Huysuz'un son sürprizi

Seyfi Dursunoğlu, nam-ı diğer Huysuz Virjin, birkaç gün önce 79 yaşına bastı. Hâlâ dinç, hâlâ eğlenceli, hâlâ çılgın, sonuna kadar da kindar. Öyle ki vasiyetini değiştirecek kadar

07 Ekim 2011 Cuma 08:22 tarihinde eklendi, 1.331 kez okundu.

 


 
 Kendisi itiraf ediyor çok kıskanç ve kindar olduğunu. “Birini sildim mi,  biter” diyor.
 
- Seyfi Dursunoğlu, servetinin  tamamını Türkiye Eğitim Gönüllüleri  Vakfı’na bağışlamaktan vazgeçmiş.   “O anlaşmayı bozdum. Bir olaydan rahatsız oldum” diyor ama olayın ne olduğunu söylemiyor. Sonradan yaptığı eklemeyse manidar: “Şimdi yeni yerler düşünüyorum.  Son dakika bir kazık atıp, birini evlat da 
edinebilirim.”
 
- ”Camianızla aranız nasıl? Uzun süren dostluklarınız var mı?” diye soruyoruz, cevabı “Ben herkesle ahbabım ama hemen hiçbiriyle arkadaş değilim” oluyor. 
 
- RTÜK’ü, dizileri, piyasayı eleştiriyor, özellikle de senaristleri. Kızdığı nokta, olayların çok yavaş ilerlemesi. “İlk bölümler çok heyecanlı oluyor, ama sonra... Biz bir Dallas seyrettik, senelerce oynadı. Hiç ağdalı değildi. Demek ki yazarların kabızlığı var” diye ekliyor.
 
- ”Ya sinema?” diye soruyoruz, beklemediğimiz bir yanıt alıyoruz: “Bana kötü adamı oynamak  yakışmaz. Ama bir seri katili  oynayabilirim.”
 
 
Mutlu yıllar! 79 oldunuz. Yeni yaşınızdan neler bekliyorsunuz?
1 Ekim 1932 ve 1 Ekim 2011. Allah iyileri alır, kötüleri bırakırmış. O yüzden ben yaşadım, iyiler gitti. (Gülüyor) Hiçbir uhdem yok. Ben Türkiye gibi müslüman bir ülkede, böyle bir şovu 50’ye yakın sene yapabildim. Kendimi kabul ettirebildiğim için çok memnunum. Taklitlerim çıktı ama tutunamadılar. 
 
Yıllarınız Huysuz Virjin’le geçti...
Son zamanlarda Seyfi Dursunoğlu da girmeye başladı devreye. Ben eşimden memnunum. O tipi ben yarattım. Eski tiyatroyu, ortaoyununun en önemli tiplerinden Zenne’yi, Karagöz ve Hacivat’ı da katarak bir şov çıkardım ortaya.
 
Huysuz’un farkı ne?
Hazır cevaplılık ve doğaçlama yeteneğim. Herhalde bu yeteneği olan çıkmadı. Zor bir iş başardım. Kendimi muvaffak olmuş sayıyorum.
 
“Kulisime giren adam bana tecavüz etmeye kalktı” 
 
Seyfi ve Huysuz’u karşılaştırdığınızda ortaya nasıl sonuç çıkıyor?
Çok ayrı iki karakter. Belki ben yaşım icabı Huysuz gibi fevri kararlar almıyorum. Daha düşünerek, daha istikrarlı, ayağı sağlam yere basan kararlar alıyorum. 
 
En sevdiğiniz ve sevmediğiniz tarafları neler?
Seyfi’nin sevmediğim tarafı; çok kıskanç ve kindar oluşu. İtiraf ediyorum birini sildim mi, biter. Bir de anormal kıskancım. Huysuz’un rahatsız olduğum tarafı yok. Çünkü hep doğruları konuşan, dolaylı olarak insanlara bir şeyler öğreten bir mizacı var. Onu seviyorum. Bir tek çok isterikli; ona kızıyorum. 
 
Unutamadığınız bir anınız var mı?
Bunu anlatsam mı, bilemedim. Neyse... Kulüp 12’de hazırlandım, sıramın gelmesini bekliyorum kuliste. 70-80’li yıllar... Pat diye kapı açıldı. Kafamı çevirip baktığımda elinde silah ya da bıçak olan bir adam gördüm, o korkudan tam hatırlamıyorum. Tecavüz etmeye kalktı adam bana. “Yarabbim ne yapacağım?” derken Günay (Kulüp 12’nin müdürü) içeri geldi. Ve adam ortadan kayboldu. Günay’a durumu anlattıktan sonra kulise alarm sistemi kuruldu. 
 
