"Cumhuriyetle hesaplaşmıyoruz"

Başbakan Erdoğan, 2013 yılı bütçe görüşmelerinin açılışında Meclis Genel Kurulu’na seslendi.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bugün bizim ekonomide elde ettiğimiz başarıları, Cumhuriyet ile bir hesaplaşma gibi lanse edenler, önce çıksınlar, müdahalelerdeki rollerini, darbeler karşısındaki destekleyici tavırlarını sorgulasınlar'' dedi.
 
Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurulu'nda, 2013 Yılı Bütçe Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmelerde Hükümet adına eleştirileri yanıtladı.
 
Tasarının, TBMM Genel Kurul aşamasında, yapıcı, yol gösterici, katkı sağlayıcı şekilde, özellikle de karşılıklı saygı ve nezaket içinde müzakere edilmesini temenni eden Erdoğan, 2013 Yılı Bütçesi'nin, AK Parti Hükümetleri tarafından hazırlanmış 11. bütçe olduğunu anımsattı.
 
Recep Tayyip Erdoğan, bugün, 2013 yılı bütçesini görüşürken aslında, geride bıraktıkları 10 yılın muhasebesini yaptıklarını; aynı zamanda gelecek 10 yılın da planlamasını gerçekleştireceklerini söyledi.
 
Geride bıraktıkları 10 yılın, her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da 89 yıllık Cumhuriyet tarihinin en parlak dönemlerinden biri olduğunu kaydeden Erdoğan, ''AK Parti'nin 10 yıllık başarılı icraat dönemini, Cumhuriyet tarihimizin tamamıyla kıyasladığımızda, birileri nedense bundan maalesef rahatsız oluyor. Şunu herkes bilsin ki biz asla ve asla bir hesaplaşma içinde değiliz. Tam tersine biz, 29 Ekim 1923'te kurulmuş Cumhuriyetimiz için neler yaptığımızı, Cumhuriyetimize neler kazandırdığımızı, Türkiye Cumhuriyeti'ni hangi seviyeden alıp, hangi seviyelere taşıdığımızı ve taşıyacağımızı konuşuyoruz'' dedi.
 
Recep Tayyip Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal'den bugüne kadar, Cumhuriyet, ülke ve millet için, taş üstüne taş koyan, çalışan, üreten herkese şükran, minnet borçlu olduklarını dile getirdi. Erdoğan, ancak Gazi Mustafa Kemal'in vefatının ardından, bazı istisnai dönemler haricinde, Türkiye'nin potansiyelinin yeterince kullanılmadığı, Türkiye'nin, enerjisi, heyecanı, zengin kaynakları, dinamik ve genç nüfusunun, gereksiz tartışmalarla, gereksiz müdahalelerle adeta heba edildiğini belirtti. 
     
Orhan Veli'den
     
10 yıllık AK Parti Hükümet dönemlerini, Cumhuriyet tarihi içinde bir kıyaslamaya tabi tutarken; bir yandan neleri başardıklarını anlattıklarını, bir yandan da bu başarıların geçmişte neden elde edilemediğinin sorgulanmasını istediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 
 
''Şair Orhan Veli'nin deyimiyle, 'Bu ülke için kimlerin sadece nutuk attığını, kimlerin de taş üstüne taş koyduğunu, hizmet ürettiğini' milletimiz görsün istiyoruz. Son 10 yılda elde ettiğimiz başarılar, AK Parti hükümetlerinin başarısından ziyade bizatihi bu aziz milletin başarısıdır. Yani son 10 yılda elde edilen başarı, Türkiye'nin, milletin, Cumhuriyet'in başarısıdır. Biz eğer, hemen her alanda, Cumhuriyet döneminin rekorlarını elde ettiğimizi söylüyorsak, bunu, milletimiz adına, ülkemiz adına, Cumhuriyetimiz adına bir kazanım olarak görüyor, bunun heyecanıyla söylüyoruz. Cumhuriyet döneminin rekor seviyelerine ulaşan, yine Cumhuriyet'tir, Cumhuriyet'in ta kendisidir. Cumhuriyet döneminin rekorlarını elde etmiş olmamızdan hiç kimse rahatsız olmasın, tam tersine Cumhuriyet'in fertleri olarak, Cumhuriyetimizin ulaştığı seviyeyi görerek bundan herkes mutluluk duysun istiyoruz.
 
