"Hayatım terörle mücadeleyle geçti"

''Devrimci Karargah Örgütü'' davasında savunma yapan tutuklu sanıklardan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, ''Emniyet teşkilatında terörle en son irtibatı kurulacak kişi Hanefi Avcı'dır'' dedi.

Hayatım terörle mücadeleyle geçti
12 Ağustos 2011 Cuma 22:59 tarihinde eklendi.


    
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunması alınan Avcı, iddianamede 6 ayrı suçla suçlandığını ve bunlardan terör örgütüyle ilgili olan suçlamanın dışında diğer konuların bu davayı ilgilendirmediğini söyledi. 
    
İddianamedeki suçlamaların diğer sanıklarla bir alakası olmadığını ve söz konusu suçlamalara ilişkin bölümün görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiğini belirten Avcı, şöyle devam etti: 
    
"Dosyadaki suçlamalar ve deliller maddi gerçeklere aykırıdır. Necdet Kılıç'a ait telefonun dinlendiğini açıklayarak soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğim öne sürülüyor. Kitabımda yer alan telefon numarasıyla ilgili dinleme kararının süresi, kitabım yayınlandığında bitmişti. O tarihte, o telefonlar hakkında bir dinleme kararı yoktu. İkametim için alınan arama kararıyla eski makamımda da arama yapılıyor. Arama tutanaklarının altında imzası olan polisler 1-2 yıllık polistir. Tutanaklarda hata yapmalarını normal karşılamak gerekir. Bu kadar derin konularda yaptıkları açıklamaların doğru olamayacağının takdirini mahkemeye bırakıyorum. Davaya ilişkin 40 klasör evrak var. İlgisi olmayan evraklar konulmuş, anlaşılmaz ve okunamaz hale getirmek için her şey yapılmış. Bu soruşturmayı yürüten kişilerle aramızda hukuk ve ceza davaları var. Bu davalar devam ediyor. Haklarında şikayetçi olduğum için disiplin tahkikatları açıldı. Aramızdaki husumet nedeniyle hakkımdaki tahkikatı belli şekilde yürütmüşlerdir." 
    
Avcı, meslek hayatı boyunca terör ve istihbarat şubelerinde, devletin en sorunlu bölgelerinde görev yaptığını ifade ederek, Susurluk sürecinde aktif görevinden ayrıldığını, devletin en üst kesimlerinden takdir ve taltif aldığını, aldığı taltiflerin maaşından yüksek olduğunu söyledi. 
     
-Necdet Kılıç ile ilişkisi- 
    
Adının birçok örgütte hedef olarak geçtiğini ve isminin birçok kitapta yer aldığını aktaran Avcı, "Emniyet teşkilatında terörle en son irtibatı kurulacak kişi Hanefi Avcı'dır. Hayatım terörle mücadeleyle geçmiştir. Mersin'de görev yaptığım dönemde tanıştığım Necdet Kılıç, genç bir liseliydi. Sorguladığım insanlardan birisi de Necdet Kılıç'tı. Sorguladığım bu insanlarla zaman içerisinde dostluğum gelişti. Görüşmeye başladık. Gençliğimde ben de, polis de, devlet de çok yanlış uygulamalar yaptık. Örgütler de yanlış yaptı. Necdet Kılıç ile de sonradan görüşmeye başladık. Ben muhafazakar, milliyetçi, sağcıyım, o ise sosyalisttir. Ama ikimiz de demokratız. Ben bu dostluğa çok önem veriyorum. Herkesin, her görüşten insanın demokratik ortamlarda bir araya gelebileceğini düşünüyorum" diye konuştu. 
    
Emniyette bazı polislere komplo kurulduğunu ve bunlardan birisinin de Emin Arslan olduğunu savunan Avcı, Arslan'a yönelik soruşturma nedeniyle basın mensuplarına, 'Emin Arslan'a yanlış yapılmıştır' diye açıklamalar yaptığını, bu açıklamalardan sonra da kendisinin hedef haline geldiğini ve özel hayatının araştırılmaya başlandığını ifade etti. 
    
Özel hayatına ilişkin yaptığı telefon görüşmelerinin ortaya çıkartılması için Adalet ve İçişleri bakanlıklarına dilekçeler verdiğini söyleyen Avcı, şunları kaydetti: 
    
"İçişleri Bakanlığı, dilekçeyi işleme koyamayacaklarına dair cevap verdi. Adalet Bakanlığı ise dilekçemi işleme koyduklarını ve araştırmaya başladıklarını söyledi. Şikayetimden 10 gün sonra emniyet, istihbarat hakkında şikayette bulunduğum şube müdürünün imzasıyla, Necdet Kılıç hakkında 'Devrimci Karargah'la irtibatlıdır' diye rapor hazırladı. Bu rapor üzerine Kılıç hakkında dinleme kararı verildi. Bu soruşturma kapsamında hakkında istihbarat raporu düzenlenerek Devrimci Karargah üyesi yapılan tek kişi Necdet Kılıç'tır. Kılıç ve benimle ilgili alınan dinleme kararlarına ilişkin yazışmaların hepsi faksla yapılmıştır. Bu özel uygulama sadece ikimize yapılmıştır." 
    
