Yazarlar

Kadir Çelik
Geçmişi unutmak mümkün mü?

Ekrem Dumanlı, serbest bırakılmasına rağmen,  öfkesi, isyanı fren yapmamış, iyice gaza yüklenmişti. 

Hakime sormuş Dumanlı, "Bana suçumu söyleyin" demiş, aldığı yanıt tatmin etmemiş olmalı ki,
"İki köşe yazısı bir haberle böyle suç olur mu" isyanında. 

Tuncay Özkan da, Ergenekon hakimlerine bu soruyu sormuştu, tam altı boyunca !

Hep sordu ve hep karşılığında disiplin cezaları aldı.

Hücrede yattı, görüş izinleri kapatıldı. 

"Suçum ne" sorusu demek ki vicdanlara çizik atıyordu. 

Tuncay Özkan, Nedim Şener, Ahmet Şık ve diğerleri "suçum ne" diye haykırırken, Zaman
Gazetesi'nden,  Samanyolu'ndan ses çıkmıyordu. 

Sessiz kalsalar bu bile anlaşılabilirdi, Ama onlar Ergenekon ve Balyoz'dan tutuklanan herkesi peşin peşin infaz etmişlerdi !

O günleri anımsatınca, kimi arkadaşlar kızıp, "Gün, basın özgürlüğüne sahip çıkma günüdür" deyip, geçmişe mazi olmuşa gazi nakaratanı haykırıyorlar.

Bu kadar tutarsız olunmaz, olunamaz.

Sırf Tayyip Erdoğan'a karşı olmak adına, geçmiş "mazi" diyerek unutulmaz.

Geçen gün, intihar eden Yarbay Ali Tatar'ın ölümünün 5. yıldönümüydü. 

Eğer "kumpas" olmasaydı Ali Yarbay, Murat Albay yaşıyor olacaktı. 

Bakın o günkü Samanyolu haberlerine, Zaman'daki yazılara.

Adamlık; ayağına basıldığında değil, bir başkasının ayağına basıldığında o acıyı duymak ve "ah" demektir.

Yoksa; ayağına basılan her insan acıyla feryat eder.
Paylaş :