Feyzioğlu’na “babalı” gönderme

AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'na çok sert eleştirilerde bulundu.

Feyzioğluna “babalı” gönderme
08 Ocak 2014 Çarşamba 13:23 tarihinde eklendi, 1.133 kez okundu.
Hüseyin Çelik, yeniden yargılama ile ilgili açıklama yapıyor.
 
Hüseyin Çelik'in açıklamasından satır başları:
 
Yeniden yargılama Ergenekon terörö örgütünü yok saymak değil. Keşke her zaman barolar birliği yapıcı katkı sunmak istese biz bundan büyük memnuniyet duyarız.
 
Henüz Adalet Bakanlığı'ndan bununla ilgili bir çalışma yapılmadı. Bununla ilgili nihai hüküm verilmeden Barolar Başkanı büyük bir beklenti oluşturdu. Başkan şov yapmaya devam ediyor. Ben hiçbir profesyonel siyasetçiye güvenmem diyor. Başbakanla görüşüyorsunuz ve ben Başbakan'a güvenmiyorum diyorsunuz. Feyzioğlu'nun siyasete sıcak bakmamasının nedeni rahmetli babası Turhan Feyzioğlu'nun siyasette her zaman hüsrana uğramış olmasından olabilir. Sayın Feyzioğlu siz bu usülle fayda sağlayamazsınız.
 
Sayın Feyzioğlu'nun istediği iade-i muhakeme değil, sıfırdan muhakeme. Hızını alamayıp Silivri'ye gitti, her şekilde sizi buradan çıkaracağız, fakat hangi yolla çıkmak istersiniz diyor. Kendini yasama ve yürütmenin yerine koyuyor, hem başbakana güvenmediğini söylüyor. Ben hayret ediyorum. Medya da buna teşne ediyor. Televizyon kanallara hangi kanala Feyzioğlu'nu çıkaracağını şaşırmış durumda.
 
Biz tüm vesayetlere kapalıyız.
 
Ulusalcı çevrelerin fetva emini Sabih Kanadoğlu hemen ne olması gerektiğine kara veriyor. Ne olması gerektiğine TBMM karar verecek. Barolar ancak katkı sağlayabilir. Bu yol çıkmaz yoldur, beni bağışlasın Sayın Feyzioğlu.
 
ULUDERE KARARI
Uludere'deki olayı hatırlamaya çalışalım. Olayın hemen ardından MKYK toplantısı vardı. Toplantı sonrası yaptığım açıklamada bunun operayson kazası olduğunu söylemiştim. Ama burada bir hata, eksik, ihmal, kasıt varsa bunun gereği yapılmalıdır dedim. Kasıt meselesini düşünmek bile istemiyorum. Neticede sivil mahkemeler görevsizlik kararı verdi. Askeri mahkeme de kararını açıkladı. Bir hata var diyorlar, kaçınılmaz bir hata var diyor. Hadisenin ardından biz meseleye legal veya illegal yollardan rıskını kazanmaya çalışan insanların buna hedef olduğunu, ama ailelerinin acısını bir nebze hafifletmek için onlara maddi yardım yapılması için hükümet bütün imkanlarını seferber etti. Normalde 20 bin lira gibi bir tazminat konuşuluyorken, Sayın Başbakanımız her bir aileye 120 bin lira ödenmesine karar verildi.
 
Bu karar nihai karar değildir. Burada hukuki süreç tamamlanmış değil. Bugün çıkan karar benim vicdanımı tatmin etmedi. Hrant Dink davasında da aynı şeyi söylemiştim.

'HSYK İLE İLGİLİ TARTIŞMALAR NORMAL'
Dün akşam TBMM'ye bir kanun teklifi verildi HSYK ile ilgili. HSYK'nın yapısı referandumla değişti. Fakat 159. maddenin son fırkası buradaki bazı detaylara kanuna bırakılmıştır. Bunun üzerinden tartışmalar yapılması hukuk devletinin demokrasinin gereğidir, olabilir. 159. madde gereği HSYK'nın aldığı kararlar yargı denetiminin dışındadır. Adalet Bakanlığı'na devrettiğiniz zaman tüm Meclis denetimi var, Danıştay'ın denetimi var, halkın iradesinin denetimi var. Bütün bunlar konuşulacaktır.
 
KILIÇDAROĞLU'NA YANIT
Kılıçdaroğlu bir süredir partimize yönelik ahlak sınırlarını aşan, toptancı üslubu var. Dün Başbakan'a çağrıda bulunuyor 11 maddelik. Bu güzel. Ama arkasından Suriye meselesinde diyor ki senin iki elinde müslümanların kanı vardır diyor. Böyle bir lideri işbirliğine çağırıyorsun. Sayın Başbakan Bakanlar kurulunu toplasın çete orada diyor. Çetenin reisi de orada diyor. Bu neterbiyedir, bu ne ahlaktır. Siz çete lideri deidğiniz bir insanlar bir şey yapalım diye teklifte bulunuyorsunuz. Size gülmezler mi? Sayın Bahçeli de bütün bakanlar kuruluna yolsuzluk içindesiniz diyor. Edep yahu! Senin bakanının bizzat kendisi yolsuzluktan Yüce Divan'a gönderildi. Hangi AK Parti üyesi bunu topyekün partinize mal etti?
 
Kılıçdaroğlu utanmadan yalan söylüyor. 247 milyarlık yolsuzluk yaptılar diyor. Hani nerede bu rakam? Bu rakam insanın dudağını uçuklatır. Bu para nereden çıktı. Bazı bakanların çocuklarıyla ilgili ortada iddia var. bunlarla ilgili mahkeme karar verecek. Eğer çaldığı ispat edilirse hep birlikte ona hırsız diyeceğiz. Ama iddialar üzerine AK PArti'nin bütün mensupğlarını siz hangi hakla bu şekilde itham edersiniz. Biz bir siyasi hata yaparsak bunun bedelini öderiz. AK PArtili suç işlerse er ya da geç hukuka bunun hesabını verecek. Kılıödaroğlu utanmadan diyor ki yolsuzlujları müdafa ediyor dedi. Sayın Başbakan 'Evladım bile olsa affetmem' dedi. Başbakan çıkıp da mal varlığını açıklayabiliyor mu diyor. Hem başbakanlığın sitesini tıklayın. Başbakan bunu özgeçmişinin altına koymuş ve sürekli güncelleniyor. Bunu Başbakan olduğundan beri yapıyor. Bu kadar açıkken günlerdir yapılan bu karalamalr siyasi edeple bağdaşır mı? Seçime gideceğiz. Barış içinde yarış olsun. Her gün yalan makinası gibi yalan üreten ana muhalefet partisinin başkanına ne diyelim biz? Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini ciddiye aldığımızdan değil, halkımızı ciddiye aldığımız için cevap veriyorum. AK Partili'ler sorgulanamaz diye bir şey yok. Kim yanlış yaparsa bunun bedelini öder.
 
Yeniden yargılanma son nokta konulmuş davalar için geçerli. Ergenekonla ilgili karar çıktı, 5 ayda beri gerekçeli karar yayınlanmadı. Biz başından beri hep şunu söyledik. Biz tutukluluğu istisnai hale getirdik. Yeniden yargılanma bu insanların pür-u pak dışarı çıkacağı anlamına gelmez. Toplumda böyle bir beklenti oluşturmayalım. Bunun 17 Aralık'la bir ilgisi yok.