İç Güvenlik reform paketi Meclis'te

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderildi

İç Güvenlik reform paketi Mecliste
24 Kasım 2014 Pazartesi 11:17 tarihinde eklendi.
AK Parti iktidarı tarafından hazırlanan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderildi. İçişleri Bakanlığı'nca hazırlanan 43 maddelik tasarıda, birçok değişiklik öngörülüyor.
 
Toplantı ve gösteri yürüyüşlerine; ateşli silahlar veya havai fişek, molotof ve benzeri el yapımı olanlar dahil patlayıcı maddeler veya her türlü kesici, delici aletler veya taş, sopa, demir ve lastik çubuklar, boğma teli veya zincir, demir bilye ve sapan gibi bereleyici ve boğucu araçlar veya yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı eczalar veya diğer her türlü zehirler veya her türlü sis, gaz ve benzeri maddeler taşıyarak veya kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini tamamen veya kısmen bez vesair unsurlarla örterek katılanlar 2 yıl 6 aydan 4 yıla kadar cezalandırılacak.
 
Yasadışı örgüt ve topluluklara ait amblem ve işaret taşıyarak veya bu işaret ve amblemleri üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyerek katılanlar ile kanunların suç saydığı nitelik taşıyan afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gereçler taşıyarak veya bu nitelikte sloganlar söyleyerek veya ses cihazları ile yayınlayarak katılanlar ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
 
El ile dıştan kontrol hariç kişinin üstü ve eşyası ile aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin aranması; İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenecek esaslar dahilinde mülki amirin görevlendireceği kolluk amirinin yazılı, acele hallerde sonradan yazıyla teyit edilmek üzere sözlü emriyle yapılabilecek. Kolluk amirinin kararı 24 saat içinde görevli hâkimin onayına sunulacak.
 
Tasarının genel gerekçe bölümünde ise son zamanlarda meydana gelen toplumsal olayların terör örgütlerinin propagandasına dönüşmesi, göstericilerin vatandaşların can güvenliklerini ve vücut bütünlüklerini tehdit etmesi, kamuya ve özel kişilere ait bina, araç ve mallara zarar vermesi, hatta yağma girişimlerinde bulunması özgürlük-güvenlik dengesini bozmadan yeni tedbirler alınmasını zorunlu kıldığı ifade edildi.
 
Tasarı ile;
Suç işlenmesinin önlenmesi, vatandaşların kendilerini güvende hissetmelerinin sağlanması, can ve mal emniyetinin temin edilmesi, suçun aydınlatılması ve suçluların yakalanması gibi asli görevleri olan kolluk kuvvetlerinin durdurma, arama ve gözaltına alma, gerektiğinde silah kullanma gibi yetkilerinin yeniden düzenlenmesi öngörülüyor.
 
İl İdaresi Kanunu gereğince il ve ilçe sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiri olan ve suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri almakla yükümlü olan mülki idare amirlerinin yetki ve sorumluluklarının daha belirgin hale getirilmesi yönünde düzenlemeler yapılıyor.
 
Toplumsal olaylarda cebir ve şiddet kullananlara uygulanan bazı cezaların caydırıcı hale getirilmesi sağlanıyor.
 
Toplumsal olaylarda kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek şiddet olayları ile terör olaylarında kişilerin vücut bütünlüğüne ve kamu malları ile gerçek ve tüzel kişilerin mallarına verilen zararların Devlet tarafından karşılanması halinde, genel hükümlere göre sorumlulara zorunlu olarak rücu edilmesi öngörülmekte, rücu istemine ilişkin zamanaşımı sürelerinin bir kat artırılarak uygulanması yönünde düzenleme yapılıyor.
 
Fiziksel engel ve benzeri sağlık sorunları ile İçişleri Bakanlığınca belirlenecek diğer sebeplerle müşteki, mağdur ve tanık ifadelerinin kolluk tarafından konutlarında veya işyerlerinde alınması sağlanıyor.
 
