANIN O GECE İSTANBUL'A GELECEĞİNİ BİLMİYORDUM"
 
Bu talimatı üzerine 15 dakika sonra kuleyi aldıklarını vurgulayan Çalışkan, "Ben de Sayın Cumhurbaşkanımıza durumu bildirdim. İstanbul’a inene kadar İstanbul’a geleceğini bilmiyordum. O gece onlarca personelime gerekirse ölün fakat yerinizi terk etmeyin, ya da ölün öldürün belirttiğim yerleri kurtarın şeklinde hiç de kolay olmayan öl emrini defalarca verdim. Allah’a şükürler olsun ki hiçbir personelim milim tereddüt etmediler, 'emredersin' diyerek tabancayla MP-5 ile tankın, helikopterin uzun namlulu silahların önüne çıktılar" ifadesinde bulundu.
 
 
 
Ümit TÜRK/İSTANBUL,(DHA)