Sabah sabah gazeteyi elime aldım, arasından magazin ilavesi yere düştü; manşette kocaman bir resim, at nalı gibi bir başlık ''Etin jönü''.

''Etin jönü'' nedir diye bakarken, kovboy kılıklı, kıllı, bıyıklı, şapkalı bir adam suratıma pis pis sırıtıyordu.

Ekranda bir yerlerde gördüğüm aşina bu yüzmüş etin jönü !

Halbuki ben etin jönü olarak; kuzu pirzola, küşleme, bonfileyi beklerken karşıma çıkan adama mı kızayım yoksa o manşeti atan arkadaşa mı bilemedim, gittim mutfağa kahvaltı sofrasında beni bekleyen Neslihan Hanıma şarladım !

Etin Jönü diye parlatılan arkadaş, bir kasap, hepsi bu !

İşini iyi yapan bir kasap olabilir, jön kasap da olabilir ama, etin jönü olamaz.

Bu; pirzolaya hakarettir ya !

Bu etin jönü (!) arkadaşın en büyük hayali, et akademisi kurmakmış !

Ne ulvi bir davranış, ama bu da olmaz be Jön Abi.

Akademi; bir konu başlığında bilim üretilen yerdir, sen etin akademisinde ne yapacaksın, bilinmeyen neyi bilimsel çalışmalarla ortaya koyacaksın ki ?

Eğer bilgini, becerini, deneyimlerini başkalarına da aktarmak istiyorsan yapacağın, kasap okulu açmaktır.

Biliyorum, ''kasap okulu'' havalı olmadı, akademi deyince aynı ''etin jönü'' gibi pırıl pırıl bir vitrin.

Ve sıkı durun, bu etin jönü, merkezi İngiltere'deki Kasap Okulu'nun Antalya şubesinin ilk mezunuymuş !

İngiliz Kasap Okulu demiş, bizim Jön'e bu yetmez, akademi olmalı, oradan et kesme profesörü, kemik sıyırma doçenti, kıyma çekme doktorları yetiştirecek !

Okulun ilk mezunuymuş Jön Abi, demek ki tek kişilik bir okulun biricik öğrencisiymiş !

Bu kelime; okulun ilk mezunlarından olmalıydı, ama et akademisi açacak adamı bu cümle keser mi ?

Kasapsın be arkadaş, Üsküdar'daki bizim 50 yıllık Kasap Mustafa, seni etle döver valla.

Bu kadar yanlışın ve abartının altında yatan; okuyucuya saygısızlık, ''reklamın iyisi kötüsü olmaz'' anlayışının geldiği noktadır.

Başlıkta, ''dozunda'' abartı kabul edilebilir ama, Etin Jönü olmaz, et akademisi açılmaz !

Bu arkadaşların üstadı zat da demiş ki, ''Eti koldan, kızı soydan alacaksın''.

Bu özlü sözden sonra bana da bir mani yazmak düştü:

Kasabımın satırı

Nereden buldun katırı

Üzerine bin git

Yeşilçam aha orası