"Hopalı öğretmene taşı yakıştırmam"

Son röportajını NTV’ye veren Başbakan Erdoğan, gazeteci Ruşen Çakır'ın Hopa’da ölen akrabası emekli öğretmen Metin Lokumcu için başsağlığı diledi

Hopalı öğretmene taşı yakıştırmam
10 Haziran 2011 Cuma 22:07 tarihinde eklendi, 1.380 kez okundu.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçime iki gün kala NTV’ye konuk oldu.
 
Başbakan Erdoğan, Oğuz Haksever, Nermin Yurteri, Nilgün Balkaç ve Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtladı.
 
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
 
"Yarın İstanbul’da Tuzla, Maltepe ve Üsküdar’la tamamlayacağız. 68 il, ilçelerle birlikte 89 miting oldu. Hakkari’yi dışında tutarsak coşkunun, heyecanın tavan yaptığı bir kampanya oldu. Yağmurlarla birlikte başladık, 10 gündür sıcaklar başladı. Sıcağa rağmen ilgi alaka çok büyüktü. Üzülerek söyleyeyim ayılanlar bayılanlar oldu.
 
Birkaç mitingde şarkı söyledim.
 
Diğer liderlerin yatırım projesi konusunda bir şey olmadı. Bir iki sosyal proje sundular. Yatırım projesi duymadım. Bağımsızların bu tür proje söyleme durumu yok.
 
Sosyal, siyasi projeler sunduk.  Ankara-Konya arasındaki hızlı treni bitirdik. Test sürüşünü yaptık, yasaklar nedeniyle açılışını yapamadık.
 
Sayın Kılıçdaroğlu’nun CHP içinde kendini ispatlama durumu söz konusu. Sayın Baykal’ın oy oranını üzerine çıkması lazım.
 
Liderlerin illere gitmesi normalleşme, demokratikleşmeye katkısı olacaktır. Memnunum.
 
Laiklik konusu pek gündeme gelmedi. Asker-sivil ilişkisi kısmen ele alındı. Ama hakaretler yapıldı.
 
'AK PARTİ'LİLERE TEHDİT VAR'
Bence başarılı bir kampanya süreci yaşadık. Muhalefetin Sivas’ın doğusuna gitmesi manidar bir süreç oldu.
 
Güvenin olmadığı yere yatırımcı gitmez, sonra istikrarı arar. Güven ve istikrarın olmadığı yere yatırımcı gitmez.
 
12 Eylül’de sandığın üzerine çarpı işareti koydular. Yoğun bir şekilde tehdit var. Benim ilçe başkanıma, il başkanıma tehdit var.
 
Bu bir yıldırma politikası, biz buna karşı duruşumuzu aynen devam ettireceğiz.
 
BDP bu konuda terör örgütüne tavır koymadığı için durum ortadadır.
 
'KÜRT SORUNUNU  BÜYÜK AŞAMADA ÇÖZDÜK'
Biz Kürt meselesinin muhatabı olarak sadece parlamentoya gelenleri mi muhatap göreceğiz? 'Parlamentoya gelenlerle bu işi çözerim' derseniz aldanırsınız.
 
BDP’nin Kürt meselesinin çözümü diye bir derdi yok. BDP bölgeye hizmet gelmesin istiyor çünkü bu sorundan nemalanıyor.
 
Kürt sorununda önemli bir aşamaya geldik, büyük aşamada çözdük. Ret ve inkar politikaları geride kaldı.
 
Sadece Kürtlerin değil, herkesin sorunları var. Hepsini çözeceğiz.
 
CHP 'sahillerin, kumsalların partisi olduğunu' söylüyor. Türkiye’nin partisi olamıyor, biz Türkiye’nin partisiyiz. Biz 74 milyonun partisiyiz, bizde dışlama yok.
 
Kürtçe ezan, Cuma namazı meselesi. Kürtçe ezan meselesi BDP’yi CHP’nin yanına taşıdı. 18 yıl bu ülkede Türkçe ezan okundu. Tepkiler gelince geri adım attılar. Cuma birlik ve beraberliktir. Bunu bozmaya kimsenin hakkı yok.
 
Gerçek kamuoyu araştırması Pazar günü belli olacak. Büyük emek sarf ettik, Pazar akşamı neticeyi göreceğiz. Bizim olay aslında çok da profesyonel değildir. Profesyonel anlayış ama amatör ruhla çalışmalar yaptık.
 
'FİRE VERENLER YERİNİ BULDU'
Yeni anayasa için Sayın Bahçeli’den üç kez randevu talep ettim ama yanıt alamadım.
 
26 maddelik pakete MHP esastan karşı çıktı, CHP ise 'kahve içmeye gelirsiniz' dediler. Adeta dalga geçtiler.
 
Parti kapatmasından yakınan BDP o maddeye de katılmadı.
 
367’nin üzerine çıksak da uzlaşmanın yollarını ararız. Yüzde 1’in üzerinde oy alan partilerle de görüşürüz. 330’ün üzerinde olsa da müracat yaparız.
 
