"İnsanlığın geleceği için en büyük tehdittir"

Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Yüksek İdari Yargı Mercileri Birliği'nin Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan Gala Yemeği'nde yaptığı konuşmada, "Adaletin içi boş bir kavrama dönüştürülmesi insanlığın geleceği için en büyük tehdittir" dedi.

İnsanlığın geleceği için en büyük tehdittir
05 Mayıs 2016 Perşembe 21:40 tarihinde eklendi, 1.493 kez okundu.
Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün evsahipliğinde düzenlenen yemekte kısa bir konuşma yapan Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Günümüzde küresel düzeyde en çok ihtiyacını hissettiğimiz, en fazla kıtlığını çektiğimiz konuların başında adalet geliyor. Elbette son bir asırdır dünyada her alanda büyük ilerlemeler kaydedildiğinin farkındayız ancak, tüm yeniliklere, gelişmelere, teknolojik alandaki devrimlere rağmen maalesef dünyamız daha adaletli, daha huzurlu bir yer haline dönüşmedi, dönüşemedi. İşte hemen yanı başımızdaki Suriye'de her gün en modern silahlarla şehirler bombalanıyor, insanlar katlediliyor. Rejimin ve destekçilerinin saldırıları sonucu 600 bine yakın insan hayatını Suriye'de kaybetti. 12 milyon insan yerini yurdunu kaybetmek zorunda kaldı. Açlıktan, kıtlıktan, çatışmalardan kaçan mülteciler derme çatma botlarda ölümle burun buruna geldikleri yolculuklarla, kendilerine sığınacak bir çatı, çocuklarına güvenli bir gelecek arıyorlar. Bu yolculukların çoğu, Akdeniz'in ve Ege'nin azgın sularında son buluyor. Türkiye olarak şu an itibariyle denizlerden topladığımız mülteci sayısı 110 bine ulaştı. İnsanlığın vicdanını kanatan, kanatması gereken bu acı manzaraya rağmen, küresel adaleti tesis etmekle yükümlü kurumlar büyük bir atalet ve tıkanıklık içinde. Çıkar kaygıları insan hayatının önüne geçmiş durumda. Bunun için biz 'Dünya 5'ten büyüktür' diyerek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin yapısındaki adaletsizliğe dikkat çekiyoruz."
 
DAİRE-İ ADLİYE KAVRAMI
"Adaletin içi boş bir kavrama dönüştürülmesi insanlığın geleceği için en büyük tehdittir. Bakınız, burada devlet ve siyaset geleneğimizde huzurun, emniyetin ve istikranın anahtarını olan bir kavrama özellikle çekmek istiyorum bu kavram, daire-i adliye, yani adalet dairesidir. Bu dairenin ilk kelimesi de, son kelimesi de ad'dir, yani adalettir. Öteki unsurlar, dairenin neresinde olursa olsun, dönüp dolaşıp gelecekleri yer adalettir. Merkez de adalettir. Adalet çemberi, kadim devlet anlayışımızla birlikte, yönetim ve siyaset tarzımızın da pusulasıdır."
 
TERÖR VE PARALEL YAPI...
"Bu anlayışla, 2002 yılından bu yana hayata geçirdiğimiz reformların, sosyal, siyasal, ekonomik düzenlemelerin tamamında adalet dairesini gözetmenin gayreti içerisinde olduk. Ancak adaletsizliği ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalarımızın önüne maalesef her aşamada engeller çıkarıldı. Bunlardan biri de terördür. Bölücü terör örgütü, bilhassa Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki altyapı yatırımlarımızı sabote etmek için her şeyi yaptı. Terör örgütü, bugün de bulduğu her fırsatta okulları ateşe vermeye, kamu binalarını tahrip etmeye, camileri, hastaneleri, işyerlerini yakmaya, yıkmaya devam ediyor. Bir başka çete de, özellikle yargı içine yerleştirdiği elemanları aracılığıyla kendi devletine ve milletine saldırdı. Türkiye, 'Paralel Devlet Yapısı' adını verdiğimiz legal görünümlü kuruluşlar altında illegal faaliyet yürüten; şantaj, tehdit, siyasi cinayet gibi her türlü suça bulaşan bu örgütle mücadelesini kararlı bir şekilde sürdürüyor. Bu saldırıların amacının, bizi demokratik ve ekonomik hedeflerimizden uzaklaştırmak olduğunu biliyoruz. Fakat milletimizin
desteğiyle bu saldırıları bertaraf ederek, 2023 hedeflerimiz doğrultusundaki yürüyüşümüze devam ediyoruz. Temennimiz, Türkiye'nin bu onurlu yolculuğunun dostlarımız tarafından da desteklenmesidir. Özellikle küresel adaletin tesisi konusunda işbirliğine ihtiyacımız var."