İslami bisiklet olur mu?

'Teknoloji, Medeniyet ve Değerler-II' konulu Düşünce Fırtınası toplantısında ortaya atılan 'İslami Bisiklet' tartışması ilgi çekti.

İslami bisiklet olur mu?
09 Eylül 2012 Pazar 14:12 tarihinde eklendi, 3.385 kez okundu.

Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından düzenlenen ''Teknoloji, Medeniyet ve Değerler-II'' konulu Düşünce Fırtınası toplantısında ortaya atılan ''İslami Bisiklet'' tartışması ilgi çekti. 

   
Konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, toplantının açılışını yapan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, ''Ele aldığımız her konuya parçacı bir bakış açısı yerine bütünsel bir perspektiften bakıyoruz. Küresel iklim krizi parçacı bakış açısının ürünü'' dedi. 
   
 Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Alparslan Açıkgenç, her teknolojinin, ait olduğu medeniyetin değerlerini taşıdığını belirterek, ''Bakış açısı önemli. İslami bir bisiklet üretilebilir. İslam'a göre ameller niyete göredir. Allah'ın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması öncelenerek üretilen bir bisiklet İslami bisiklet olur'' dedi. 
     
Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkay Dereli de ''Boyası insan sağlığına zararlı olan bir bisiklet İslami olamaz'' ifadelerini kullandı. 
   
Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bedri Gencer ise teknolojinin neden İslamisi'nin üretilmesi gerektiğini şöyle anlattı: 
   
 ''Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete' sözleriyle insan teknolojinin esaretine girdi. Teknoloji insanın asli yapısını, fıtratını değiştirmeye başladı. İnsanın asli yapısını değiştiren teknoloji ve onun ürünleri İslami olamaz. Mesela naylon halılar, özellikle çocuklara negatif elektrik yüklüyor ve onları huzursuz ediyor. İlerleyen yaşlarda bu kalıcı rahatsızlıklara sebep olabiliyor'' dedi. 
   
 Maltepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazif Gürdoğan da İslam'ın insanları, ''Ya dünya ya da ahiret kazancı'' gibi bir ikileme sürüklemediğini belirterek, ''İslam hem dünya hem de ahiret kazancı diyor. İki dünyada da nasıl kazanırız ona bakmak lazım. İnsanın iç dünyasını zenginleştirmeden dış dünyasını zenginleştirmek mümkün değil. Bunun için elimizdeki güç tasavvuftur. Mimar Sinan gibi inşa eder, Yunus Emre gibi sade yaşarız. Yoksullar gibi yaşamak bir erdemdir, ancak yoksulluk erdem değildir. Üretimde dünya ile yarışırken tüketimde tersini yapmalıyız'' ifadelerini kullandı. 
     
İslami teknolojinin şartları
      
Açıklamada, toplantıya katılan uzmanların bir teknolojinin İslami olabilmesi için gerekli şartlarla ilgili görüşlerine de yer verildi. 
     
Gıda Hareketi Derneği Başkanı Kemal Özer, ''GDO'lu ürünler, aynı zamanda insanlığı kısırlaştırıyor. Araştırmalara göre 2050'ye doğru her 100 kişiden 95'i normal yollarla hamile kalamayacak. Dünya çapında müthiş bir kısırlaştırma teknolojisi yayılıyor. Şu anda Türkiye'de bile kısırlık tedavisi gören insan oranının yüzde 35'lere çıkması bunun göstergesidir. İslami bir teknoloji insan soyunu tüketmeyi hedefleyebilir mi-'' ifadelerini kullandı. 
     
Emekli İlahiyatçı Prof. Dr. Süleyman Uludağ da ''Teknoloji geliştirme gibi yetkinliklerde milletler arası farkı fazla büyütmemek lazım. Çünkü insan yapısı her yerde aynıdır. Zaten teknoloji dediğimiz şey de bir milletin ve medeniyetin ürünü değildir. Her millet ve medeniyet bir başkasından alarak kendi teknolojisini geliştirmiştir'' dedi. 
   
 Dr. Hüseyin Çırpan ise ''Teknolojinin vatanı yoktur, ancak alet üretmenin kültürden bağımsız olduğunu da düşünmüyorum. Buluşların neye hizmet ettiği önemli. Şu anda tüm dünyada 'Ne olacak bu insanlığın hali' diye tartışılıyor. Bunu dikkate almak lazım'' ifadelerini kullandı.