Bizim partimizde de fire olmuştu, şimdi onlar da yerini buldu.
 
'HALK DERİN DEVLET İSTEMİYOR'
Derinler var, derin karanlık odalarda vardır. Bu ülke onlardan çok çekti. Biz onları tamamen safdışı ediyoruz. Temiz siyaset AK Parti’yle beraber egemen oluyor. Milletimiz bize bu rotayı çizdi. Çeteler olmasın, karanlık odalar, derin devlet olmasın dediler. Milletin talepleri yerine geliyor.
 
Bugün Ağrı mitingimde BDP’nin terör örgütünden nemalandığını söylediğim zaman kitlenin nasıl tepkinin geldiğini gördünüz. Artık bıktılar, düşün yakamızdan diyorlar. Terör örgütünün ne olduğunu halkımız iyi biliyor.
 
Ağrı’ya ilk geldiğimizide bizden ilk istenen OHAL’in kaldırılmasıydı. Biz OHAL’i kaldırdık. Çekiç gücü kaldırdık.
 
'BDP'Lİ BELEDİYELERİN SU SORUNU VAR'
Olayı sadece iş-aş noktasında görme gibi ideolojik yaklaşım var. Yol, su medeniyettir. Güneydoğu’nun BDP’li belediyelerin çoğu su sorunu çözülmemiştir. Şırnak’ın, Siirt’in su sorununu biz çözdük.
 
İzmir Belediyesi su sorunun çözememiştir. İzmir’e suyu biz verdik.
 
Kalkınmadan istihdam nasıl olacak? Büyük bir oranla kalkınmayı yaptık.
 
Yüksekova’daki hastanenin açılışını engelleme çalıştılar. Ben vatandaşlarımın hepsini ayrım yapmadan seviyorum. Ayrım sözkonusu değil.
 
Hiçbir imkanı yoksa her ay sosyal yardımlaşma ve dayanışmadan 150 lira veriyoruz.
 
Ret politikalarını, inkar politikalarını biz halletik. Asimilasyonu biz hallettik.
 
Bu ülke Kürt cumhurbaşkanı gördü. BDP istismar siyaseti yapıyor. Bu ülkenin kardeşliğine, birliğine, beraberliğine vurgu yapıyoruz. Demokratik Açılım'ı aynı kararlılıkla sürdüreceğiz.
 
Ayla Akat’ın 'Müslüman Kürtler Hıristiyan olsun' diye bir beyanatı var. İmralı’dakinin kendisini tanrı, peygamber ilan etmesi... Bu değerler üzerinden spekülasyona gidilmesi çağrı yapmamıza neden oldu.
 
Bu söylem çok tehlikelidir. Ezanın evrenselliği vardır, buna terstir. Nereye giderseniz gidin ezan hiç değişmez.
 
TUTUKLULUK SÜRELERİ
Benim bireysel görüşüm olmaz. Partinin genel başkanı, ülkenin de başbakanıyım. Mahkemelerin süratle karar vermesi gerekli. Bir yerde bir sorun var, bu sorun ciddi bir sorun. Ama bizim attığımız adımlar da var. Bölge adliye mahkemeleri temyizin yükünü büyük ölçüde alacak. Seçimlerden sonra bir araya gelip, düzenleme gerekliyse yaparız.
 
'BAZI KİTAPLAR BOMBADAN TESİRLİ'
(Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tutuklanması) Öyle kitaplar var ki bombadan daha tesirlidir.
 
Kemal Kılıçdaroğlu, 'Dişlerini sökeceğim' ifadesini nasıl kullanırsın? Ben asla hakarete varan bir ifade kullanmam.
 
Ben eleştiriden hoşlanırım, hakaretten hoşlanmam. Eleştiri olursa başım gözüm üstüme, hakaretten hoşlanmam.
 
'AFEDERSİN NE RUMLUĞUMUZ KALDI'
‘Özgürlükle noktasında kısıtlama var’ ifadesine karşı, şu gazetelerin manşetlerini biz mi attırıyoruz? Bu ülkede bir zamanlar manşetler sürmanşetler attırılıyordu, siparişle yazılar yazdırılıyordu. Ama şu anda bize köşelerinde istediği gibi saldıran, istediği gibi hakaret eden manşetleri rahatlıkla atabilen yazılı ve görsel medya var. Medya açısından bunu söylüyorsanız şu anda benimle ilgili hatta hatta cumhurbaşkanımız bizlerle ilgili yazılmış 30’u aşkın kitap var ki, bu kitapların içinde bizim ne Yahudiliğimiz ne Ermeniliğimiz afedersin ne Rumluğumuz, hiçbir şeyimiz kalmadı. Adam içerden şu anda cayır cayır kitap yazıyor. Ne yapacaksınız, bu adamları tek yolu var yargı.
 
Bizim her şeyimiz belli. Çok merak ediyorsan cinsimizi, cibilliyetimizi araştırabildiğin kadar araştır getir ortaya koy. Eşimle ilgili, aynı şekilde cumhurbaşkanımızla ilgili. Özgüllük adına bunlar mı yapılır, bu özgürlük mü? Geçen bir televizyon programında söyledim herkesin özgürlüğüne saygım var ama benim özgürlük alanıma girmeyecek. Sınırsız özgürlük asla yoktur.
 
