Fenerbahçe Divan Kurulu'nda herkes ağladı

Kalamış'taki Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirilen Yüksek Divan Kurulu toplantısında duygu yüklü anlar yaşandı.

Fenerbahçe Divan Kurulunda herkes ağladı
23 Temmuz 2011 Cumartesi 13:21 tarihinde eklendi, 2.385 kez okundu.

 

Şike soruşturması kapsamanında tutuklanan Başkan Aziz Yıldırım, Asbaşkanlar Şekip Mosturoğlu ve İlhan Ekşioğlu'ndan yoksun başlayan toplantı İstaklal Marşımızın okunması ve saygı duruşu yapılmasıyla başladı.  Ardından Yüskek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay'ın konuşmasıyla devam etti.
 
Günay'dan sonra kürsüye çıkan Nihat Özdemir'in konuşması sırasında salondakiler gözyaşlarını tutamadı. Konuşmasının sonuna doğru duygulanan kulüp başkanvekili Nihat Özdemir, “Son söz olarak, tarihe buradan not düşmek istiyorum. Sevgili Fenerbahçe taraftarları, sevgili üyelerimiz, gönlünüz rahat olsun. Her şey gelir, her şey geçer, Fenerbahçe sonsuza dek kalır” dedikten sonra gözyaşlarına engel olamadı.
 
Bu sırada, Yüksek Divan Kurulu üyeleri ayağa kalkarak Nihat Özdemir'i uzun süre alkışlarken, üyelerin de ağladıkları gözlendi.
 
Özdemir, teşekkür ettikten sonra dışarı çıktı ve hava aldıktan sonra salona yeniden döndü.
 
İşte Özdemir'in konuşması:
 
“Bugün aslında sizlerin huzuruna futboldaki ve amatör şubelerimizdeki şampiyonluklarımızı konuşmak, kulübümüzün bu başarılardaki alın terini, Türk sporunun ileri gitmesi yönündeki çabalarımızı, yetiştirdiğimiz şampiyonları anlatmak için çıkacaktık. Ancak hepimizin yakından takip ettiği gibi başkanımız Aziz Yıldırım, asbaşkanlarımız Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, mali işler müdürümüz Tamer Yelkovan ve altyapı koordinatörümüz Cemil Turan'ın hiç hak etmedikleri suçlamalarla göz altına alınmaları hepimizi derinden yaralamış ve geldiğimiz noktada yapılan bu haksızlıklar haklı başarılarımıza gölge düşürmüştür. Ümidimiz, başkanımız ve diğer arkadaşlarımızın bu hukuki süreçten en kısa sürede, aklanarak çıkmaları ve burada bizimle olmalarıdır.”
 
“YARGI SÜRECİNE SAYGIMIZ SONSUZ”
 
Nihat Özdemir, yargı sürecine olan saygılarının sonsuz olduğunu ifade ederek, “Bu yaklaşımımız ortadadır. Bu nedenle, buradan yargı sürecine dair herhangi bir açıklama yapmayı uygun bulmuyoruz, kaldı ki avukatlarımız zaten süreci yakinen, an be an takip etmektedirler” dedi.
 
Ancak bu noktada, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) nezdinde yürütülen süreç ile alakalı birkaç noktaya değinmek lüzumu bulunduğunu anlatan Özdemir, şunları söyledi:
 
“TFF bu süreci kendi düzenlemelerine uygun bir şekilde yürütmek yasal zorunluluğu altındadır. Bu açıdan, değerlendirildiğinde asıl mesele, ne kadar kısa bir sürede karar verileceği değil, verilecek kararın adil bir yargılama neticesi olarak hukuka ve hakkaniyete uygun bir şekilde çıkıp çıkmayacağıdır. Süreç içerisinde kişi ve kurumları gereksiz bir aceleyle yanlış karar almaya yönelten her türlü yorumdan ve değerlendirmeden başta futbol ailesinin fertleri ve basın olmak üzere herkesin kaçınması gerekmektedir. Bu noktada, bazı odaklar tarafından, Futbol Federasyonu'nun engizisyon mahkemeleri gibi çalışmasını ve herhangi bir delil ve belgeye dayanmadan, başarılarla dolu 104 yıllık geçmişe sahip kulübümüz aleyhinde karar almasını temenni etmek, en temel hukuk prensiplerinden biri olan 'savunma hakkının ihlali' olacağı aşikardır.”
 
“İLGİLİLERİ HUKUKA RİAYET ETMEYE DAVET EDİYORUZ”
 
TFF'ye ilişkin açıklamalarını sürdüren Özdemir, “Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, soruşturmaya ilişkin tüm bilgi ve belgeler federasyon ile paylaşılmadıkça, kimin hangi suçla suçlandığı somut bir şekilde gözler önüne serilmedikçe ve bu konuda savunma yapma imkanı ilgililere tanınıp kimin suçlu kimin suçsuz olduğu net bir şekilde ortaya çıkmadıkça sürecin hukuken doğru yürümemiş sayılacağı kanaatindeyiz ve bu vesileyle ilgilileri hukuka riayet etmeye davet ediyoruz” diye konuştu.
 
