"Hedefte olmamızın nedeni Güven Amiral"

Deniz Harp Okulu Komutanlığı görevinden istifa eden Tuğamiral Türker Ertürk hangi komutanı suçladı ?

Hedefte olmamızın nedeni Güven Amiral
29 Aralık 2010 Çarşamba 08:39 tarihinde eklendi, 2.674 kez okundu.

 

Deniz Harp Okulu Komutanlığı görevinden istifa eden Tuğamiral Türker Ertürk, Deniz Kuvvetlerinin hedef seçilmesini, ‘’ Eski Komutan Oramiral Güven Erkaya’nın, 28 Şubat’ın mimarı olduğu algısına’’ bağladı.
 
Deniz Harp Okulu Komutanlığı görevinden istifa eden Tuğamiral Türker Ertürk, son zamanlarda özellikle Deniz Kuvvetlerinin hedef seçildiğini belirterek, ‘’Bunun bir nedeni de Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Güven Erkaya’nın 28 Şubat’ın mimarı olduğu algısıdır’’ dedi.
Son YAŞ toplantısında terfi ettirilmeyen ve istifa eden Ertürk, Trabzon’daki Haber61 adlı siteye yazdığı köşe yazısında ‘’ TSK üzerinde önce itibarsızlaştırma sonra etkisizleştirme uygulandığını’’ savunarak, ‘’Neden Türk Deniz Kuvvetleri bir numaralı hedef?’’ diye sordu. Ertürk bu soruyu 12 ayrı madde sıralayarak şöyle cevaplandırdı:
- Personeli daha açık görüşlü, görev yaptığı ortamı nedeniyle uygar ve çağdaş dünya ile bütünleşmeye hazır, laik, bilim ve akıl egemen dünya görüşüne ağırlıkla sahip,
- Çağdaş ve ilerici olmasına rağmen geleneklerine sahibiyet açısından en muhafazakar olanı,
- Göreceli olarak irticai unsurların en az faaliyet gösterme imkanı bulabildiği kuvvet olmasına rağmen en az hoşgörü gösterilen kuvvet olması,
- Özellikle Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Oramiral Güven Erkaya nedeniyle 28 Şubatın mimarı olduğu algısı,
- Milli Gemi Projesi ile doruk noktaya ulaşan bağımsız ulusal silahlanma politikası,
- Karadeniz’in güvenliğinin, buraya sahildar ülkelerin sorumluluğunda kalması gerektiğini gösteren girişimleri,
- Montrö konusunda taviz vermez tutumu,
- Hayati çıkarlarımızın olduğu karasuları ve kıta sahanlığı konularında ısrarlı ve tek ses veren yaklaşımları,
- Ege’de egemenliği antlaşmalarla devredilmemiş adacıklar konusu ile hukuki olarak, daha önce hakkaniyete uygun olmayan şekilde ülkemiz aleyhine oluşturulan mevcut durumu değiştirme çabaları,
- Özellikle Akdeniz’de ülkemizin deniz yetki alanları konusundaki girişim ve çabaları,
- 1571 tarihindeki İnebahtı bozgunundan sonra kuvvet yapısı ve personel eğitimi olarak gelinen, dostlar için güven düşmanlar için ürküntü veren, en üst seviye,
- Her türlü soruna ve olaya ulusal yaklaşımlar gösteren üstün nitelikli, yurtsever subay ve astsubay personeli (Buna içerdeki köstebekler, satılmışlar, ikbal ve makam uğruna yüreksiz ve enerjisiz davrananlar ile emekli olduktan sonra mütevazi ve saltanatsız bir yaşama talip olmayanlar dahil değildir.Deniz Harp Okulu Komutanlığı görevinden istifa eden Tuğamiral Türker Ertürk, Deniz Kuvvetlerinin hedef seçilmesini, ‘’ Eski Komutan Oramiral Güven Erkaya’nın, 28 Şubat’ın mimarı olduğu algısına’’ bağladı.
Deniz Harp Okulu Komutanlığı görevinden istifa eden Tuğamiral Türker Ertürk, son zamanlarda özellikle Deniz Kuvvetlerinin hedef seçildiğini belirterek, ‘’Bunun bir nedeni de Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Oramiral Güven Erkaya’nın 28 Şubat’ın mimarı olduğu algısıdır’’ dedi.
 
Son YAŞ toplantısında terfi ettirilmeyen ve istifa eden Ertürk, Trabzon’daki Haber61 adlı siteye yazdığı köşe yazısında ‘’ TSK üzerinde önce itibarsızlaştırma sonra etkisizleştirme uygulandığını’’ savunarak, ‘’Neden Türk Deniz Kuvvetleri bir numaralı hedef?’’ diye sordu. Ertürk bu soruyu 12 ayrı madde sıralayarak şöyle cevaplandırdı:
 
- Personeli daha açık görüşlü, görev yaptığı ortamı nedeniyle uygar ve çağdaş dünya ile bütünleşmeye hazır, laik, bilim ve akıl egemen dünya görüşüne ağırlıkla sahip,
 
- Çağdaş ve ilerici olmasına rağmen geleneklerine sahibiyet açısından en muhafazakar olanı,

- Göreceli olarak irticai unsurların en az faaliyet gösterme imkanı bulabildiği kuvvet olmasına rağmen en az hoşgörü gösterilen kuvvet olması,

- Özellikle Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Oramiral Güven Erkaya nedeniyle 28 Şubatın mimarı olduğu algısı,

- Milli Gemi Projesi ile doruk noktaya ulaşan bağımsız ulusal silahlanma politikası,

- Karadeniz’in güvenliğinin, buraya sahildar ülkelerin sorumluluğunda kalması gerektiğini gösteren girişimleri,

- Montrö konusunda taviz vermez tutumu,

- Hayati çıkarlarımızın olduğu karasuları ve kıta sahanlığı konularında ısrarlı ve tek ses veren yaklaşımları,

- Ege’de egemenliği antlaşmalarla devredilmemiş adacıklar konusu ile hukuki olarak, daha önce hakkaniyete uygun olmayan şekilde ülkemiz aleyhine oluşturulan mevcut durumu değiştirme çabaları,

- Özellikle Akdeniz’de ülkemizin deniz yetki alanları konusundaki girişim ve çabaları,

- 1571 tarihindeki İnebahtı bozgunundan sonra kuvvet yapısı ve personel eğitimi olarak gelinen, dostlar için güven düşmanlar için ürküntü veren, en üst seviye,

- Her türlü soruna ve olaya ulusal yaklaşımlar gösteren üstün nitelikli, yurtsever subay ve astsubay personeli (Buna içerdeki köstebekler, satılmışlar, ikbal ve makam uğruna yüreksiz ve enerjisiz davrananlar ile emekli olduktan sonra mütevazi ve saltanatsız bir yaşama talip olmayanlar dahil değildir.

Gazeteport