Ama öyle dönemlerden geçtik ki mesela biz iktidar olduk ilk işimiz yüksek bir basın şurası ve bir yasal düzenleme yapmak oldu. Biz son basınla ilgili yasal düzenlemeyi basının bütün o duayenlerini bir araya getirerek yaptık, hepsi de buna katıldılar. Buna rağmen eğer eksik, aksak şeyler varsa bunu da oturalım yapalım.
 
'DEVLET TELEFON DİNLEMEZ'
Telefon dinlemesinin devletle alakası yok. Devlet yargıyla yapar, buna giremez. Girerse bu risktir. Özel sektör telefon dinleyebilir. Turkcell telefon dinlemez diyebilir misiniz? Vodafone, Türk Telekomu’na kadar.
 
İnternet olayında gayrı ahlaki yayınlar var. TİB’e girdiler, siber saldırı oldu ama baş ettiler.
 
Geçen senin (Ruşen Çakır) programında adeta çıldırdılar. Sizin kanalınızda oldu, biz mi müdahale ettik? Türkiye’de özgürlük var. Batı'da bu tür eleştirilerin arkasında kimlerin olduğunu biliyoruz. Bunun arkasında Yahudi sermayesi var.
 
'SURİYE SINIRINDA ÖNLEM ALIYORUZ'
Suriye’deki gelişmeler endişe, kaygı verici. Üç binden fazla gelen var. Tedbirlerimizi Hatay, Gaziantep ve Mardin’de aldık.
 
Orada sığınan kardeşlerimize kapımızı açacağız ama bu kontrollü şekilde olacak. Bir an önce Suriye'de neticenin alınmasına çalışacağız.
 
'KADDAFİ'NİN TEK ÇARESİ GİTMEK'
Suriye, Libya’dan çok farklı. Kaddafi’nin lider pozisyonu vardı, onu kaybetti.
 
Biz Libya’da bombardımanda yokuz. 'Asla uçaklarımızı Libya’da uçurmayız' dedik. Bizim yardımımız lojistik. Para ve silah yardımı yapmıyoruz. Gıda, hastane, ilaç giyim-kuşam yardımı yapıyoruz. NATO üyesiyiz, orada yardım yapma durumundayız.
 
Kaddafi’nin şimdi oğlu daha önde görünüyor. Değişime doğru direniyorlar. Libya’yı terketmekten başka çaresi yok.
 
'DEVLET BAKANLIĞI UCUBEYDİ'
Başbakanın, bakan yardımcısı seçiminde onayı olacaktır. Hazırlık safhasını başbakan ile bakan birlikte oturur konuşur. Teklif alır, onun üzerinde çalışırım. Kendisi çalışacağı için bakanın kendisinin seçmesini daha uygun buluruz. Geçen dönemde Çankaya’yla çok sıkıntılarımız oldu.
 
Devlet bakanlıkları olayı bir ucubeydi. Bunlar bütçesi olmayan bakanlıklardı. Müsteşarlar idari görevi yapıyor ama siyasi görevi yapamıyorlar. Bakanla müsteşar arasına adeta bir siyasi müsteşar getiriyoruz.
 
Bizimki bir genellemedir, bir ülkeden örnek alınmamıştır. Patenti tamamen bize aittir.
 
Benim yol haritamı hep millet çizdi, bundan sonra da millet çizecek.
 
CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESİ
Cumhurbaşkanının görev süresinin 5 yıl olduğunu söyleyenler var, 7 yıl olduğunu söyleyenler var. Bunun yasal düzenlemesiyle çözülmesi gerekiyor.
 
Sadece şunu iyi biliyorum; Sayın Kılıçdaroğlu’nun önce lider olması lazımdır. Kendisi sanal bir genel başkandır. Kılıçdaroğlu’nun kaset olayı sonrasında Baykal’ı ziyaret etmesi manidardır. ‘Aday değilim’ diyen o zat, ertesi gün aday olmuştur. Sayın Kılıçdaroğlu, CHP içindeki konumunu sağlamlaştırmanın peşindedir.
 
HOPALI ÖĞRETMEN İÇİN BAŞSAĞLIĞI
Ben öncelikle tabii Metin Lokumcu’nun akrabanız (Ruşen Çakır) olması nedeniyle başınız sağolsun diyorum. Arkadaşlarım size bazı resimleri ve ses kasetlerini ulaştırsınlar. Acaba emekli bir öğretmene bu yakışır mı, diye hakkı teslim etmeniz lazım. Ben öyle ifadeleri emekli öğretmene yakıştırmam, elindeki taşı yakıştırmam.
 
Kemal Kılıçdaroğlu ‘Polis kendisi düştü’ diyor, ne kendisi düşmesi? Ziyaret etmekle sanıyorum bunu çözüyorum sanıyor. Kimsenin o polisten bahsettiğini görmedim. Polis adeta şamar oğlanı."

NTV