Nihat Özdemir, yargı sürecinin devam ettiğine işaret ederek, “Her açıklamamızda, yargı sürecinin devam ettiğine vurgu yaptık ve medya yoluyla yargıyı ve federasyonu etkileme hevesinde olanlara, yargısız infazın baş aktörleri olmaya soyunanlara ve popülizmle günü kurtarmaya çalışanlara karşı tepkimizi dile getirdik” dedi.
 
Kulüp başkan vekili Özdemir, yaşanan bu olayların özellikle medyadaki bir takım isimler tarafından kasıtlı bir şekilde yanlış yerlere çekildiğini savunup, çeşitli çevrelerden yapılan sorumsuz açıklamaların, başta masumiyet karinesi olmak üzere hukukun temel pek çok prensibini ayaklar altına aldığını savunarak, “Savunma hakkı ve adil yargılanma gibi temel hukuk prensiplerine zarar vererek, kamuoyunu ve özellikle Türkiye Futbol Federasyonunu da etkilemiştir. Kulübümüz yaptığı tüm açıklamalarda bu yasa dışı gelişmelere dikkat çekmiş ve tüm tarafları sağduyuya davet etmiştir” ifadesini kullandı.
 
UEFA'NIN KONUYA BAKIŞI
 
Nihat Özdemir, TFF'nin, UEFA ile olan görüşmelerine de değinerek, şöyle devam etti:
 
“UEFA, başkanımız Sayın Aziz Yıldırım'ın ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızın, yargı sürecinde mahkum olmadıkları sürece, herhangi bir ön yargı oluşturulmaması ve kulübümüzün, Şampiyonlar Ligi'ne ve Türkiye liglerine devam etmesi gerektiği görüşünü savunmuştur. UEFA, aynı zamanda ilk günden beri tüm açıklamalarında masumiyet karinesi ilkesine dikkat çekmiştir. Temennimiz ve beklentimiz TFF'nin de bu doğrultuda en doğru kararı almasıdır.”
 
“YARGISIZ İNFAZCILAR İNSAN İÇİNE ÇIKAMAYACAK”
 
Nihat Özdemir, TFF'nin çok önemli bir misyonunun daha bulunduğunu anlatarak, şöyle dedi:
 
“O da, medyayı ve camiaları içine çekilmek istenen karmaşadan koruyup, bu durumun daha büyük bir kaosa dönüşmesini önlemektir. Bu yalnızca TFF'nin elindedir. Sadece futbolda değil, pek çok branşta ülke sporunun gelişimini engelleyecek, uluslararası arenada ülke itibarını zedeleyecek, kendi kendimize zarar verecek söylemlerden ve bilinçli bilgi kirliliğinden artık vazgeçilmelidir. Tekrar söylüyorum, şimdi hukuki sürecin tamamlanmasını hep birlikte bekleyeceğiz. Türk adaletine güvenimiz sonsuzdur. En sonunda da hak yerini bulacak, kulübümüz aklanacak ve yargısız infazcılar insan içine çıkamayacak duruma gelecektir.”
 
“BAŞKANIMIZ İLK KEZ TOPLANTIYA KATILAMIYOR”
 
Özdemir, Aziz Yıldırım'ın 13 yıllık başkanlık döneminde ilk kez bir Yüksek Divan Kurulu Toplantısı'nda bulunamadığını belirterek, Aziz Yıldırım'ın “Bir Farkla” başlığıyla yazdığı mektuptan alıntılar yaptı.
 
Fenerbahçe Kulübü'nün, 9 branşta, 2000'e yakın lisanslı sporcusu, 700 civarında personeli ile Türk sporunun lokomotifi olduğunu bildiren Özdemir, şu ifadeleri kullandı:
 
“Biz bunun bir parçası olmaktan gurur duyduk ve daima da gurur duyacağız. Biz Fenerbahçe olarak, 2010-2011 sezonuna, bir tek sezona 389 altın, 221 gümüş, 194 bronz madalya sığdırdık. Biz Fenerbahçe olarak, bir sezona, 34 Türkiye şampiyonluğu, 9 Türkiye ikinciliği, 6 Türkiye üçüncülüğü, 1 Dünya şampiyonluğu, 1 Balkan şampiyonluğu, 5 Avrupa şampiyonluğu, 6 Avrupa üçüncülüğü, 3 Avrupa ikinciliği, 3 İstanbul şampiyonluğu, 2 İstanbul ikinciliği sığdırdık. Bu olağanüstü zaferler, alın teriyle, emekle, sabırla, sistemle kazanıldı. Hepsi, dünyanın her bir yanındaki her bir Fenerbahçelinin emeğidir, haklı gururudur. Buna şüpheyle bakmak, bu büyüklüğü görmezden gelmek affedilemez bir insafsızlık olur.”
 
