HDP randevu verdi ama Kılıçdaroğlu'na uymadı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNNTürk'te Hande Fırat'ın sorularını yanıtlıyor.

HDP randevu verdi ama Kılıçdaroğluna uymadı
13 Ekim 2015 Salı 19:50 tarihinde eklendi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNNTürk'te Hande Fırat'ın sorularını yanıtlıyor.
 
Kılıçdaroğlu'nun sözlerinden satırbaşları şöyle:
 
"IŞİD'le işbirliği yapan ya da IŞİD'in yan kolu olan bir örgüt ismi gelmişti bize. O ismi Sayın Başbakan'a verdim.
 
Benim merak ettiğim neden bu dosyalara gizlilik kararı konuluyor? Bizim gerçekleri öğrenme hakkımız yok mu? Soruşturma tabii ki gizli olabilir. Ama yargı sürecinde davaya gizlilik kararı koyuyorsunuz, neden?
 
IŞİD'in camileri, türbeleri nasıl bombaladığını çok iyi biliyoruz. Bunlara sinirli çocuklar diyenleri de biliyoruz.
 
Korkuyor musunuz bir vatandaş olarak?
 
Hayır. Terör örgütleri korku dağları yaratarak geniş kesimleri sindirmek isterler. Korkarsak terör örgütüne hizmet etmiş oluruz. Buna teslim olmayacağız. Korku, asla. Yılmayacağız. Neden korkacağız? Eğer biz görevimizi yaparsak bütün bunların hepsini aşarız. Türkiye bölgesinde de dünyada da güçlü bir ülkedir. Ama bütün bu olanlar yönetim boşluğundan kaynaklanıyor. Gerçekten üzerinde durulursa bütün bunlar engellenebilir. 
 
Bu işte asıl sorumlu hükümettir. Çünkü Türkiye'yi yöneten, bürokratları atayan, istihbarat bilgilerini alan hükümettir. Bunları kim yönetiyor? Bazıları devleti suçluyor. Devlet bir tüzel kişiliktir. Siyasi partiler devleti yönetmek için gelirler.
 
Devlet olmak için gelmezler. Atamaları siz yaparsınız. Hepsi yasal sınırlar içinde çalışırsa sorun çıkmaz. Varsa bir sorumluluk ortaya çıkarırsınız. Çağdaş demokrasilerde sorumlu kimse kendini görür ve görevi bırakır.
 
Sorumlu bürokrattır diyemezsiniz. Çünkü bürokratı tayin eden o kişi. Asıl yönetme gücü olanı bırakıp tayin ettiği kişiye sorumluluğu yıkarsanız bu olmaz.
 
97 kişi hayatını kaybetmiş, Adalet Bakanı gülerek cevap veriyor. İnsanda biraz vicdan azabı olur. 97 kişi, 1-2 kişi değil. Güvenlik açığı yoktur dediğiniz andan itibaren o koltukta oturamazsınız. Açık yoksa bu 97 kişi nasıl öldü?
 
O iki canlı bomba listede var mıydı, yok muydu?
 
Sizin canlı bomba gömleği bulmanız sizi sorumluluktan mı kurtarıyor? Elimizde liste var diyor. Şu soruyu sormak isterim Davutoğlu'na; o iki canlı bomba o listede var mıydı yok muydu? Varsa daha büyük bir felaket var. Görüşmemizde bu iki ismin kim olduğu belli değildi ve var mıydı yok muydu açıklayamadı.
 
Canlı bomba listesi var ama eylem yapmadan tutuklayamayız diyor. Ahmet Şık bir kitap yazdı cezaevine atıldı. Böyle onlarca örnek var. Bir yönetici başarısızlığa gerekçe üretmeye başlamışsa, yönetemiyor demektir. Türkiye iyi yönetilmiyor.
 
Bana bir kişi iyi yönetildiğini söyleyemez. Hangi açıdan iyi yönetiliyor. Bizim iyi bir yönetime ihtiyacımız var. Bütün vatandaşları kucaklayan yönetime ihtiyacımız var. 24 Ağustos 2012'de dönemi Başbakanına mektup yazdım. Suriye konusunda, Ortadoğu bataklığı konusunda uyardım. Bugün yaşananların yüzde 99.9 oranda nedeni budur. IŞİD'i telaffuz etmekten korkuyorlar. Ya yeni eylemler yaparsa diye korkuyorlar çünkü istihbarat zafiyeti var. MİT gerçek görevini yapmıyor, başka işlerle uğraşıyor. Bütün MİT’i kastetmiyorum. Orada bir grup sadece iktidar partisine hizmet ediyor."
 
Ben Ortadoğu bataklığını ilk telaffuz ettiğimde tepki gösterdiler. Şu an Türkiye o bataklıkta. Türkiye’de uyuyan hücreler var. Davutoğlu, kendisi bana söyledi. Uyuyan hücrelerin, bizim IŞİD’li diye gördüğümüz tipler değil; kravatlı, traşlı insanlar olduğunu söyledi. Ve zamanlama ile talimat neticesinde eylem yapmaya hazırlar dedi. Bunların hepsi biliniyor. IŞİD’in yuvalandığı yerler belli. Diyarbakır bombacısının annesi defalarca polise gittiğini, oğlunun IŞİD militanı olduğunu bildirdiğini söyledi. Defalarca söylemiş ama hiçbir şey yapılmadı. Ta ki Diyarbakır’da bomba patlatana kadar. Bu işlerin sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Ülkeyi onlar yönetiyor, ben yönetmiyorum.
 
MHP’ye çağrı yaptık, ülkem adına bu talepte bulundum. Ülkem adına, bize oy vermiş 11 milyon vatandaşım adına talep ettim. İnsanlar ölüyor, bombalar patlıyor, gencecik çocuklar şehit ediliyor. Ben randevu istemeyeceğim de ne yapacağım. Sayın Davutoğlu davet etti, hay hay dedim. Bu zamanda bir araya gelmeyeceğiz de ne zaman geleceğiz. Siyasette yeni bir süreci başlatmamız lazım. Siyaset kavga alanı değildir. Bir araya gelerek her şeyi konuşabilmeliyiz.
 
HDP’NİN CEVABI
 
HDP görüşmeyi kabul etti. Gün de verdiler. Perşembe dediler ama benim 3-4 hafta önceden belli olan bir programım vardı. Sayın Demirtaş’ın da takvimi uygunsa biz cuma günü görüşmeyi önereceğiz.