Son dönemde sentetik kannabinoidler (bonzai) ve türevlerinin kullanımının ve buna bağlı ölümlerin artması nedeniyle son iki yıldır özellikle eğitim kurumları ve çevrelerinde kullanımında ve ticaretinde önemli bir artış gerçekleşen sentetik uyuşturucu maddelere yönelik cezai yaptırımların daha caydırıcı hale getirilmesi sağlanıyor.
 
Son yıllarda kamu güvenliği ve düzenini tehlikeye düşüren terör, asayiş ve uyuşturucu suçları kiralanan araçlarla işlendiğinden; önleyici kolluk hizmetleri kapsamında suçların önlenebilmesi, olayların meydana gelmesi durumunda ise fail veya faillerin en kısa sürede tespit edilebilmesi ve yakalanabilmesi için araç kiralama işlemlerinin kayıt altına alınması amaçlanıyor.
 
POLİS AMİRLERİNİN RÜTBE TERFİLERİ
 
Polis amirlerinin rütbe terfılerinde, tüm çağdaş ülkelerin aksine kıdeme dayalı bir sistem benimsendiği, liyakatin ikinci plana bırakıldığının dile getirildiği tasarıda, "Polis amirleri bulundukları rütbede zorunlu en az bekleme süresini tamamlamaları ve herhangi bir ceza almamaları halinde mesleki yeterliliklerine bakılmaksızın otomatik olarak bir üst rütbeye terfi etmeye başlamışlardır. Bu sistem, ihtiyaç duyulan amir rütbelerinde sayısal azlığa ve ihtiyaç duyulmayan rütbelerde ise aşırı yığılmalara neden olmuştur." deniyor.
 
Yapılan düzenleme ile bozulan personel piramidinin görev ve hizmet gereklerine uygun hale getirilmesi amacıyla; her rütbede yer alacak amir sayısı/oranı belirlenmekte, her rütbe terfiinde yazılı ve sözlü sınav şartı getirilmekte ve terfi için öngörülen asgari şartlara sahip personel arasından en kıdemli olanın değil en liyakatli olanın terfi etmesi öngörülüyor. Ayrıca ihtiyaçtan fazla sayıdaki Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sımf Emniyet Müdürlerine, belli bir miktar ek ödeme yapılmak suretiyle resen emeklilik sistemi getiriliyor.
 
Tasarıda, "Emniyet Teşkilatına bağlı eğitim-öğretim kurumları; 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 19 uncu maddesine göre kurulan polis koleji ve ek 24 üncü maddesine göre kurulan polis meslek eğitim merkezleri ile 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu hükümlerine göre kurulan Polis Akademisi ve bağlı fakülteler, enstitüler ile polis meslek yüksek okulları. Günümüz şartlarında polis memurları, polis meslek yüksek okulları ve polis meslek eğitim merkezlerinde yetiştirilmekte olup, polis meslek yüksek okulları Polis Akademisine bağlı olarak, polis meslek eğitim merkezleri ise Eğitim Dairesi Başkanlığına bağlı olarak faaliyet yürütmektedir. Bu itibarla Emniyet Teşkilatında eğitim kurumlarının yönetimi bakımından çok başlılık mevcuttur. Polis amiri yetiştiren Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesinin öğrenci kaynağını, Polis Koleji mezunları ile lise ve dengi okulları bitirenler arasından yönetmelikle belirtilen şartları taşıyan öğrenciler oluşturmaktadır. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü adına yurt içindeki diğer fakülte ve yüksekokullarda okutulan öğrenciler de Emniyet Teşkilatının amir kaynağım oluşturmaktadır. Lise düzeyinde olan Polis Koleji ile 4 yıllık eğitim veren Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi, kuruluş amaç ve gerekleri günümüz şartlarında ortadan kalkmıştır. Düzenleme ile Emniyet Teşkilatında istihdam edilecek personel için harcanan eğitim maliyetinin düşürülmesi, çağdaş ülkelerde olduğu gibi bir eğitim sistemi oluşturulması ve Emniyet Teşkilatında çok başlılık yaratan tüm eğitim kurumlarının Polis Akademisine bağlanması amaçlanmıştır." ifadeleri yer alıyor.
 
