'Gizli belge' davada yeni bilirkişi heyeti

İZMİR 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 357 tutuksuz sanığın yargılandığı 'Gizli bilgi ve belge bulundurma' davasına devam edildi. Sanık Hakan Oğuzhan'ın işyerindeki aramada bulunan işyeri sahibi tanık olarak dinlendi.

Gizli belge davada yeni bilirkişi heyeti
25 Mayıs 2015 Pazartesi 16:52 tarihinde eklendi.
Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, teknik bilirkişi heyetinin mazaret beyan ettiklerini, bu nedenle İzmir'deki 5 üniversiteden yeni bilirkişi listesi istediklerini söyledi.
 
TMK 10'uncu maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın 'Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma' suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar istenmişti. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından 'Fişlendiği' iddia edilmişti. 'Çete elebaşı' olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verileri kaydetmek, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından ömür boyu ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise, 'Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek' suçlamasıyla 2-6 yıl hapis cezası istenmişti.
 
Uzun süre tutuklu kalan aralarında askerlerin de bulunduğu 79 sanık serbest kaldı. 357 sanıklı, tutuklunun bulunmadığı davaya İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Sanık avukatları, her ne kadar daha önceki mahkeme heyeti reddetmiş olsa da dosyada bulunan imajların kendilerine verilmesini isteklerini yinelediklerini belirterek, bu konudaki Anayasa Mahkemesi kararlarını hatırlattı. Daha sonra, sanık Saygın Özdemir'in evinde yapılan aramaya katılan polis memurları tanık olarak dinlenildi. Polis memuru Fehmi Apaydın, arama tebliğ edildikten sonra amirleriyle birlikte adrese gittiklerini, teknik personel olduğu için evde sadece kamerayla çekim yaptığını belirtti.
 
Mahkeme başkanının, "Özdemir 'bana arama kararı gösterildi, ancak okumama izin vermediler' diyor. Bundan haberin var mı?" sorusu üzerine bu konuda bilgisi olmadığını söyledi.
 
Apaydın, sanığın askeri personel olduğunu, bu nedenle merkez komutanlığından personel gelmeden arama yapılamayacağını söylemesine rağmen, aramanın hemen yapılması gerektiğini söyleyerek aceleyle aramaya geçildiği yönündeki beyanı hakkında da bilgisinin olmadığını belirtti. Sanığın salonda yapılan video kaydının silindiği yönündeki iddialara dair ise, "Kameranın şarjı yetsin diye ara ara kayıt yapılmış olabilir" dedi.
 
Mahkeme başkanının, "Sanık arama esnasında bulunan materyaller için 'benim değil' sözlerine rağmen bunu neden tutanaklara geçirmediniz, kaydetmediniz?" diye sorması üzerine Apaydın hatırlamadığını söyledi. Sanık avukatlarının sorularının ardından Apaydın, şöyle devam etti:
 
"Materyaller sonradan yerleştirildi diye suçlanıyorsak, görüntüler incelendiğinde ortaya çıkacaktır" dedi. Mahkeme Başkanı da, “Resmi olarak kimse size suçlamıyor, bu sanığın iddiası ve biz de bunu araştırıyoruz." 
 
Mahkeme Başkanı, sanık avukatlarının tanığa yönelttiği, "Aramaya katılan polislerin kaçının paralel yapıyla mücadele kapsamında görev yerinin değiştiği" sorusunu, davayla ilgisi bulunmadığı gerekçesiyle reddetti. Sanık Engin Karatekin, aramadaki çekimlerde kesintili kayıt yapıldığını, hangi anın önemli olup olmadığına kimin karar verdiğini sorması üzerine, amirlerinin aramaya yoğunlaştığı anları çektiğini belirtti.
 
Aramaya katılan tanık polis Mesut Cansız, aramada tutanakta belirtilen hard disklerin ve materyallerin ele geçirildiğini, arama esnasında eldiven kullanılıp kullanılmadığını ve kamera çekimlerinin kesintisiz yapılıp yapılmadığını, aramaya evin neresinden başladıklarını hatırlamadığını söyledi. Mahkeme başkanının, "Bu materyaller benim değil dediğinde bunu tutanağa yazıyor musunuz?" sorusuna Cansız, "Ben yazarım" karşılığını verdi. Merkez Komutanlığı'ndan yetkilileri beklemeden aramayı neden başlattıklarının sorulması üzerine de, amirlerinin talimatları doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.
 
Emekli subay Halil Korkmaz, aramayla ilgili kendisine talimat gelmesiyle 15 dakika içinde eve gitmesine rağmen aramanın neredeyse tamamlanmış olduğunu, imaj kopyasını sorduğunda polislerin imaj makinesinin ellerinde bulunmadığını söylediğini ifade etti. Sanık avukatları ifade veren tanık polisler hakkında, "Yalan tanıklık etmek ve mahkemeyi yanıltmak" suçundan suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.