Darbe girişiminin bir numarası böyle ifşa oldu!

15 Temmuz hain darbe girişiminden bu yana, dört yıldır gizemini koruyan kalkışmanın bir numaralı imamı Adil Öksüz'ün serbest bırakılması skandalının perde arkasına ilişkin önemli detaylar ortaya çıktı.
15 Temmuz hain darbe girişiminden bu yana, dört yıldır gizemini koruyan kalkışmanın bir numaralı imamı Adil Öksüz’ün serbest bırakılması skandalının perde arkasına ilişkin önemli detaylar açıklıyoruz. Öksüz’ün yakalandıktan birkaç sonda jandarma karakolunda FETÖ’nün Hava Kuvvetleri imamı olduğu deşifre olmuş.
 
Sabah gazetesinden Nazif Karaman'ın haberi şöyle:
 
Buna göre Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) imamı Adil Öksüz, 16 Temmuz günü Akıncılar Üssü'nden kaçıp tarlada ilerlediği sırada götürüldüğü Kışla Jandarma Karakolu'nda darbe girişimine katılan askerlere teşhir edildiği halde Ankara Emniyeti'ne götürülmedi. Ayrıca Adil Öksüz'ün FETÖ'nün mahrem imamı olduğunun jandarma karakolunda ilgili herkes tarafından bilindiği halde, ne hikmetse bu bilgi savcılığa ulaşmadı, ulaştırılmadı.
 
Sabah Özel İstihbarat Bölümü'nün ele geçirdiği belgelere göre Öksüz, 11 şüpheli ile birlikte karakoldan polis aracına bindirilirken bordo renk tişörtlü bir sivil polis tarafından geri çevrildi. Kamera kayıtlarına göre, Öksüz'ün araca binmesini engelleyen kişi bir istihbarat polisi idi… Öksüz'ün bırakılması davasında yargılanan ve beraat eden bu polis, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den sonra darbenin bir numaralı sanığı olan kişinin araçtan indirilmesi konusunda bilgisinin olmadığını söyledi.
 
Ulaştığımız şüpheli ve tanık beyanlarına göre o polise, Öksüz'ü araçtan indirirken jandarma görevlilerine, "Onu götürmeyin, ne yapıyorsunuz?" dedi. Bunun üzerine darbenin diğer sivil imamları Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek'in Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gönderildiği araca Adil Öksüz bindirilmemiş oldu. Davanın tanıklarından jandarma er İzzettin Yüksel, Adil Öksüz'ün bindirildiği polis aracından bordo renkli tişörtlü sivil polisin isteğiyle indirildiği bilgisini verdi. İzzettin Yüksel, "Bordo tişörtlü sivil polis, resmi polise Adil Öksüz'ün aracın bindirilmesiyle ilgili olarak neden kafanıza göre iş yapıyorsunuz diye söyledi ve daha sonra Adil Öksüz' bu araçtan indirdi" dedi.
 
Yine davanın tanıklarından jandarma onbaşı Abdullah Kaya da sivil polislerden tanımadığı birinin Adil Öksüz'e, "Sen binmeyeceksin, kal" diyerek onu indirdiğini söyledi. Tanıkların bu ifadeleri, kamera kayıtlarıyla birleştirilince Adil Öksüz'ü araçtan indiren kişinin Ankara İstihbaratçı Şube Müdürlüğü'nde görevli bir polis memuru olduğu anlaşıldı.
 
FİLM ÇEKMEYE GİDEN İMAM!
 
Adil Öksüz'ün serbest bırakılması davasını dosyasında 23 kişinin adı şüpheli olarak yer aldı. Bu kişiler dönemin Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü yöneticileri ve Jandarma Karakolu'nda görev yapan bazı komutanlar…
 
Dava, 16 Temmuz günü Kazan'ın Fethiye Mahallesi civarlarında elinde iki çanta ile kaçmak isterken Jandarma tarafından gözaltına alınan Adil Öksüz'ün Adli Kontrol Kararı ile serbest bırakılmasında sorumluluğu ya da ihmali bulunan jandarma ve emniyet görevlilerine yönelik olarak açıldı.
 
Dava dosyasına göre şüphelilerden biri olan Kazan İlçe Jandarma Komutanı Murat Bozdoğan, kaçan darbecileri arazide yakalamak üzere Kazan İlçe Jandarma Komutanlığı ve Kazan Jandarma Kışla Karakolu'ndan Erkan Külah, Abdülsamet Gürler ve Serkan Çoraplı'yı görevlendirdi.
 
Bu üçlü, kaçan şüphelileri yakalamak üzere Akıncılar 4. Ana Jet Üssü'nün yakınında bulunan Fethiye Mahallesi'ne gitti. Önce burada gördükleri iki sivil kişiden -sonradan darbenin beş sivil imamından biri olduğu anlaşılacak- Nurettin Oruç'u yakaladılar. Oruç, "Oraya film çekmeye gittiği" yalanını söyledi. Aynı ekip, ardından da yine beş sivil imamdan biri olan Hakan Çiçek'i gözaltına aldı. Yine bu ekibin yakaladığı darbenin bir numaralı imamı Adil Öksüz ise Akıncılar Üssü'ne 500 metre mesafede elinde iki çanta ile yakalandığında "Ben sivilim, tarla bakmaya geldim" dedi.
 