Biz, AK Parti dönemine kadar 79 yılda yapılanları elbette takdir ediyoruz. Ama biz, şunun da artık cesaretle, herkes tarafından sorgulanmasını istiyoruz: 79 yıllık süreçte, Türkiye'nin erişmiş olması gereken seviye, 2002'deki o seviye midir- Türkiye çok daha fazlasını hak etmemiş miydi- 1945'te, taş üstünde taş kalmayan Almanya ve Japonya dünyanın en büyük ekonomileri haline geldiler. 1960'larda Almanya kalkınmak için bizim işgücümüze ihtiyaç duyuyordu. 1970'lerde uzaya gidiliyordu. 1980'lerde küreselleşme dünyayı etkisi altına alıyordu. 1990'larda kapalı rejimler yıkılıyordu.
 
Ama bütün bu süreçte, Türkiye kendi iç meseleleriyle uğraşıyor, demokrasiye yönelik müdahalelerle sürekli kan kaybediyordu. Daha 1930'larda, Boğaz'a köprü için proje hazırlayanları, uçak sanayi, savunma sanayi için büyük girişimlerde bulunanları, Gazi Mustafa Kemal'in talimatlarına rağmen, dönemin hükümetleri, bakanları dışladı, öteledi. Bu parlamentoda bunu çok iyi bilenler var şu an. Yatırım ortamı iyileştirilmedi, eğitimin alt yapısı güçlendirilmedi, Türkiye için büyük, geniş, iddialı bir vizyon gözetilmedi. On yıllar boyunca Türkiye yapay tartışmalarla, sanal korkularla, kendi milletini iç düşman ilan eden, 'Cumhuriyet tehlikede', 'Laiklik elden gidiyor', 'İrtica geliyor' diyerek paranoya üreten bir zihniyetle enerjisini kaybetti.'' 
     
''Varın siz hesap edin''
     
Başbakan Erdoğan, siyaset kurumuna yönelik güvensizliğin, koalisyon hükümetleri olarak tezahür ettiğini, on yıllar boyunca koalisyon dönemlerinde Türkiye'nin ağır bedeller ödediğini kaydetti. Erdoğan, bütün bunlara ek olarak, Türkiye'nin, demokrasiye geçişin ardından ortalama 10 yılda bir müdahaleye maruz kaldığını, Türkiye'nin yine çok ağır bedeller, çok ağır maliyetler ödediğini ifade etti.
 
Recep Tayyip Erdoğan, ''Bugün bizim ekonomide elde ettiğimiz başarıları, Cumhuriyet ile bir hesaplaşma gibi lanse edenler, önce çıksınlar, müdahalelerdeki rollerini, darbeler karşısındaki destekleyici tavırlarını sorgulasınlar'' dedi.
 
AK Parti Hükümeti'nin dik duruşu sayesinde 27 Nisan bildirisinin, sadece beyhude bir girişim olarak kaldığını, akamete uğratıldığını vurgulayan Erdoğan, buna rağmen bu e-bildirinin Türkiye'ye sadece faiz yoluyla maliyetinin, yıllık 2 milyar dolar olduğunu kaydetti. Erdoğan, ''28 Şubat'ın bu ülkeye maliyetinin ne olduğunu varın siz kıyaslayın. 12 Eylül'ün, 12 Mart'ın, 27 Mayıs'ın bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına, vatandaşlarına nasıl bir ekonomik külfet yüklediğini varın siz hesap edin. Türkiye eğer bu kesintileri yaşamasaydı, Türkiye içerdeki yapay meselelerle enerjisini harcamasaydı, belki de bundan 10 yıllar önce dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri haline gelirdi. Geç de olsa bunu biz başaracağız'' diye konuştu. 
     
''Maliyet, dar gelirliye...''
     
Recep Tayyip Erdoğan, 10 yıl önce başlattıkları süreci kararlılıkla devam ettireceklerini, Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ülkesinden biri konumuna getireceklerini bildirdi.
 
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'de, demokratikleşme ile ekonomi arasındaki doğru orantı, yaşadığımız tecrübelerin ışığında, şüpheye mahal bırakmayacak derecede artık her şey netleşmiştir. Demokratikleşme adımlarının atıldığı, reformların yapıldığı, özgürlüklerin genişlediği süreçlerde Türkiye ekonomisi her zaman büyümüş, ileri gitmiştir. Demokrasinin kesintiye uğradığı, özgürlüklerin daraltıldığı, devlet ile vatandaş arasında güven bunalımının oluştuğu her dönemde de ekonomi daralmış, telafisi on yıllar alacak maliyetler ortaya çıkmış, bu maliyetler de vatandaşın, dar gelirlinin, yoksulun omuzlarına bindirilmiştir'' görüşünü dile getirdi.
Haber Tarihi: 10 Aralık 2012 Pazartesi 21:05Haber Adresi: https://www.objektifhaber.com/cumhuriyetle-hesaplasmiyoruz-146965-haber/