“ALNIMIZ AK, BAŞIMIZ DİKTİR”
 
Nihat Özdemir, sadece Fenerbahçelilerin değil, 2010-2011 sezonu şampiyonluk yarışının bir parçası olan tüm sporseverlerin, o günleri, o maçları hatırlaması gerektiğine de dikkati çekerek, “Arkadaşlar, biz 2010-2011 futbol sezonunu sahada yaşadık. Son dakikalara kadar gidip gelen maçlarda yüreğimiz ağzımıza geldi. Hocamızın ve futbolcularımızın ilk günden itibaren söyledikleri gibi tüm maçları alın terimizle kazandık. Kimse bize başka bir şey anlatmasın. Bizim alnımız aktır, başımız diktir” diye konuştu.
 
En büyük delilin kıran kırana geçen maçlar olduğunu vurgulayan Özdemir, “Delilse en büyük delil, milyonların izlediği kıran kırana geçen maçlar, delilse en büyük delil, uzatma dakikalarında kale sahamızda gol arayan rakip kaleciler, delilse en büyük delil, Fenerbahçe'ye gol attıktan sonra korner direğini tekmeleyen futbolculardır. En büyük delil alın terimizdir” dedi.
 
“FIRSATÇILIKLA GÖLGE DÜŞÜRMEYE ÇALIŞANLARA...”
 
Spor Toto Süper Lig'de geride kalan sezonun ikinci yarısında 17 maçta 16 galibiyet almalarıyla ilgili yapılan spekülasyonlara da değinen Özdemir, “17'de 16'lık galibiyet serimize bugün büyük bir fırsatçılıkla gölge düşürmek isteyenlere de en büyük kanıtımız, yine kendileriyle oynadığımız ve kazandığımız maçlardır” ifadesini kullandı.
 
TARAFTARLARA DA SESLENDİ
 
Konuşmasında Fenerbahçeli taraftarlara da seslenen Özdemir, şöyle devam etti:
 
“Fenerbahçe sahipsiz değildir. Fenerbahçe'nin haysiyeti hepimizin haysiyetidir. Bugün karşınızda her şeyden önce onuru için yaşayan, gönlünü aklıyla birlikte sarı laciverte bağlamış Fenerbahçe sevdalıları olarak bulunuyoruz. Atılan bir gole sevinen, yenilen bir gole üzülen tüm Fenerbahçe taraftarları gibi. Tribünde hiç tanımadığı bir insana sevinçle sımsıkı sarılan yeri geldiğinde beraberce gözyaşı döken ortak noktası Fenerbahçelilik ruhu olan taraftarlar gibi. Camiamızın hakkını hukuk çerçevesinde arayacağız ve hukuki tüm yolları seferber ederek, hakkımız ne ise sonuna kadar takipçisi olacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Fenerbahçe çalışmaya devam ediyor. Sporcusundan doktoruna, yöneticisinden malzemecisine kadar. Bir asırdır nasıl çalışıyorsa şimdi de öyle çalışıyor. Bundan hiç kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın. Bizim en değerli varlığımız onurumuz, en büyük sevgimiz Fenerbahçe'dir. Bunu herkes duysun. Tüm Türkiye bilsin. Kimse unutmasın. Bugün karşınıza onuru için yaşayan Fenerbahçe Yönetim Kurulu olarak çıktık. Bugün karşınıza onuru için yaşayan birer Fenerbahçe taraftarı olarak çıktık. Bugün karşınıza onuruyla var olan Fenerbahçe Spor Kulübü adına çıktık. Çok iyi biliyoruz, Fenerbahçe'yi Fenerbahçe yapan en önemli değeri, yani taraftarı kulübünün her zaman yanındadır. Biz de sonuna dek onların yanındayız.”
 
104 YILLIK KOCA ÇINAR
 
“Fenerbahçe bir günde kurulmadı, bir günde de yıkılmaz” diyen Özdemir, “Fenerbahçe ne bir günde yok edilir, ne de Fenerbahçe gibi bir kulüp 100 yıl daha geçse yeniden oluşturulabilinir” dedi.
 
104 yıllık koca bir çınar olan Fenerbahçe'nin dimdik ayakta olduğunu belirten Özdemir, şöyle konuştu:
 
“Camiamızın tüm fertleri, dünyada eşine az rastlanabilecek bir dayanışma ruhuyla tek yürek olarak hareket etmekte ve bu kulübün eşsiz gücünü dosta düşmana en güzel şekilde göstermektedir. Topuk Yaylası'na annesinin kucağında gelen 10 aylık bebek hepimizi duygulandırmış, geleceğimizin de emin ellerde olduğunu bir kez daha hatırlatmıştır. Sizlerden ricamız, desteklerinizi her zaman olduğu gibi bugün de bizlere hissettirmenizdir. Bugünleri hep birlikte, tek vücut olarak aşacağımıza inanıyoruz. Gün birlik ve beraberlik günüdür, safları sıklaştıralım, kulübümüze zarar vermek isteyenlere tek yumruk halinde karşı çıkalım.”