JANDARMAYA YENİ DÜZENLEME
 
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının İçişleri Bakanlığı ile ilişkilerinin yeniden düzenlendiği tasarıda, "Bu düzenlemelerle, demokratik rejimin gereği olarak, sivil otoritenin ve denetimin güçlendirilmesi amaçlanmaktadır. Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının Genelkurmay Başkanlığıyla bağlantısının kaldırılması veya ilişkilerinin yeniden tanzimi yönünde herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Söz konusu kurumlar arasındaki ilişkiler aynen muhafaza edilmektedir. Büyükşehir belediyesi kurulan illerde jandarmanın yasal yetkisi hususundaki tereddütlerin giderilmesi amacıyla jandarma teşkilatının bu illerde de görev yapması hususu açıklığa kavuşturulmaktadır. Bu bağlamda büyükşehir belediyesi kurulan illerde, belediye sınırları içinde olmakla birlikte hizmet gerekleri bakımından uygun görülen yerlerin jandarmanın görev alanı olarak tespit edilmesine imkân sağlanmaktadır.
 
Jandarma teşkilatında, müşterek kararnameyle atanan generaller hariç olmak üzere, daire başkanları ile il ve ilçe jandarma komutanlarını atama yetkisi İçişleri Bakanına verilmektedir. Sahil Güvenlik Komutanlığı Kurmay Başkanı ve Komutanlık karargahında çalışan diğer başkanlar ile bölge komutanlarının atanmalarında İçişleri Bakanı yetkili kılınmaktadır. İçişleri Bakamna bütün jandarma teşkilatı personelini, askeri nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı görevden uzaklaştırma yetkisi verilmektedir. İl jandarma komutanı hariç, valilerin, sahip oldukları görevden uzaklaştırma yetkisini doğrudan kullanmalarına imkân verilmektedir. Aynı şekilde, Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin de askeri nitelikte olmayan görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı görevden uzaklaştırılmasında İçişleri Bakanı yetkili kılınmaktadır. Bu bağlamda, görevden uzaklaştırılan personelin mali ve sosyal haklan da düzenlenmektedir. İçişleri Bakanlığının ve valilerin jandarma ve sahil güvenlik teşkilatları üzerinde sahip oldukları denetleme yetkileri, askeri görevler dışındaki bütün görevleri kapsayacak şekilde genişletilmektedir. Valilere jandarma ve sahil güvenlik teşkilatı personelini değerlendirme yetkisi verilmektedir. İl ve ilçe jandarma komutanlarının izne ayrılması mülki amirin onayına bağlanmaktadır.
 
Valilerin jandarma ve sahil güvenlik personelinin disiplin amiri olmaları öngörülmektedir. Jandarma teşkilatı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin kıyafetinin, Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığınca müştereken belirlenmesi öngörülmektedir." deniliyor.
 
NÜFUS HİZMETLERİ
 
Nüfus hizmetlerine ilişkin iş ve işlemlerin daha sağlıklı yürütülmesi, hizmet sunumunda hız ve kalitenin arttırılması, vatandaş memnuniyetinin sağlanması ve bürokratik süreçlerin kısaltılmasına yönelik çalışmalar kapsamında 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda yeni düzenlemeler yapılmasının ihtiyacının ortaya çıktığının belirtildiği tasarıda, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına verilmiş olan kimlik numarası tek anahtar olabilme özelliği ile e-devlet uygulamalarının merkezinde önemli bir yer aldığı ifade edildi. Bütün kamu kurumları ve özel kurumlar kimlik numarasının yer aldığı kimlik belgesini esas almak suretiyle işlem yapıldığı kaydedildi.
 
