Kılıçdaroğlu diyor ki; ''Seçilmiş, seçimle gider'' !

Doğrudur, halkın iradesine saygı, Demokrasi bunu emrediyor.

Ama; hiçbir seçilmişin, terör örgütlerine yardım, yataklık yapması gibi bir lüksü yok herhalde !

Devletin parasını, seçildikleri il ve ilçelere harcamayıp, şehirler pislikten ve çöpten geçilmezken, kaynakları terör örgütlerine aktaran belediye başkanına, sırf seçilmiş diye kanuni işlem yapılmayacak mı ?

Haklarındaki fezlekeler nedeniyle dokunulmazlıkları kaldırılan milletvekilleri, savcılar soruşturma için çağırdığında giderken, HDP milletvekillerinin ''Biz tıpış tıpış gitmeyeceğiz, ancak polis zoruyla götürsünüz'' açıklaması, bu devleti açık açık ''tanımıyoruz'' anlamı taşımaz mı ?

Ne oldu, Demirtaş ve arkadaşlarının istediği gerçekleşti, polis zoruyla gözaltına alındılar ve tutuklandılar.

İyi mi oldu derseniz, kesinlikle hayır.

Ama bu son, verilen bu fotoğraf, HDP'lilern yazdığı ve uygulamaya koyduğu kör senaryonun sonucudur.

Bu halk, seçimlerde HDP'ye büyük kredi açtı.

Terörün dipsiz ve susuz bir kuyu olduğu mesajını verdi seçmen.

Ama HDP ve PKK bunu anlamadı.

Biliyoruz, PKK'nın bütün oksijeni, gıdası terör, onların silah bırakıp dağdan inmesini beklemek saflık olur.

PKK'lılar bunu yapmaya kalksa da, kuklacı buna izin verir mi ?

Ama HDP, seçmenin bu güçlü desteğini hayata geçirip, PKK'ya rağmen Meclis'te gerçek barışı ve kardeşliği savunabilirdi.

HDP'ye verilen o oylar sadece Kürtlerin değildi, bu gerçeği de görmek istemediler.

Sonuç; HDP, PKK boyunduruğundan kendini kurtaramadı.

Halkın desteğini arkasına almasına rağmen, PKK'ya rest çekemedi.

Terör batağı, HDP'yi kendine çekti ve yuttu.

Yazık oldu halkın oylarına, 

Barış umutlarının üstüne kezzap döktüler !

Halkın oylarıyla seçilmişler, terör etiketiyle şimdi cezaevinde.

Kimse burada devleti, hükümeti, Erdoğan'ı suçlamasın.

Bu senaryoyu, HDP'liler kaleme aldı.

Ülke insanı bu fotoğraftan mutlu değil ama, PKK ve Avrupalılar göbek atıyor !