“Bir seri katili oynamak isterim” 
Ekrandan yasaklandığınız bir dönem oldu. Bu yasaklar sizi nasıl etkiliyor?
Evet, öyle bir şey oldu. Ben çok iyi biliyorum ki Zahid Akman, bütün kanalların müdürlerini toplayıp “Kadın kılığında erkek görmek istemiyorum” demiş. 
11-12’den sonra çıkmamda sorun yokmuş ama o saatten sonra da ben program yapamıyorum. Ben bu yaşta bu emeği vereceksem, prime time 1’de çıkmalıyım. Ben yüksek ücretle çalışan bir sanatçıyım, alternatifim olmadığı için. Ama devlete çok iyi vergi ödüyorum. Bu ay 265 bin TL vergi ödedim.  
 
Ekranda olmayı seviyor musunuz?
Beni insanlar seviyorlar. Konuk gittiğim programların bile hemen reytingi yükseliyor. Zaten RTÜK’ün itirazı çok izlendiğim içindi. Bu dizilerde de öyle. ‘Muhteşem Yüzyıl’, ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ için de çok laf edildi başlarda.
 
Dizi izliyor musunuz?
İzleyemiyorum, çünkü çok yavaş ilerliyor olaylar. Ben de çok tezcanlıyım, sıkılıyorum. Dizilerin ilk bölümleri çok heyecanlı oluyor, ama sonra... Biz bir Dallas seyrettik, senelerce oynadı. Hiç ağdalı değildi. Demek ki yazarların bir kabızlığı var. Oyuncunun oturduğu yerden kalkıp, tekrar yerine oturma sahnesi 10 dakika sürüyor. İnsanları istismar bu. Sonra patır patır dökülüyorlar. En ahlaksız olan 1-2 tanesi kalıyor.
 
Yeni projeleriniz neler?
Doritos’un reklamlarında oynadım Huysuz olarak. Pazartesi ekranda dönmeye başlayacak. Onun dışında bir şey yok. Ben iş peşinde koşan biri değilim. Ekrandan gelecek para da benim için çok mühim değil. 
 
Bir sinema filminde oynamak ister misiniz?
Benim komediyi seçmem isabetli olmuş. Bana kötü adamı oynamak yakışmaz. Ama bir seri katili oynabilirim. Karanlık suratımın olması için çaba sarf ederim. Ama yine de sinema için fazla iddialı değilim. Her şeyi oynayamam.
 
Kendi camianızla aranız nasıl? Uzun süren dostluklarınız var mı?
Ben herkesle ahbabım ama hemen hiçbiriyle arkadaş değilim. 
 
Küs olduğunuz isimler var mı?
Var. Ve o insanlar asla bana geri dönüş yapamayacağını bilirler. Ama kim olduklarını söylemem.
 
“Evim genelev olsun”
Servetinizin tamamını TEGV’e mi bağışladınız?
Hayır, o anlaşmayı bozdum. Bir olaydan rahatsız oldum. Şimdi yeni yerler düşünüyorum. Son dakika bir kazık atıp, birini evlat da edinebilirim.
 
Evinizin müze haline getirilmesini ister misiniz?
Genelev olsun istiyorum ben. Genelevde de renkler bordodur. (Gülüyor) Ben gittikten sonra ne isterlerse yapsınlar.
 
Yeni Adriana Lima!
 
Daha önceki kampanyalarında Cem Yılmaz, Tarkan, Adriana Lima gibi yıldızlarla çalışan Doritos’un son tanıtım yüzü Huysuz Virjin. Reklam çekimleri sırasında eğlenceli dakikalar geçiren Huysuz Virjin, “Yeni Adriana Lima benim!” diyerek iddiasını ortaya koydu.
 
 
“En çok benim elbisem beğeniliyor”
‘Aile İçi Şiddete Son’ kampanyasına kaynak sağlamak amacıyla “Kostümlerle El Ele” projesine destek veren Seyfi Dursunoğlu, en çok kendi elbisesinin beğenildiğini söylüyor. Kostümleri almak isteyenler modaset.com adresine girebilir.
 
SENEM AYDIN / Milliyet