Tasarıda, "Yüksek Planlama Kurulunun 11/7/2006 tarihli ve 2006/38 No'lu Kararı ile kabul edilen Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planının 46 No'lu Vatandaşlık Kartı; Pilot Uygulaması ve Yaygınlaştırılması Eylemi ile biyometrik unsurlar da içeren elektronik vatandaşlık kartının kimlik doğrulama için kullanımının sağlanması ve tüm kimlik doğrulama fonksiyonlarının tek bir elektronik kartta toplanması öngörülmüştür. Ayrıca, günümüzde kamudaki hizmetlerinin etkin bir şekilde yürütülmesi adres ve yerleşim bilgilerine sağlıklı bir şekilde ulaşılmasını gerektirmektedir. Bu nedenlerle adrese ilişkin işlemlerde uygulamada ortaya çıkan sorunları aşmak amacıyla Kanunun Adres Kayıt Sistemine ilişkin hükümlerinde bazı değişiklikler yapılması gerekmiştir.
 
6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile köyken mahalleye dönüştürülen idari birimdeki vatandaşlarımızın, evlendirme hizmetlerinde uzaklık nedeniyle karşılaşacakları zorlukları önlemek amacıyla söz konusu muhtarlıklara da evlendirme memurluğu yetkisi verilmektedir. E-Vatandaşlık Hizmetleri Projesi, 2006-2010 Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Planında Vatandaş Odaklı Hizmet Dönüşümü bileşeni altındaki 52 No'lu Eyleminin hayata geçirilmesi amacıyla; yurt içinde nüfus ve vatandaşlık hizmetlerine yönelik olay formu düzenleyen kurumlara, yurt dışında ise dış temsilciliklere olay formlarını elektronik imza kullanarak gönderme veya tescil etme yetkisine ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir.
 
Yapılan diğer bir düzenleme ile güvenli kimlik doğrulama araçları kullanılarak nüfus kayıt örneği ve yerleşim yeri belgesinin vatandaşlar tarafından e-devlet üzerinden en kolay ve süratli bir şekilde temini hedeflenmiştir. 21/6/1934 tarihli ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3 üncü maddesine aykırı soyadları ile yazım ve imla hatası bulunan ad ve soyadları mahkeme kararı aranmaksızın il veya ilçe idare kurulu kararıyla bir defaya mahsus olmak üzere değiştirilebilmesi öngörülmektedir. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu uyarınca yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılardan durumu uygun görülmeyenlerin talepleri Bakanlıkça reddedilmekte ancak, kişilerin idari yargıya başvurmaları sonucunda yetki unsuru yönüyle hukuka uyarlık bulunmaması nedeni ile mahkemelerce dava konusu olan işlem iptal edilmektedir. 5901 sayılı Kanunda yapılan düzenleme ile durumu uygun görülmeyenlerin taleplerinin Bakanlıkça reddedilmesi hüküm altına alınarak yetki unsuru yönüyle uygun hale getirilmesi amaçlanmıştır.
 
Vatandaşlarımızın Emniyet Genel Müdürlüğünce verilen pasaport ve pasaport yerine geçen belgeler ile sürücü belgelerini de kimlik kartı gibi Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden alabilmesi öngörülmektedir. Kamu kaynaklarının daha etkili, verimli ve ekonomik kullanılması bakımından; Kaçakçılık İstihbarat, Harekat ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığı kaldırılarak bu birimin görevleri İller İdaresi Genel Müdürlüğüne devredilmektedir.
 
Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıklarının görevlerini etkili bir şekilde yerine getirilebilmeleri amacıyla Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli olarak yeniden yapılandınlmaktadır. Ayrıca, İçişleri Bakanlığına görev olarak verilmiş olan 112 Acil Çağrı Merkezleri ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlıkları ile ilgili iş ve işlemleri yürütmek ve takip etmek görevi İller İdaresi Genel Müdürlüğüne tevdi edilmektedir." deniliyor.

CİHAN