Eurovision’a kim gidecek ?

Birkaç yıl üst üste Eurovision’a rockçı gönderen TRT yöneticilerinde, “Acaba bu sefer popçulardan birini mi seçsek?” fikri daha baskın. O yüzden Duman’la Şebnem Ferah’ın şansı az. Geriye kalıyor Atiye, Hande Yener ve Murat Boz..

Eurovisiona kim gidecek ?
21 Kasım 2011 Pazartesi 08:22 tarihinde eklendi, 2.060 kez okundu.

 

Hafta sonu Antakya’daydım. Çünkü Sevinç Baloğlu’nun TRT Türk için hazırladığı ‘Yaşayan Bellek Masalla Gerçek Arasında; Antakya’ belgeselinin galası vardı.
 
TRT yöneticileriyle Antakya’da buluştuğumuz gün, 2012’de Bakü’de yapılacak Eurovision için kimlere teklif götüreceklerine ilişkin haberler vardı medyada.
 
TRT’nin Atiye, Murat Boz, Şebnem Ferah, Duman ve Hande Yener’le görüşüp Eurovision için şarkı sipariş edeceği şeklindeydi haber.
 
Önce TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’e sordum konuyu, sonra Genel Müdür Yardımcısı Zeynel Koç’a.
İkisi de Eurovision için isim telaffuz etmedi, “Henüz eleme aşamasındayız” dedi.
Ancak edindiğim izlenim şu:
 
Birkaç yıl üst üste Eurovision’a rockçı gönderen TRT yöneticilerinde, “Acaba bu sefer popçulardan birini mi seçsek?” fikri daha baskın.
 
O yüzden Duman’la Şebnem Ferah’ın şansı az. Geriye kalıyor Atiye, Hande Yener ve  Murat Boz.
TRT, Eurovision’un kaderini belirleyen SMS oylarının 13-18 yaş grubundan geldiğini de dikkate alarak bir tercih yapacak.
 
Ben olsam Hande Yener veya Atiye’yi gönderirdim, ama anlaşılan o ki şimdilik Murat Boz’a daha bir yakın TRT.
 
BELGESEL BİZİM NEYİMİZE!
 
TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT Yönetim Kurulu Üyeleri ve TRT Genel Müdür Yardımcısı Zeynel Koç’un da katıldığı ‘Masalla Gerçek Arasında; Antakya’ belgeselinin Antakya Ottoman Palace’daki galasında önce ‘Medeniyetler Korosu’ sahne aldı.
 
Antakya Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in konuşmalarının ardından ‘Medeniyetler Korosu’ birkaç şarkı daha söyleyip, sahneden indi.
 
Sıra gecenin yapılış amacı olan belgeselin gösterimine geldi.
 
Ben diyeyim en öndeki protokolle arkasındaki bir sıra kaldı salonda, siz deyin ‘2.5, 3 sıra’, gerisi anında karıştı kayıplara.
 
Salondaki 200’den fazla davetliden taş çatlasın 30-40 kişi izledi belgeseli. Diğerleri ne mi yaptı?
Belgeselin jeneriğini bile beklemeden çekip gitti.
 
İnsanların, “TV’de ne tür programlar izlemek istiyorsunuz? Magazin mi, dizi mi, belgesel mi?” tarzındaki anket sorularına yalandan ‘belgesel’ demelerini anlarım, ama şunu anlamam mümkün değil:
O gecenin adı zaten belgesel galası. Müzikleri ve konuşmaları dinle, belgesel başladığında çık dışarıya.
Olacak iş mi?
 
MEDENİYETLER KOROSU NOBEL’E ANTAKYA GASTRONOMİYE ADAY!
 
7 bin 500 yıl boyunca ev sahipliği yaptığı üç semavi dinin izlerini günümüze taşıyan Antakya’nın sembollerinden biri de ‘Medeniyetler Korosu’.
 
Antakya’da yaşayan her dinden ve meslekten 28 kadın, 16 erkek ve 10 müzisyenin görev yaptığı ‘Medeniyetler Korosu’nun Şefi Yılmaz Özfırat, sahne aldıkları TRT Türk’ün gecesinde ilginç bir açıklama yaptı.
“2012 Nobel Barış Ödülü’ne adayız. İnşallah, bu ödülü ülkemizi karalamadan alırız” diyen Özfırat’a konserden sonra Nobel ödüllü tek Türk olan Orhan Pamuk’a gönderme yapmak amacıyla mı böyle bir açıklama yaptığını sordum.
 
Özfırat, “Evet, o lafın içinde öyle bir gönderme de var, karşımıza çıkan bir gerçeğin ifadesi de. Ekim 2012’de belli olacak ‘Nobel Barış Ödülü’nün adayları arasında Çin’li aktivistler var. Onlar sürekli ülkelerini kötüleyerek PR yapıyorlar. Bizim de onlar gibi ülkemiz aleyhinde açıklamalar yapıp, ödül için avantajlı duruma geçmemiz istendi, asıl kastettiğim şey buydu” dedi.
 
Museviler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar için ayrı öneme sahip çan,  hazzan ve ezan sesinin iç içe geçtiği Antakya da yemek kültürüyle UNESCO’nun ‘Kreatif Şehirler’ine aday oldu. Güney Kore’nin başkenti Seul’de yapılan UNESCO’nun Kreatif Şehirler Toplantısı’ndan (Creative Cities) gelip, ayağının tozuyla TRT Türk’ün etkinliğine katılan Antakya Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, şunları söyledi:
 
“600’ün üstünde yemeğimiz var. UNESCO’nun Kreatif Şehirler yarışmasının ‘Gastronomi Şehri’ dalında yaptığımız başvuru kabul edildi. Seul’de yaptığımız sunum çok beğenildi ve UNESCO tarafından izlenmeye alındık. Bundan sonra beklentimiz UNESCO’nun, Kolombiya’nın Popayan, Çin’in Chengdu ve İsviçre’nin Östersund şehirlerinden sonra dünyanın dördüncü ‘gastronomi şehri’ olarak Antakya’yı ilan etmesi. Çünkü Antakya, hak ediyor bunu.”
 
Ali Eyübloğlu / Milliyet