Kendisine komplo kurulduğunu, kendisi ve Kılıç'ın telefonlarına ilişkin dinleme kararlarının başka isimler üzerinden alındığını öne süren Avcı, "İsim değiştiriyorsanız, olayı değiştiriyorsanız, iyi niyetli değilsinizdir. Sadece bizi değil, birçok insanı böyle dinlediler. Necdet Kılıç hakkında önce adli dinleme kararı veriliyor, bu bitince istihbari dinleme başlatıyorlar" şeklinde konuştu. 
     
-"Kitabı neden yazdım?"- 
    
Avcı, yazdığı kitapla ilgili olarak da şunları söyledi: 
    
"Bunu anlamak için geçmişe gitmek lazım. Terörle ilgili yıllarca görev yaptım. Herkes beni tanımaz ama MİT, asker, polis beni iyi tanır. Bir dönem PKK olaylarından dolayı devlette zor dönemler yaşandı. 'Onların anlayacağı dilden konuşalım' anlayışı benimsendi. Bazı insanlar, 'hukuk dışı mücadele gerekir' diyorlardı. Buna şiddetle karşı çıkanlardan biri bendim. Bazı yerlerde infazlar yapılıyordu ve bu geleneksel hale geliyordu. Ben hiçbir zaman infaz yapmadım ve infazda bulunmadım. Vicdanım rahat, görevimi yaptım. Susurluk olayından sonra, ilk kez 'devlet içinde örgütlenmeler var' diyen benim. Bu açıklama nedeniyle büyük tepki aldım, dışlandım, görev yerim değiştirildi. Bana, 'örgüt mensubu gibi davranıyorsun' dediler. Örgütü durdurabilirsiniz, ama çetecilik devlete sızarsa bunu durdurmak zor olur. 28 Şubat oldu. 2 belge hazırlayarak, TSK'nın hukuk dışına taştığını üstlerime bildirdim. Bu nedenle uzun süre zahmet çekeceğimi biliyordum. Raporu yazmam gerekiyordu, yazdım. Bu benim görevim. Bugün de olsa yazarım. 28 Şubat dolayısıyla mağdur edildim." 
     
-"Bunun bedeli böyle mi olmalı?"- 

    
Hiçbir fikre karşı olmadığını, insanların istedikleri düşünceye göre örgütlenebileceğine inandığını belirten Avcı, ama devletin yasa dışı örgütlenmesine karşı olduğunu anlattı. 
    
"Militarizme ve Ergenekon'a karşıyım" denilerek başka bir derin yapının kurulmasının daha tehlikeli olduğunu düşündüğünü aktaran Avcı, "Yeni bir derin yapı oluştuğunu söylüyorum. Ben o tarafa çok yakındım. Onları teşkilatta koruyan bendim, 'atmayalım' dedim. Geçmişte bana 'cemaatçiyim' diye baskı yapıldı. Hukuk dışılığın geleneksel hale dönüştüğünü dile getirmek için kitap yazdım. Cemaatin arka planda yönlendirmeci olmasının, gelecekte felaket olacağına inanıyorum. 28 Şubat'a, Susurluk'a niye karşıysam, buna da öyle karşıyım. Bunun bedeli böyle mi olmalı?" dedi. 
    
Bu sırada sesi titreyen ve gözleri dolan Avcı, kısa bir sessizliğin ardından, "Bu kadar duygusallaşmamalıydım" dedi. 
    
Avcı, daha sonra, "Ben hayatımda rol yapmadım. Benim terör örgütüne yardımım olamaz. Bu iddiaya kimse inanmaz. Öyle bir şey olsa, her şeyi bırakır karşı tarafa geçerim" diye konuştu. 
    
"Yanlış yoldayken doğru yolda olduklarını zanneden insanlar var" ifadesini kullanan ve Devrimci Karargah'ın eylemlerinin kendisine göre yanlış olduğunu belirten Avcı'ya, tutuklu sanıklardan Cemal Bozkurt, "Göreceksin, devrimciler savaşacak, kazanacağız" diyerek itiraz etti. 
    
Mahkeme Başkanı Eşref Aksu'nun, müdahalede bulunmaması, aksi halde duruşmadan atacağı uyarısında bulunduğu Bozkurt, "Kendisiyle ilgili konuşsun. Örgütle ilgili konuşmasın" dedi. Bunun üzerine Avcı da Bozkurt'tan özür diledi. 
     
-"Huzur bozmamak için..."- 

     
"Örgüte yardım etmek" iddiası dışındaki suçlamaların ilgili mahkemelere gönderilmesini isteyen Avcı, "Arkadaşım olan Necdet Kılıç, örgüt mensubu olsa, yakalar yine getirirdim. Bu benim görevim ve namusumdur. Suçlamalarla uzaktan yakından alakam yok. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum. Bu davadan, huzuru bozmamak için vareste tutulmak istiyorum" dedi.