Üç görevli tarafından yakalanan üç sivil imam Kazan Kışla Jandarma Karakolu'na getirildi. Buraya darbeye karışan şüpheliler peyderpey getiriliyordu. Karakolda 100'e yakın zanlı vardı. Sadece 3 sivil vardı, onlarda hukarıda isimlerini saydığımız kritik FETÖ'cülerdi.
 
'KOSKOCA ALBAYSINIZ BU İMAMI DİNLİYORSUNUZ'
 
Jandarma Karakolu'nda darbecilerin gözaltında olduğu bilgisi alınınca Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden 3 kişilik bir ekip buraya geldi. Darbecilere ön mülakat yapan İstihbarat şube polislerinden Serter Koçak, karakolda Adil Öksüz'ün kim olduğundan şüphelenince İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan emniyet amiri Bilge Kağan Aksoy'u arayarak Öksüz hakkında bilgi almak istedi. Ve Aksoy'dan Adil Öksüz'ün FETÖ'nün mahrem imamı olduğunu öğrendi. İstihbarın kayıtlarında bu bilgi vardı. Bunun üzerine oradaki FETÖ'cü askerlerin duyabileceği şekilde bağırarak şunları söyledi:
 
"Bu sizin imamınız, size emirleri bu getiriyor, koskoca albay olmuşsunuz şu adamdan emir alıyorsunuz, görün işte halini", "Bu gördüğünüz kişi sizin üstlerinize akıl hocalığı yapan kişi budur işte, sizin üstlerinize bu akıl veriyor", "Gelsin kurtarsın kurtarabiliyorsa sizin Fetullahınız", "Bu buranın imamı, ben öğrendim sizin büyüklerinize akıl hocalığı yapan, emirleri veren bu", "Bu gördüğünüz kişi sizin üstlerinize emir ve akıl veren imamıdır, Hava Kuvvetleri İmamıdır"
 
KAMERA KAYITLARINA RAĞMEN YALANLADI
 
Bu sözleri karakoldaki askeri personel de net olarak duydu. İfadelerine de duydukları zaten yansıdı. Adil Öksüz'ün mahrem imam olduğunu Kazan'da ilk öğrenen kişi olan Ankara istihbaratta polis memuru Serter Koçak ise ifadesinde şu bilgileri verdi:
 
"Karakoldaki sorgulama esnasında Adil Öksüz'ün henüz kim olduğunu bilmiyorduk, bunu henüz sorguya çekmemiştim. Biz sorgulamaları yaparken darbeye teşebbüs edenlere 'Fetoş'a küfür etmelerini istedim, Fetoş'u nasıl bilirsiniz ona küfür eder misiniz' dediğimde bu dediklerimin hepsi de 'Fetoş'un Allah belasını versin' şeklinde ya da buna benzer kelimeler kullandılar. Ancak sıra Adil Öksüz' geldiğinde Adil Öksöz 'Ben tanımadığım Allah'ın yarattığı bir kula kötü söz söyleyemem' şeklinde beyanda bulununca ben de kendisinden iyice kuşkulandım. Onun üzerine yoğunlaştım ve bu kişinin Adil Öksüz olduğu ortaya çıktı. Ben Adil Öksüz ile ilgili mahrem işlerin imamı olduğunu öğrendikten sonra durumu üst amirim olan Gökhan Yücel'e ilettim."
 
TUVALET PEÇETELİĞİNDE GPS CİHAZI
 
İstihbarat şubede emniyet amirliği yapan, yani Serter Koçak'ın üst amiri olan Gökhan Yücel de ifadesinde Koçak'ı doğrulayarak şu bilgileri verdi:
 
"Serter Koçak, gözaltına alınanlardan birinin FETÖ imamı Adil Öksüz olduğunun, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan kendisine söylendiğini bana iletti. O gün aynı bu şekilde telefonla arayanların hemen hemen hepsi FETÖ'nün abisini aldık, FETÖ'nün imamını aldık, general aldık, albay aldık şeklinde sürekli bilgiler veriyorlardı. Ben de bu aldığım bilgileri FETÖ ile mücadele konusunda görevli olan baş komiser Mehmet Akbaş'a iletiyordum."
 
Ankara emniyetinde istihbarat baş komiseri olarak görev yapan Mehmet Akbaş ise ifadesinde Gökhan Yücel'den Adil Öksüz'ün mahrem imam olduğu bilgisini aldıktan sonra konuyu Şube Müdürü'ne ilettiğini söyledi.
 
Fakat Adil Öksüz'ün Hava Kuvvetleri imamı olduğu hakkındaki bu bilgi adli işlemlerinin yapıldığı Sincan Cezaevi'ne nasıl olduysa ulaşmadı. 24 sanık hakkındaki dava Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü ve dosya şunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi gündeminde...
Haber Tarihi: 30 Mayıs 2020 Cumartesi 14:38Haber Adresi: https://www.objektifhaber.com/darbe-girisiminin-bir-numarasi-boyle-ifsa-oldu-398967-haber/